Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

Ne etsek nafile

04 Mayıs 2019, 10:23

Onlar sadece biz canlıları öldürmeye gelmemişlerdi Dersim'e.


4 Mayıs Dersim katliamının 82. yıldönümü. Bir geçmiş var hepimizin içinde. Öldürülmüş ve asılmışlarımızın asla uyanamayacağı bir geçmişi taşırız geleceğimize. Ara yerdeyiz, rüzgâr alacak yerde...

Ter olsaydı soğurdu, yaş olsaydı kururdu. Zamanın bir dilimi olsaydı gelir, geçerdi. Geçmedi. Bugün bizim için yeryüzünün en uzun gecesi ve en uzun gündüzü, hüznümüz yine elimizde bir fazla. Onların adlarını rüzgâr alıp beraberinde götürse de gittiği yere, gelip oturacaklar göğüs kafesimize...

Ben iki gün sonra ‘Deniz’ diyeyim, siz ondan öncesi ‘Mahir’ deyin. Ruhi Su ‘Şişli meydanında üç kız, biri Çiğdem...’ desin. O gün daha doğmamış birimiz sıyrılıp ortaya atılarak ‘İbo’ desin. Haziran'a Cevahir diyelim, yaz tutuşsun ilk günüyle. Saydıkça bakacağız ki, aylar yetmemiş günlere gömmüşüz bir bir, on on... Düştükleri yere, bir şehre, o şehrin bir semtine değil sadece; yorgan gibi örtülmüşüz bütün bir ülkeye, Kürtler çok fazla...

Onlar sadece biz canlıları öldürmeye gelmemişlerdi Dersim'e. Bizim dağlarla, sularla, evrenin ışığıyla; Suda, karada ve havada yaşayan canlılarla olan tüm ilişkilerimizi öldürmeye gelmişlerdi...

Bıraksalardı, zamanını doldurunca bir ağacın yaprağını yere bıraktığı gibi hayat da bizi bırakacaktı yere, ölümlüydük zaten...

Onlar kitapsızlığımızı, peygambersizliğimizi, sabaha yüz dönmemizi, ışığıyla yüzümüzü yıkadığımız güneşimizi öldürmeye gelmişlerdi... Dersim’de katledilen, asılan, sürgünde ölenlerin anısına...

***

NE ETSEK NAFİLE
biz suyumuzda balık
dağımızda yaslanacak yamaç
ağacımızda dal, yaprak
sabrımızda tütün sarardık çok önce...

zaman önümüzden geçip giderdi
selam bile vermezdik zamana
gök yerden ayrılmadan önce vardık
evveldik dönüp duran dünyadan
ahir de olacak yerdeydik...

şüphe daha doğmamıştı, tende acı
bir ağaç için gölgesi neyse oyduk
bir gölge için ağacı nerede duruyorsa, oradaydık
dersim yerinde durmayan
bir ağaç gölgesiydi bir zaman...

fazlalığı değildik dünyanın
sırtını dönüp gideni hiç olmadık
ne derdi varsa kainatın, derdimiz saydık
bir dünya ile yetinmedik...

işgallere çıkmadık
ganimetlerle dönmedik evimize
bedenimiz kadar değil elbet
verdiğimiz söz kadar yer kaplardık...

hiç harita taşımadık, haritalar bizi taşıdı hep
rüzgarla havalanıp, yağmurla düşen hasret olduk
kuşta kanat, mesafede ufuk çizgisi
zamanda dar yerde çile doldurduk...

ne birinin evveli, ne diğerinin sonrasıydık
bizi giydiler bir gülü giyer gibi kırmızı
bir gülümseme olarak çıkardılar bizi
yüzlerinden dökülen bin parça...

ne etsek nafile
durmadan suçumuzu tartıyorlar
bir gram ağırmışız, bir santim uzun
bir hesap ki, içinden bir türlü çıkamıyorlar

Bu haber 724 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1200 gün önce
1318 gün önce
1324 gün önce
1340 gün önce
1368 gün önce
1396 gün önce
1424 gün önce
1452 gün önce
1486 gün önce
1606 gün önce
1613 gün önce
1662 gün önce
1676 gün önce
1704 gün önce
1711 gün önce
1725 gün önce
1732 gün önce
1739 gün önce
1795 gün önce
1809 gün önce
1822 gün önce
1830 gün önce
1836 gün önce
1858 gün önce
1865 gün önce
1892 gün önce
1914 gün önce
1977 gün önce
2046 gün önce
2060 gün önce
2102 gün önce
2145 gün önce
2194 gün önce
2221 gün önce
2236 gün önce
2278 gün önce
2299 gün önce
2327 gün önce
2432 gün önce
2439 gün önce
2460 gün önce
2467 gün önce
2474 gün önce
2495 gün önce
2502 gün önce
2516 gün önce
2530 gün önce
2551 gün önce
2967 gün önce