Lütfen bekleyin..

Ercan Cengiz

Hafızamı yitirmişim

20 Ekim 2017, 21:24

-hafızamı yitirmişim, manasız
boşgözlerle bakışım ondan
ondandır bunca çektiğim...
hangi masala başlasam şimdi
kuyruğu kalıyor elimde
elimde değil, kuyruk bu, kuyruk
yalan üstüne yalanla takmışlar
bin yılların masalına-

hafızamı yitirmişim
ne bir evim var bugün
ne de bir ülkem, yüzüme gülecek
kimi ermeni diyor oturduğu yerden
kimisi kürd
kimi ezidi diyor, kimisi kızılbaş
kimi pontus diyor, kimisi yahudi
kimi çerkes diyor, kimisi rum
nerede soyuna gözkoyulan varsa...
oradanım işte

akarsuların eteğinde çoğalıp
yayılmış, ihanet görmüş biriyim
nice soykırımdan geçmişim
nice entrikalardan...
kimi kızılderili diyor
kimi aborjin yerlisi, ilkel
alplerde bulmuşlar tesadüfen
çürümeyen beşbin yıllık cesedimi
donup kalmışım kar altında
duyan olmamış çığlığımı...
duymamışlar...

-hafızamı yitirmişim, manasız
boşgözlerle bakışım ondan
ondandır bunca çektiğim...
ölünce toprağa kavuşan
namsız bir kölesi gibiyim çarlığın
kimsesizim yani, topraksız
öyle kıymetsiz, öyle beceriksiz
bir tas su verecek biri
bir mezar taşım bile yok
üstüne adımın kazındığı-

toprak para istiyor bugün
ağanın elinde acımadan
taş para istiyor bugün
bende olmayan para
harfleri kazımak para ile bugün
kırıp dökmek para ile
para ile bu çark, bu devran
yıkması para ile bu kahrolası çarkı

hafızamı yitirmişim, manasız
o ölümsüz denen tanrılardan
tanrıçalardan geçipde gelmişim
ve sonra yarı tanrı
-tanrıların gizli buluşmalarından
arta kalan-
kaçamak sevişmelerinden yani
ve tanrıçanın da yarısı
üste çıkınca kendini özgür sanan...

mahzende kapıyı gören bir başka kapıda
sır olup gaiplere karışmış
o bildiklerimizin tümü bir avucun elinde
elbet dağılmasın diyedir bu çark
bu kahrolası saltanat
birleştirdi ağa ile beyleri
ve akıl edip bire indirdiler tanrıyı

ne yerde ne gökte bugün
dün sevinçle kitaplar inmişti adına
kamanıp yol çıkarmayan başlara
derken cennet cehennem
fakir fukara için umut kapısı
derken huriler yatırıldı yan yana
çırıl çıplak soyunarak üstelik
derelerinden şarap akan
o piç ağaçların altına...

durmadı insan, duramazdı
şevkten aşıladığı gibi insanı
devirince bir-iki kadehi ve dahası
cennette göz koydu yasağa
-yasak böyle delinir ey tanrı
duy artık, duy ve gör
böyle böyle yenirdi meyvesi-
ve baktılar çoğaldı isyan
sallanıyor saraylarının mahzeni
dargınlığı bırakıp masanın başına
kanun üstüne kanun yaptılar
oyun üstüne oyun
yalan üstüne yalan

ve bazılarını sallarken darağacında
bazılarını affetmek adına
o isyancıların, o isyancıların
içine şeytan kaçmış dediler
bir olup üflettiler hacı-hocaya
korkup teslim olanlar orda
karnı şişenler oldu bu ara
gözüyaşlı bir anaç olup
karışarak çocuklara...

-hafızamı yitirmişim, manasız
boşgözlerle bakışım ondan
ondandır bunca çektiğim...-
mağaradan dinamitle patlatıp
avuçlarına aldıklarında madeni
tel tel kanım kurumuştu üstünde
derken önünü kesip o vakit
mağarayı da boğdular suyla
intikamım ondandır bugün
ondandır kudurmuşluğum

-hafızamı yitirmişim
adım – sanım yok bir yerde
kimi deniz görmemiş
kimi karaya çıkmamış daha
bir yarı insan, bir yarı hayvan
bile bile, bile bile üstelik
kimi savcı olmuş
sorgu yapar efendisi adına
kimi tasmalı doktor köpeği
iyilik – sağlık - sadık pozunda
kimi gardiyan, kimi elçi
kimi nöbetçidir başımda...-

havalanmış bir şahin
süzüle süzüle ıslık çalıp
birden bire dalıyor avına
şahini görürüm dört gözle
o görür beni iki göz
gelirim kendime o vakit
hafızamı yitirmişim, manasız
boşgözlerle bakışım ondan
ondandır bunca çektiğim...
ondan, insan yediğinden beridir
evcilleştirdiğini
bolca kılıf dikti üstüne, bolca
kıyarak kumaşa
daha ölmedim, ölmedim daha
ıslığını çoğaltıp dalsın şahinler...

Ercan Cengiz
(Alaca Karanlık'tan)

Bu haber 872 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.