Lütfen bekleyin..

Fadıl Öztürk

Baş olsaydı vurulurdu, dil

11 Mart 2017, 09:23

"Karadır, eladır, mavi ve yeşildir o yüze yakışan. Kızınca insan  örste dövülen kor demirdir dil. Sevince kuşların havalandığı insan saçağıdır."

Sadece ağız boşluğumuzda olan bir organın adı değildir dil. Bir annenin sütünden önce çocuğunu beslediği ilk besindir, kalbinin ritmiyle aynı olan.

Doğmakla dünyaya kök saldığımız ömür ağacının meyvesidir. Sevgi onun, şefkat onun, öfke ve hüzün onun meyvesidir. Masallar dilin bir türlü yakılamayan kitaplarıdır, her anlatıldığında anlatıcının iki dudağı arasında yeni baskısı yapılan bir kitaptır dil, harfleri ses olan…
*
Doğmanın bir dili vardır, ilk hecesi çığlığımız olan. Namludan fırlamış ve asla geri alınmayacak olan bir var olmadır canını beraberinde taşıyan. Yaşadıkça giyilen, her yaşta değişen şarkıdır, sussa bile insan üstünden bir türlü çıkarılamayan…
*
Görmenin de ufka uzanan bir dili var, geceleri yıldız gibi asılı olan. Işıkla beslenen, hüzünle doğrulan, sustukça insan derin bir kuyuya dönen görmenin de kağıda değil yanağa dökülen bir dili var, matbaaları işsiz bırakan…

Karadır, eladır, mavi ve yeşildir o yüze yakışan. Kızınca insan  örste dövülen kor demirdir dil. Sevince kuşların havalandığı insan saçağıdır. Yok sayıldığında güneşini kendisiyle beraber alıp  götüren zamandır görmenin dili,  bir türlü sabahına varılmayan…
*
Duymanın rengi yok, ağırlığı tartılmamış bugüne kadar. ‘Vur!’ emriyle aranan bir fotoğrafı da yok duymanın. Ama bir dili vardır, tıpkı rüzgar gibi bir kaba sığdırılamayan. İnsan bedenine, o bedenin kalbine basamak basamak inen bir dili var duymanın, elçiye zeval olmayan…

Mahpushanede hücre  duvarlarının tıkırtısında mors alfabesine dönen bir eylem dili var duyulan, yakalanıp delil olarak bir türlü kullanılamayan…
*
Dokunmanın, kucaklaşmanın, hissetmenin, hasretin gemiler gibi bir limana demirlenince pas tutup zamanla su alarak batan bir dili var. Tıpkı benim dilimin o ıssız limanda anneme demirli kalması gibi…
*
Dişlenmiş bir elmanın, dalında pişen bir kirazın, bildiği yoldan şaşmadan yürüyen kayısının, kırmızısından asla taviz vermeyen narın bir tadı olduğu gibi, her dilin de kendince bir tadı var, konuştukça büyüyen bir evreni yasaklandıkça masallara kadar geri gidip, üstündeki tozu silkeleyerek yeniden ayağa kalkmasının bir tadı var, yoksul mahallelerini ayağa kaldıran taze ekmek kokusu gibi…
*
Ruhsuz, renksiz, bir taraftan bakıldığında diğer tarafı görünen de değildir dil. Ama cam gibi saydam ve kırılgandır, kırıkları insanın ciğerine şarkılarla işler.
Yeni doğan bebeğin süt kokması gibi, yasaklı bir dilin hasret koktuğu da olmuştur, sevinçten insanı kabından taşırdığı da…

Şehir isimleri bu yüzden, mahalle ve sokak isimleri bu yüzden, dağların, ovaların isimleri bu yüzden durmadan değiştirilir. Adları değiştirilen çiçekler çağrıldığında geri dönüp bakmazlar. Bu yüzden çiçekler gibi bir kokusu da var dillerin…
*
El olsaydı kesilirdi, kol olsaydı omuz başından vurulurdu dil. Bir yanı uçurum olurdu insanın, bir türlü haber alınmazdı. Baş olsaydı vurulurdu dil, gövdeden ayrılırdı. Göz olsaydı dil, mil çekilirdi, yüzden dökülen ışık olurdu.Yol olsaydı, kalleş bir vakitte pusu atılırdı, sağ kurtulmazdı dil…
*
Çarptıkça  beklenmedik bir biçimde çoğalan, böldükçe eşitlenen, çıkardıkça eksilen ve toplandıkça ailece sofraya oturulan, sayıların da bir dili var. Akşamın bir, sabahın bir, zamanın bir dili, her adımda alfabesinde bir harfin düştüğü ayrılığın da, kahreden bir dili var8 sürgün gitmenin…
*
Bizi hep takip eden, gölgemizin de gün içinde, uzayıp, kısalan sesiz bir dili var ışıkla ortaya çıkıp, karanlıkla kaybolan. Mektupların ayrı, zarfların ayrı, pulların ayrı, birbirini tamamlayarak, el ele, kol kola giden bir dilleri, onu alıp okuyanı duygulandıran dilleri var…
*
Vitrinlerin, aynaların, dolu ve boş bardakların, perdeleri sıkı sıkıya kapatılmış pencerelerin, boş evlerde rüzgarın dövdüğü kapıların, boş boş bekleyen sandalye ve koltukların, buruşmuş çarşafların, uykusu kaçmış yatakların, ipi çekilse de sökülmeyen zamandan damlayan dilleri var…
*
Asya’nın uçsuz bucaksız dilleri, Afrika’nın beyazla kirletilmiş dilleri, kutupların kimsenin okumaya cesaret edemediği insanın kanını donduran bir dili,
Latin Amerika’nın ilk hecesi Che olan inkar edenin onunla unutulup gideceği, Amazon gibi  balta girmemiş dilleri var. Yukarıdan bakan giyotinden de keskin, kapıları içeriden sürgülü Avrupa’nın dilleri var.
*
Dibabo (babaanne)diye çağırdığım nenemin, mahallenin terzisi olan anam Güllü’nün burnunun dibine dikilerek, o kısacık boyu ile tehditle, Türkçe konuşan komşularını kast ederek: ‘Sen niye onların dilini konuşuyorsun, onlar senin dilini konuşsun!..’ dediği, ölünce neşesini de beraber alıp götürdüğü, klamlarını, masallarını çocuğuma aktaramadığım, devletin durmadan kılıç çektiği, çocuğuma vereyim diye annemden bana emanet, benim de bir dilim var, öldüğümde benimle gömülecek olan…
*
Sessizliğinde insanın boğulduğu, mezarların bile bir dili varsa eğer, savaşın bittiğini,  barışın geldiğini haber verecek müjdenin de bir dili olacak elbet…
*
BAŞKA DİLLERDE
başka dillerde sevmek denize koşan nehir
başka dillerde ayrılık kırbaçlanmış ağıt
başka dillerde ölüm hiç açılmamış kapı gibi dururken
başka dillerde sabah doğan güneş oluyorken bütün çocuklar
benim dilimde otuz küsur yıldır doğan bütün çocuklar
kapanmamış bıçak gibi gömülüyorlar…

Bu haber 1221 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1745 gün önce
1863 gün önce
1869 gün önce
1885 gün önce
1914 gün önce
1942 gün önce
1970 gün önce
1998 gün önce
2032 gün önce
2152 gün önce
2159 gün önce
2208 gün önce
2221 gün önce
2250 gün önce
2257 gün önce
2271 gün önce
2278 gün önce
2285 gün önce
2327 gün önce
2341 gün önce
2355 gün önce
2367 gün önce
2376 gün önce
2381 gün önce
2404 gün önce
2411 gün önce
2437 gün önce
2459 gün önce
2522 gün önce
2592 gün önce
2606 gün önce
2648 gün önce
2691 gün önce
2740 gün önce
2766 gün önce
2782 gün önce
2824 gün önce
2845 gün önce
2873 gün önce
2977 gün önce
2985 gün önce
3006 gün önce
3013 gün önce
3020 gün önce
3041 gün önce
3048 gün önce
3062 gün önce
3076 gün önce
3097 gün önce
3512 gün önce