Lütfen bekleyin..

Baki Gül

Tayyipgillerin halleri ve mal mal bakmak üzerine...

06 Haziran 2016, 22:20

Türkiye'de durum giderek daha da kötüleşiyor. Tayyip Erdoğan ve ekibi için ise çember giderek daralıyor. "Hırsız Katil" denilince kendisine hemen dava açılıyordu. Ama bunlara bir ek olarak da Diploma sahtekarlığı eklendi. O da yetmezmiş gibi Almanya Ermeni Soykırım'ını tanıyınca bu kez de kendilerinden olanı aşağılayan ifadelerle "sütü bozuk, kanı bozuk" demeye başladı. Yani Erdoğan herkese hakaret etme özgürlüğüne sahip, ama birileri kalkıp ona birşey söylerse de yaka paça gözaltına alınabilir, kurşunlanabilir. E şimdi bu kabul edilebilir bir şey mi! Bir devlet yöneticisi demokratik değilse, basın özgürlüğünü istemiyorsa, kendi ülkesi sınırları içinde olduğunu iddia ettiği ilçeleri, kentleri bombalıyorsa, sivilleri çocuk, kadın, yaşlı genç demeden infaz edip; cenazeleri ateşe veriyorsa buna ne denir! 

Bunları yapanlara Tayyip Erdoğan "diktatör, katil!" diyordu. Beşar Esad'a da böyle hitap ediyordu. Ama aynı şeyleri Tayyip Erdoğan, Kürt kentlerinde yapıyor. E o zaman kendisi de "katil, halkına düşman biri" olarak tanımlanabilir. Zaten artık sadece Kürtler değil, bütün dünya Tayyip Erdoğan'ın ne mal olduğunu biliyor. 

Siz bakmayın saray medyasının ve soytarılarının atıp tutmalarına. Tayyip Erdoğan'ın yönetimindeki Türk devletinin bir diktatörlük olduğu ise artık gerçeklik. Ve Tayyip Erdoğan'ın bu gerçek yüzünü ise Kürt direnişi ortaya koydu. Devletin bütün kurumları Erdoğan için anlamsızdır. Sadece devletin bütün kurumları değil, Tayyip Erdoğan'ın arkasından ayrılmayan ama birazcık farklı sesler çıkardığını anladığı kişiler de Tayyip Erdoğan için bir şey ifade etmiyor. AKP'yi beraber kurdukları isimleri hatırlayın Abdullatif Şener, Cüneyd Zapsu, Abdullah Gül, Hüseyin Çelik, Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu... Ve en son Erdoğan'ın en uzun süreli danışmanı, konuştuklarını yazan Yalçın Akdoğan... Bu isimler hepsi "biz kardeşiz, dava arkadaşıyız" diyorlardı. Peki ne oldular. Darmadağan oldular.

Erdoğan şimdi Türkçülük iklimi yaratarak bütün milliyetçileri kendi yanında tuttuğunu sanıyor. Ama bu pimi çekilmiş parça tesirli bir bombanın ortalıktaki haline benziyor. Milliyetçilik kadar kötü bir harç yoktur. Ve bu milliyetçilik iklimi öncelikle Tayyip Erdoğan'ı da vuracak. Çünkü Erdoğan Kürdistan'da kaybetti. Kaybediyor. Bu kayıp sadece Erdoğan ve AKP'nin kaybı değil. Türk sömürgeciliğinin kaybıdır. Erdoğan ve TSK sanıyor ki Kürtlerin evlerini başlarına yıktık, Kürtler kendi özgürlük davalarından vazgeçecekleri. Hayır. Bu ne siyaseten, ne sosyolojik ne de etik açıdan mümkün. Kürtlerin direnişi boyutlanacak. Türk devletini ve diğer sömürgeciliği Kürt topraklarından söküp atacak. Zaten Kürt Özgürlük Hareketi bu konuda büyük bir ivme kazanmış durumda. Ve en önemlisi de uluslararası alanda da bunun yankılarını insan gözlemleyebiliyor.

Bakın TC'nin stratejik ittifakı ABD, AB ve resmi üyesi olduğu NATO artık sadece Türkiye kentlerinde bir eylem olursa Türk devletine "başsağlığı diliyor. Ama Kürdistan'daki hiçbir eylem için son aylarda ne bir kınama ne bir başsağlığı var“. Varsa da cılızdır. Etkisizdir. Bunun anlamı şudur, Türkiye ve Kürdistan ayrı iki ülkedir. TC, NATO'nun üyesi olabilir. Ama başka ülkelerin topraklarında yani Kürdistan'daki varlığı meşru olmadığı için orada yaşanan çatışmalar normaldir ve meşrudur. Ama NATO 1984'den itibaren hatta öncesinden TC ile birlikte PKK'ye karşı savaşan bir pozisyondaydı. Ama son gelişmeler Rojava, Kuzey Suriye'deki gelişmeler, Bakur'daki özyönetim direnişleri artık farklı bir aşamaya işaret ediyor. 

Yani öyle orayı temizledik, burayı temizledik, Gever'i kurtardık, Nusaybin'e hakim olduk, Şırnak bizim diyen TC ordusu boşuna seviniyor. Bu Pirus zaferidir. Yani sahtedir. Aslında TC için büyük bir yenilgidir. Zaman bunu daha net gösterecek. 

 

Şu an Kuzey Suriye'de Rojava'da Fırat'ın batısına geçenlere mal mal bakanlara bakın, Kürtlerin askeri ve siyasi zaferinin çapının büyüklüğünü görürsünüz. Yine gerilla tv izleyin TC ordusunun ne kadar büyük kayıplar verdiğini anlarsınız. En önemlisi de HDP'nin mitinglerine bakın bir halkın nasıl özgürlük kelimesi haline geldiğini anlarsınız. Yani diyeceğimiz o ki Tayyipgiller kötü durumdadır. Sonu da hiç iyi olmayacak.

Bu haber 1116 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2730 gün önce