PKK’nin 40. yılı ve Dünya Kobanê Günü

Kobanê zaferi, bölgesel gericilik ve faşist DAİŞ çetelerinin yenilgisinin başlangıcıydı. Soysuz DAİŞ çeteleri, vahşet ve zulümün kanlı gösterileri ile Ortadoğu toplumunu esir alıyor, Musul, Reqa ve diğer kentlere konvoylarla giriyordu. İlk hedefleri Irak-Şam İslam Devleti’ydi. Kısa zamanda bunu görece olarak başardıklarını görmüş, Irak ve Suriye’nin büyük bölümünü egemenlikleri altına alıyorlardı. Ne Irak ordusu, ne Suriye ne de ABD’nin başını çektiği küresel güçler, bu soysuz faşist çetelerini durduramıyorlardı. Irak Şam İslam Devleti sınırlarını genişletip, kendi ismini de İslam Devleti yapan DAİŞ çeteleri, Musul üzerinden Şengal’i, Maxmur’u işgal edip Hewler ve Kerkük’ü, daha sonra ise Kobanê üzerinden Rojava Kürdistan’a yöneleceklerdi. 

DAİŞ çeteleri Başur ve Rojava Kürdistan’ı hedefine koymuş, Bakur’da ise Antep, Amed vb. yerlerde katliamlar yaparak Kürdistan’daki sömürgeciliği daha da derinleştirmeyi hedefliyordu. Tabii bütün bunları AKP ve Tayyip Erdoğan faşist rejiminin desteği ile gerçekleştiriyordu. Ama bu yanlış bir hesap hatası, DAİŞ çetelerinin estirdiği faşist terörün de sonu olacaktı. Ki bu son PKK’nin öncülük ettiği Kobanê direnişi ile başladı. 

DAİŞ, küresel bir faşist güç olarak Ortadoğu’yu kasıp kavuruyor ve Avrupa, Amerika ve Afrika kıtalarında da kendi terörünü kanlı saldırılarla sürdürüyordu. Ama PKK’nin Şengal, Maxmur ve Serêkanîyê’de öncülük ettiği direniş, YPG, YPJ ve diğer güçlerin de katılımı ile faşizme karşı küresel bir zaferi beraberinde getirdi. 

20. Yüzyılın ortasındaki 2. Dünya Savaşı’nda Hitler Faşizminin yenilmesinden daha büyük bir sonuç Kobanê zaferi ile başlayan ve Reqa zaferi ile ortaya çıktı. Hitler yenilmeseydi Avrupa Kıtası ve Rusya faşizmin egemenliği altında inim inim inletilecekti. Soykırım sadece Yahudi toplumu ile sınırlı olmayacak farklı birçok halk belki yok olup gidecekti. 21. Yüzyılın bu ilk çeyreğindeki DAİŞ faşizmi de Kobanê, Şengal’de Reqa’da yenilmeseydi, soysuz DAİŞ çeteleri, bugün Irak, Suriye, Türkiye ve Kürdistan’ın büyük bölümünde faşist rejimlerini inşa edip, insanlığa kan kusturacaklardı. DAİŞ çetelerinin vahşet görüntülerini ve kanlı saldırılarını bir hatırlayın, çoluk çocuk demeden, kadınları kaçıran, pazarlarda satan, kitlesel kıyımlar yapan bu güç bugün istediğini istediği yerde yapacaktı. Ama şimdi durum öyle değil. 

İnsanlık Kobanê’de PKK sayesinde onurunu kurtardı. YPG, YPJ ve YBŞ ile Demokratik Suriye Güçleri sayesinde DAİŞ yenildi. Küresel güçlerin en donanımlı tekniği, devlet gücü, düzenli orduların önünden kaçtığı DAİŞ, PKK karşısında askeri, ideolojik ve siyasi olarak yenildi. Bu kolay olmadı. Büyük bedeller ödendi. Kürt, Arap, Türk, ABD’li, Kanadalı, Portekizli, İngiliz vb birçok halktan yüzlerce binlerce direnişçi bu savaşda yaşamını yitirdi, bedel ödedi. Ama büyük bir zafer kazandı. Bu zaferin bugün Reqa gibi görünse de öncesi Kobanê’ye, Amed’in Fis Köyünde 27 Kasım 1978’e kadar uzanır. Ki bu PKK gerçeğinin kendisinde görülmelidir. 

Küresel güçlerin de desteği ile PKK öncülüklü direniş DAİŞ çetelerine karşı zaferi getirmiştir. 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde neredeyse çağı değiştirecek özellikte kazanılan bu zafer PKK’nin kurucusu Abdullah Öcalan’ın önderliğindeki direniş çizgisi ile sağlanmıştır. Herkesin bu gerçeğin altını kalın bir çizgi ile çizmesi gerekir. 

PKK kurulduğu günden bugüne kadar Türkiye’deki bir düzine faşist hükümeti, iç içe geçmiş birkaç darbeyi yenilgiye uğratmış, bir düzine kadar da genelkurmay başkanı eskitmiş bir harekettir. Öyle tek düze bir iki cümle ile tanımlanacak bir hareket olmadığını, Kürdistanî olduğu kadar küresel bir güç olduğunu da dosta düşmana göstermiştir. 40 yıldır kesintisiz bir şekilde Kürdistan’ın her parçasında dağlarda, zindanlarda, kentlerde, köylerde, sürgünde bir toplum olarak direnen ve bunun karakterini kazanan küresel bir güç haline gelmiştir. 

Bugün küresel bir güç haline gelen PKK’nin geçmişindeki tarihi kazanımlar, gerçekleştirdiği toplumsal, siyasal devrimler çok daha iyi görülmektedir. Buna ister Güney Kürdistan’daki Kürt siyasi partilerin referandum, bağımsızlık, Kerkük denkleminden bakın, isterseniz çırpındıkça batan AKP, Tayyip Erdoğan’ın ruh halinden bakın... Ya da isterseniz DAİŞ’in Reqa’da yaşadığı sona bakın. Siz sömürgecilerin özel savaş politikaları ve psikolojik savaş haberleri üzerinden duruma bakmayın. Sonuç kesintisiz direnenlerin kazanacağı yeni devrimci zamandır... 

Ha unutmadan, bu yazıyı yazarken Kürdistan dağlarındaki gerillaları, PKK’yi kuran ve 40 yılı aşkın bir süredir kesintisiz devrimci mücadele içinde yer alanların söylediklerini dinledikçe, yazdıklarını okudukça 40 yıldır 40 kez ispatlanan bu sonucu önümüzdeki dönemdeki gelişmelerde de göreceğimizi söylemekte fayda var.