Dert etmeyin, gök üstünüzde kendine bir hayat bulunca, yer de ayaklarınızın altına serer kendini. Gündüzünüz güneşten, geceniz yıldızdan geçilmez olur.


Aldırmayın, bunlar da geçer. O kitabı da alırsınız, imzalayanı da olur. O filme de gidersiniz, sinema çıkışında bir kafeye de oturursunuz, kahveniz masanıza da gelir. Siz kahvenizi içerken zaman durur mu? O da karşı kaldırımdan geçer, aranızda üç beş metre, çağırsanız dönüp bakacak kadar, ardından gitseniz yakalayacak kadar zaman geçecek karşı kaldırımda. Zamanın içinden insanların geçtiği gibi, öyle işte...

Öyle bir günde birine ne kadar yaklaşmışsanız, bir o kadar kendinizden uzaklaşmışsınız diye düşünün. Uzaklara dalıp gittiğinizde, bir bakışınızla dönmek gibi iyi. O kadar işte...

Önce siz iyi olun, bildiğimiz her yerde bulunmayacak iyilerden bir iyi olun. Sıradan, diğer bir iyi ile karıştırılmayacak bir iyi. Hayatınızda sizi eğip bükmeyecek, yeri gelince yerçekimine karşı koyacak olan bir iyi...

Sabah kendinizi dışarı attığınızda, işe güce dalsanız bile, akşam eve dönmeyi unutmayacak evinize tekrar dönüp kapınızı açacak kadar bir iyi. Bir aynadan kendinize bakıp saçlarınızı düzeltir gibi bir iyi. Sizi aynalar dâhil hiçbir şeye borçlu kılmayacak bir iyi…

Bir yerde devrim olmuş, göğsünüzden bedeninize sıcaklık yayılmış gibi, iktidarı değiştirmiş ama ülkesini değiştirmemiş bir iyi... Güldüğünüz her anı sabah sayan bir çocuğun yanılsaması gibi bir iyi. Her şeyi olan, bir sizin eksikliğinizden dolayı kapınızdan hiç ayrılmayan, sizi kendine yaşamak gerekçesi sayan o beyhude, o hep açık duran yalnızlık penceresi gibi iyi…

İyi olacaksınız, başka binlerce haliniz varken, iyi olacaksınız. Düşmüş de hiçbir şeye tutunmadan kendinizi emekle ayağa kaldırmış gibi, üstünüzdeki tozu silkeleyerek yolunuza devam eder gibi iyi. Hem de sizden hiç kimse bunu beklemezken, hayatınızdan başka mülkünüzün olmadığının bilgeliğiyle iyi…

Hayatın içinde kendiniz, kendinizin içinde bir dünya olur gibi iyi. Çırılçıplak soysalar bile kendinden utanmayacak kadar iyi. Ateşlerin göğsüne gerseler bile ‘yandım’ demeyecek, kendi hayatınızda pişecek kadar iyi. Sizi kendine mecbur kılan bir bedeni yük etmeyerek, yeni bir bedenle var olur gibi iyi...

Dert etmeyin, gök üstünüzde kendine bir hayat bulunca, yer de ayaklarınızın altına serer kendini. Gündüzünüz güneşten, geceniz yıldızdan geçilmez olur. Bir gün kardeşleriniz olur, diğer bir gün aranızda bir dil doğar. Kentleri, kıtaları dolduracak kadar çoğalırsınız. Her gece yıldızlara gömülür gibi uyur, her sabaha güneşten doğacak gibi uyanırsınız. Hiç eskimeyen, her gün kendini yenileyen bir iyi…

Ağlayanların gözyaşlarını kendi gözyaşlarınızı siler gibi bir iyi. Dünya ki, yetmedi kimseye kendinize bir dünya kalır gibi, kötülüğün asla yüz bulamayacağı bir iyi...