Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

Bir cumhuriyet düşünün... (Bakanlar Kurulu kararıyla gelen kıyım)

17 Kasım 2018, 11:25

Her birimiz nerede yaşıyorsak yaşayalım, mağduruyuz 37 ve 38’de kan döken Cumhuriyet'in.


81 yıl önce, bugün, zamanın Cumhuriyet Hükümeti'nin Bakanlar Kurulu'nca çıkarılan özel bir kanunla Dersim soykırımının başlatıldığı günün yıldönümündeyiz. Dünyada yasa ile yapılan soykırımların birincisi Fransa’da yapılan 1794 Vendee Katliamı, ikincisi ise Türkiye’de yapılan 1937-38 Dersim katliamıdır.

***

Bir cumhuriyet düşünün, kurulurken söz ver veriyor.

Bir cumhuriyet düşünün, biraz palazlanınca sözünü unutuyor.

Bir cumhuriyet düşünün, bir katliamı çok önceden adım adım sinsice planlıyor;

İçine sızıp her aşiretin kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk, büyük ve küçük baş hayvan ve ellerinde olan silahların tümünün dökümünü yapıyor...

Bir cumhuriyet düşünün, siz gidip dayanmamışsınız onun kapısına, o ordularıyla gelip dayanmış kapınıza...

Bir cumhuriyet düşünün, ‘uygarlığı getirmek’ adına bin söz verip, ölüm hariç hiçbirini yerine getirmemiş…

Bir cumhuriyet düşünün, kin besliyor, bıçak biliyor, tüfek doldurup mevzi kazıyor, süngü takıyor... 

Bir cumhuriyet düşünün, kendi yurttaşının kanını dökmekte hiç tereddüt etmiyor.

Bir cumhuriyet ki, bir yeri yok etmek için o yer adına yasa çıkarıp dünyanın gözleri önünde kadın, çocuk, yaşlı demeden orada bir sürek avı başlatarak tek tek kurşunluyor, süngülüyor, uçurumlardan atıyor, mağaralarda zehirli gazla boğuyor, kılı bile kıpırdamadan dünyanın gözü önünde yapıyor bütün bunları ve bunun bir soykırım olduğunu hâlâ kabullenmiyor...

***

Yıl 1937, yıl 1938...

Yani Hitler’den önce soykırımda örnek olmuş ülkemizin tarihinden bahsediyoruz.

Her birimiz nerede yaşıyorsak yaşayalım, mağduruyuz 37 ve 38’de kan döken Cumhuriyet'in.

Gözünde yaş kalmayan yaşlıların ahını taşıyoruz omuzlarımızda.

İçimize dökülen ağıtlarla nefes alan son kuşağıyız Dersim’in.

Sabrına sığınarak zamanın içinden çıkıp gelen evlatlarıyız o yurdun.

Ahı yerde kalmasın diye çıkıyoruz evlerimizden her yıl.

Yük etmeden hiç kimsenin omzuna acısını biz çekiyoruz.

Sesimiz duyulsun istiyoruz, bu kadar kısa...

Dersim’in hakkı teslim edilmedikçe bitmeyecek bu zulüm. Sivas’ta göz göre göre yine biz yakıldık bütün dünyanın gözü önünde. Kırılmış cam, yakılmış evlerden yükselen dumanla gökte çığlığı asılı kalan biz olduk yine.

Maraş’ta Alevilere ölümü giydiren caniler Dersim katliamından cesaret alarak yaptılar. Malatya’da yakılan çarşı, yıkılan evler ve öldürülenler bizdik yine oralara sürülerek kendilerine bir hayat kuranlar. Çorum ölülerini gömerken bizim gözlerimizle ağladı, sesimizle çığlık attı. Aslında Roboski çığlığı duyulmayan Dersim’dir, sınır boyunca. Acılarımızın eskimesini bile istemiyorlar, durmadan yeni acılarla korkuları besliyorlar...

Taş gibi yaslandığı yamaçta yaşamayı bize çok gördüler. Su gibi durmadan hayata akmamıza izin vermediler. Yüzümüzdeki gülümsemeyi çocuklarımıza taşımamızı tehlike saydılar.
Görüldüğümüz yerde yok edilmeliydik. Ankara’da bunun özel yasasını çıkardılar. Ordular toplayıp trenlerle taşıdılar önce Elazığ’a, sonra o trenlerle kalanlarımızı sürgüne götürdüler. Ölüm yakamızdan düşmedi hiç. Yol yaptılar, köprü kurdular amaçları için. Asker olarak geldiler, top, tüfek, mermi olarak hayatı alıp ölüm verdiler...

Sararmış benizleriyle baştan ayağa ölümdüler. Bıraksalar açacak çiçek, yüzünde ışığı taşıyan evlat olacaklardı. Boyunlarından koparılan künyeler olarak kayda geçtiler. Aynı yerden yara almışız, kendi hesabımızı tuttuğumuz kadar onların da hesabını tutuyoruz. Çünkü onlar isteyerek gelmediler bizi öldürmeye. Beslediğimiz kör bir öfke değildir, sevgidir öfkeden süzüp elde kalanıyla yetindiğimiz...

Gün sabahtan akşama akşamdan sabaha döndükçe ve mevsimler terk edip gitmedikçe bizi,
takvimler ağaçlar gibi yaprak döktükçe; peşini bırakmayacak, unutmayacak, unutturmayacağız. Onların haklarını, çocuklarımıza hak olsun diye arayacağız...

*

Dün inancımız, kimliğimiz ve dilimiz için yaşamak istiyorduk. 81 yıl sonra yine aynı taleplerle toprağımızda özgürce yaşamak istiyoruz. Hepsi bu...

***

sel geldi bizden birilerini alıp beraber götürdü
çığ düştü, yuttu birilerimizi her kış bir uçurumda
şimşek de vurdu bizi, ağaçları vurduğu kadar
bunların hepsi elbet bizde birer acı olarak kaldı
hesabını sormak için düşmedik akan suyun,
düşen çığın ve şimşeğin peşine...

Bu haber 701 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1090 gün önce
1208 gün önce
1214 gün önce
1230 gün önce
1258 gün önce
1286 gün önce
1314 gün önce
1342 gün önce
1376 gün önce
1496 gün önce
1503 gün önce
1552 gün önce
1566 gün önce
1594 gün önce
1601 gün önce
1615 gün önce
1622 gün önce
1629 gün önce
1671 gün önce
1685 gün önce
1699 gün önce
1712 gün önce
1720 gün önce
1726 gün önce
1748 gün önce
1755 gün önce
1782 gün önce
1804 gün önce
1867 gün önce
1936 gün önce
1951 gün önce
1993 gün önce
2035 gün önce
2084 gün önce
2111 gün önce
2127 gün önce
2168 gün önce
2189 gün önce
2217 gün önce
2322 gün önce
2329 gün önce
2350 gün önce
2357 gün önce
2364 gün önce
2385 gün önce
2392 gün önce
2406 gün önce
2420 gün önce
2441 gün önce
2857 gün önce