Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

İstanbul borcunu ödemeli

18 Mayıs 2019, 09:32

Şimdi yenilenecek olan İstanbul seçiminde Kürtler hiçbir pazarlığa girmeden, yıllardır bir soygun düzeni kurmuş haramileri postalamak için demokrasiyi besleyecekler.


Tıpkı bütün Türkiye’nin İstanbul’u tahıl, sebze, meyve ve iş gücü ile beslediği gibi, şimdi de İstanbul ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganıyla Türkiye’nin hayal dünyasını besliyor. Elin eli, elin dönüp yüzü yıkaması böyle bir şey olsa gerek. Haramileri başımıza bela etmiş İstanbul’un bütün Türkiye’den ‘özür dilemesi’ olacak bu seçim. Umutlu muyum? Evet umutluyum...

Elbette genelde Kürtler, özelde HDP seçmeni belirleyecek İBB seçimlerini. Bütün Türkiye’nin olduğu gibi İstanbul’un da Kürtlere ödemesi gereken bir borcu var. Gün o borcu bir seçimle tahsil etme günüdür bana göre.

Sadece İstanbul seçimlerinde belirleyici olmadı Kürtler. Akdeniz boyunca bütün turistik kentlerin imarında memleketinden kopup gelen Kürt işçilerin payı vardır. Kalıpçılar Karadenizli olsa da yaptıkları inşaatta yatıp kalkarak amelelik yapan işçilerin büyük kısmı Kürt’tür. Memleketlerinde hayvancılık ve tarımın ellerinden alındığı o işçiler inşaat sezonlarında arkalarında ailelerini bırakarak sökün edip geliyorlar oralarda çalışmaya. Zaman onları işinin ustası yapmıştır. Hiçbir sosyal güvencesi yoktur o adına mevsimlik işçi dediğiniz Kürtlerin. İşte onlardır turizm bölgelerinde müteahhitlerin üçüncü sınıf malzemeleriyle birinci sınıf tatil köyleri, otelleri ve havuzlu villalarını yapanlar.

Kıran kırana bir hayat sürer o kıyı kentlerinde. Memleketlerine ekmek götürmek için fiyat kırarak birbirleriyle yarışan yine onlardır. Onlardır yediğinden, içtiğinden keserek memleketteki çocuklarına üç beş kuruş biriktirip götürenler. Onlardır kendi kentleri devletin topu, tüfeğiyle yıkılırken Türkiye’yi diğer ucunda imar etmeye gidenler. Fayansçılar Diyarbakır’dan, en çok fiyat kırıp ucuz iş gücüyle çalışanlar Van Özalp’tan, taşın dilinden anlayan taş duvar ustaları ise yine Kürtlerdir. Özetle, Kürtlerin Türkiye’den tahsil edilmemiş o kadar çok alacağı var ki...

Sadece amele değiller, projeyi versen, mühendislere sormadan o binaları oturacak hale getiren ustalığa erişmişlerdir. Gençleri İngilizceyi oralarda öğrenir. Plajların gerisinde tespih taneleri gibi yan yana sipere yatarlarken hayallerinde kıyamet kopan yine o Kürt geçleridir. Akşam paydosunda hortum altında duş alıp, taklit marka, dışa vurumcu giysileri ve inşaat yanığı tenleriyle kendini tatil kentlerinin gecelerine bırakanlar yine onlardır. Türkiye’nin turizm gelirlerinde küçümsenmeyecek payları olanlar yine bu kesimdir. Günü gelince yakılmış, yıkılmış, göçle boşaltılmış şehirlerini yeniden imar edecek olanlar yine onlar olacaktır.

Sadece bacasız sanayi olan turizme katkıları yoktur Kürtlerin. Kürt illerinden ülkenin dört bir yanına birkaç aylığına çalışmak için çocuklarıyla göç eden mevsimlik tarım işçileri yine Kürtlerdir. Onlar Çukurova’nın bereketli topraklarıyla beraber anılan mevsimlik ucuz işgücüdürler. Güneşin alnında pamuk tarlalarında çalışırlar. Orada hasat ettikleri pamuk fabrikalarda dokunarak kumaş olur ve tekstil atölyelerinde arabesk şarkılar eşliğinde dikilerek elbise olup vitrinlere çıkar İstanbul’da.

Malatya’da kayısının toplama, serip kurutma işlemlerinde yine onlar çalışırlar. Bütün bir Karadeniz’de fındığı yine onlar hasat ederler. Ege’de zeytin toplayan yine o mevsimlik Kürt işçilerdir. Onları taşıyan traktör ya da minibüs devrildiğinde ölü ve yaralı sayısıyla herkes onların varlığından haberdar olur. Son zamanlarda kıymete binen soğanı onlar toplarlar. Kapısına kilit vurulan şeker fabrikaları için ekilen pancarı zamanında yine onlar toplarlardı.

Konya’nın en çok mevsimlik Kürt işçi göçü alan kentlerin başında geldiğini de yazın bir kenara. Kayseri dahil Türkiye’nin 48 farklı iline giden mevsimlik Kürt tarım işçilerinin çocuklarıyla beraber milyon kişiyi geçtiği devletin resmi raporlarında da yer almaktadır. ‘Mevsimlik tarım işçileri’ deyiminin Kürt emek göçünü gizleyen bir sözcük hilesinden başka bir şey olmadığını da yazalım buraya.

Beypazarı’nda birebir tanık olduğum, kentlerinden göçüp oraya yerleşmiş tarımda çalışan hatırı sayılır yerleşik bir Kürt tarım işçisi vardır. Onlar mevsimin açılmasıyla beraber tarım ürünlerini eker, hasat eder, ambalajlayarak İstanbul’a sevk ederler. Ucuz iş gücü ile çalışmaları yetmiyormuş gibi faşist saldırılara da maruz kalırlar orada.

Aslında bütün Türkiye bir anlamda İstanbul’a çalışır. Türkiye’nin İstanbul’dan alacağı olduğu kadar, İstanbul’un da Türkiye’ye ödemesi gereken bir borcu vardır. İstanbul borcunu ödemeli.

Mevsimlik Kürt işçiler tarımsal üretimleriyle Türkiye’yi, Türkiye de ürettikleriyle İstanbul’u besliyor durumdadır. Bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de yenilenecek olan İstanbul seçiminde Kürtler hiçbir pazarlığa girmeden, yıllardır bir soygun düzeni kurmuş haramileri postalamak için demokrasiyi besleyecekler. Bir seçimle her şey düzelmeyecek elbet ama Kürtler bu ülkenin değiştirici dip dalgası olduğuna önce kendileri inanmalılar. Kürtlerin bütün Türkiye’yi, bütün Türkiye’nin dönüp İstanbul’u beslediği yerde İstanbul borcunu ödemeli...

Bu haber 663 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1200 gün önce
1318 gün önce
1323 gün önce
1340 gün önce
1368 gün önce
1396 gün önce
1424 gün önce
1452 gün önce
1486 gün önce
1606 gün önce
1613 gün önce
1662 gün önce
1676 gün önce
1704 gün önce
1711 gün önce
1725 gün önce
1732 gün önce
1739 gün önce
1781 gün önce
1795 gün önce
1809 gün önce
1822 gün önce
1830 gün önce
1836 gün önce
1858 gün önce
1865 gün önce
1892 gün önce
1914 gün önce
1977 gün önce
2046 gün önce
2060 gün önce
2102 gün önce
2145 gün önce
2194 gün önce
2221 gün önce
2236 gün önce
2278 gün önce
2299 gün önce
2327 gün önce
2432 gün önce
2439 gün önce
2460 gün önce
2467 gün önce
2474 gün önce
2495 gün önce
2502 gün önce
2516 gün önce
2530 gün önce
2551 gün önce
2967 gün önce