Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

Yoksulluk

03 Ağustos 2020, 20:04

'Hiçbir bayrak örtemez yoksulluğun üstünü. Bir savaş için ya da vatan savunması adı altında askere alınanlar, onlara giydirilen üniformalarla birbirleriyle eşitlenmezler.'

Paralı dünyada az çalıştıkları halde cepleri dolu olanlarla, çok çalıştıkları halde mideleri asla dolmayan insanlar arasındaki farkın en yalın adıdır yoksulluk. 

Sadece boş mide ile uyumak, çöpten topladıklarıyla beslenmek ya da aç uyuttuğu çocuğun başında içi yanmış bir annenin acısı değildir.

Küçük bir azınlığının dünya çoğunluğunun hakkını göz göre göre el koyarak edindiği ekonomik güçle, dünya çoğunluğunun en temel gereksinimlerini bile karşılamayacak hale getirilerek en dibe itilmişlerin içinde yaşadıkları bir dünya ayıbı, bir dünya haksızlığı, bir dünya ikiyüzlülüğü ve ahlaksızlığıdır yoksulluk.  

Dünyanın sadece adı çıkmış yoksul ülkeleri, o ülkelerin köy, kasaba ve şehirleri yoktur. Açlıktan güçsüz düşmüş çocukların başında onun ölmesini bekleyen leş kargalarıyla beraber hatırlanan Asya, Afrika, Latin Amerika gibi uçsuz bucaksız kıtaları var yoksulluğun. O kıtalarda mutluluğun ülkeleri olarak bin bir emekle bağımsızlığını kazanan ülkelerden bize kalan yine yoksulluk oldu. Bugün dünyanın rüyasız ve hayalsiz kalmasında onların payı hiç az değil. Kazanılmış meşru iktidarını sürdürmek için halklarına karşı iknayı esas alacaklarına, iktidar olmanın zor gücünü kullanarak yönetmeyi esas alarak yaktıkları bağımsızlık ateşinin küllenmesine, o küllerde boğulmalarına neden oldular. Dert bir değil...

Havada yoktur, akar sular, durgun göller, dolup dolup bir türlü dünyanın yanağına dökülmeyen okyanuslarda yoktur yoksulluk. Doğada biri döner diğerinin yarattığı eksikliği akla hayale gelmeyen bir biçimde giderir. Buharlaştırdığı tuzlu suyu tuzundan arındırıp tatlı su olarak insanlığın üstüne yağdırman doğanın iyiliği asla unutulmaması gereken bir haldir. Ödevini iyi yapmamış öğrencinin defter sayfasını koparıp atar gibi, doğanın kaldıramayacağı yapılaşmaları heyelanlarla silip atması doğanın bir diğer halidir. Saymakla bitmez...

Mesela taşın kendi dünyasında tasnif ettiği yoksulu ve zengini yoktur. Onu kendi hayatındaki kullanım durumuna göre sınıflara ayırarak pahalı ve ucuz yapan da, taşı estetik kaygılarla yontarak ona apayrı değer kazandıran da yine insandır. Yoksulluk ve zenginlik gibi gittikçe birbirine uzaklaşan iki uç yoktur doğada. Çöl bir anlamda tüketilerek bitirilmeyecek bir kum zenginliği, ormanlar dünyanın nefes alıp verdiği akciğerleri, akar sular doğanın atar ve toplar damarlarıdır. Dünyanın nimetlerinden faydalanırken ona saygıyla eğilenleri her gün biraz daha yoksullaştıranların maden ve değerli taşlar için dünyanın canını acıtanlar olduğunu unutmamak lazım. 

Yoksulluk, bozulmuş bir aracın motorunu indirip tamir eder gibi, toplumdan sökülüp indirilerek tamir edilmez. Söküldüklerinde bir daha toplanamazlar. Kullanım kılavuzu, garanti süresi, yıllık bakımı, yedek parçası yoktur yoksulluğun. Bir makineden daha aşağılık görülürler. Doğduklarında anne, baba ve kardeşleri tarafından sevgiyle büyütülen hiçbir yoksul çocuk pazar için üretilmez ama pazar için üretilen bütün ürünlerin ucuz iş gücü olmak dışında başka seçenek bırakılmaz onlara.    

Dünyanın durmadan yoksul çoğaltan bu sistemi alaşağı edilmedikçe, yani insan olmanın temel hak ve gereksinimleri her alanda karşılanmadıkça, kendini üretip durur yoksulluk. Hiçbir bayrak örtemez yoksulluğun üstünü. Bir savaş için ya da vatan savunması adı altında askere alınanlar, onlara giydirilen üniformalarla birbirleriyle eşitlenmezler. Vurulduklarında şehit, yaralandıklarında gazi olarak dönerler yoksulluklarına. 

Doğmakla günleri ve geceleri hak ettikleri halde, insan gibi yaşama hakları ellerinde alınmışların ortak adıdır yoksulluk. Konuştukları dil ne olursa olsun, o dilleri kahırlar ve kederleriyle mayalayanlar yine onlardır. Elleri boş evlerine dönmek sadece onlara ‘kader’ olarak verilmiştir.  Onlara verilmiştir gecelerin uykusuz halleri. Rüya onlarda kâbusa döner. Hayaller onlarda içine oturulmayacak kadar dardır. Üç öğün küfür çiğneyip, öfkeyle besledikleri halde o hayatlarından çıkmak için bir türlü hep beraber ayağa kalkmayan yine onlardır. Onlar dünyanın bütün ağırlığını omuzlarında taşıyan, kahır ve keder içinde hayatlarını sürdürenlerdir. Bir gün hep beraber ayağa kalktıklarında dünya iklimini o gün değiştirecek olanlardır yoksullar.

Bu haber 693 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1502 gün önce
1620 gün önce
1642 gün önce
1670 gün önce
1698 gün önce
1726 gün önce
1754 gün önce
1788 gün önce
1908 gün önce
1915 gün önce
1964 gün önce
1978 gün önce
2006 gün önce
2013 gün önce
2027 gün önce
2034 gün önce
2041 gün önce
2083 gün önce
2097 gün önce
2111 gün önce
2124 gün önce
2132 gün önce
2138 gün önce
2160 gün önce
2167 gün önce
2194 gün önce
2216 gün önce
2279 gün önce
2348 gün önce
2362 gün önce
2404 gün önce
2447 gün önce
2496 gün önce
2523 gün önce
2538 gün önce
2580 gün önce
2601 gün önce
2629 gün önce
2734 gün önce
2741 gün önce
2762 gün önce
2769 gün önce
2776 gün önce
2797 gün önce
2804 gün önce
2818 gün önce
2832 gün önce
2853 gün önce
3269 gün önce