Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

Herkesi öldüremezsiniz

10 Mart 2018, 10:12

Nafile… Herkesi öldüremezsiniz. Mutlaka bir yerde, bir anne, kendini çocuğuna siper ederek, onu ikinci kere doğurur hayata. Kan toprağa karışarak kaybolur ama suç kendini hatırlatır…


Farz edin ki, sınırların içinde ve dışında vurdunuz bizi. Dal gibi kırdınız bizi tek tek. Yenildik diyelim, hem de ışık kadar haklıyken söndürüldük. Son sözünü söyleyenin göğsü parçalanırken, cesedi günler boyu öylece kaldı orada diyelim, hayalleri ceset gibi.

Uyandığınız sabaha uyanamadık bir daha. Yalnız kaldınız, tanrınızla baş başa...

Söz uçup havaya karıştı, beden çürüyüp toprağa. Zaman unutmanın sonsuza kadar kilitli kapısı oldu. Üstünden günler, haftalar, aylar, yıllar geçti diyelim... Gün sadece sizin üstünüze doğdu, biz çürümeye yüz tutmuş cesetler olarak kaldık orada, öylece. Burnunuzu tutarak dolaştınız aramızda, basarak gövdelerimize geçtiniz.

Uyuyup uyanarak, yorulup dinlenerek, kalbinizi tanrınıza emanet ederek kıydınız, kıydınız geride kalanlarımızın hepsine. Bir sürek avı başlatarak kaçanlarımızın ardına düştünüz. Yorulmuş gövdelerimizi bulduğunuz yerde...

Geçe çökünce ateş yaktınız, diyelim. Isındı bir tarafınız, diğer tarafınız karanlık, 'ya öldüremediğiniz son bir kişi kalmışsa' şüphesiyle, diğer tarafınız ürperten soğuk, dalınızdan düştü düşecek gibi sallanan son bir yaprak…

Garipseyeceksiniz belki ama her katliamda geriye kalır birileri, kurşunlanmış, süngülenmiş bir annenin gövdesini siper ettiği, kan giyinmiş, kan solumuş çocuklar kalır geriye. Korkuların rahminde yeniden doğacak olan çocuklar...

Sevinciniz o çocukların sevinci değildir artık. Siz dışınıza gülerken, o çocuklar içine ağlarlar. İçine ağlayan bir kişi mutlaka kalır bütün katliamlardan geriye. Dünya bir defterse, o çocuk, o çocuklar o defterin yazıcıları olurlar...

Diyelim dünyaya kıyamet gömleği giydirdiniz, acıdan dokunmuş, gündüzleri olmayan bir karanlık. Zamanı başa aldınız ve yaz dediniz evrenin kâtibine, balkonlardan sarkarak 'yaz' dediniz tanrı gibi ve suların önüne geçerek, 'temizleyin içimizdeki şüpheyi' dediniz…

Ay ışığına sordunuz, denizlerde yakamozlara, üstünüzde dolaşan bulutlara, doğan güneşe, suların yol vermediği yerlerine sordunuz. Ağıtlara kulak kesilip, didik didik aradınız her bir sözünü. Boş dudaklarda şüpheli bir kıpırtı gibi bekleyerek ömrünüzde yol aldınız. Âşık olduğunuz her kimse, ona ağlayarak içinizi döktünüz. Sığındığınız her şeye taşıdınız kendinizi, sarayların boş koridorlarına, gelecekten haber veren kâhinlere, iyi dövülmüş kılıçlara…

Nafile… Herkesi öldüremezsiniz. Mutlaka bir yerde, bir anne, kendini çocuğuna siper ederek, onu ikinci kere doğurur hayata. Kan toprağa karışarak kaybolur ama suç kendini hatırlatır gelecek kuşaklara…

Bu haber 1043 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1747 gün önce
1865 gün önce
1871 gün önce
1887 gün önce
1915 gün önce
1944 gün önce
1971 gün önce
1999 gün önce
2033 gün önce
2153 gün önce
2160 gün önce
2210 gün önce
2223 gün önce
2252 gün önce
2258 gün önce
2272 gün önce
2280 gün önce
2286 gün önce
2328 gün önce
2342 gün önce
2356 gün önce
2369 gün önce
2377 gün önce
2383 gün önce
2405 gün önce
2412 gün önce
2439 gün önce
2461 gün önce
2524 gün önce
2593 gün önce
2608 gün önce
2650 gün önce
2692 gün önce
2741 gün önce
2768 gün önce
2784 gün önce
2826 gün önce
2846 gün önce
2874 gün önce
2979 gün önce
2986 gün önce
3007 gün önce
3014 gün önce
3021 gün önce
3042 gün önce
3050 gün önce
3063 gün önce
3077 gün önce
3098 gün önce
3514 gün önce