Günlerdir savaş uçaklarının uçuşu giderek yoğunluk kazandı. Gün içinde, gece yarısı savaş uçaklarının gürültüsü dağlarda rutin bir hal almış. Aralıklarla gelen savaş uçaklarının son günlerdeki yoğunluğuna baktıkça, Türk devletinin bir şeylere çok fazla kızdığını, bir yerlerde darbe yediğini hemen anlıyoruz. Gerçekten de Türk savaş uçaklarının giderek yoğunlaşan uçuşları ve saldırıları bizim tahminimizi boşa çıkarmıyor.
Türk devleti son bir hafta içinde ağır bir iki darbe almış. Birincisi gerilla eylemleri, ikincisi ise PKK’nin 2017 yılı Merkez Komite Toplantısı...
Gerilla ilkbaharda başlayan, yaz aylarında iyice yükselttiği eylemlerini sonbaharın bu günlerinde doruk noktasına çıkarmış durumda. Zagroslarda, sınır hattında Türk ordusuna ağır darbe vuran gerillalar, askerlerin psikolojisini iyice bozmuş. Türk ordusunun gelişkin tekniğine ve durmaksızın yaptığı saldırılara karşı, iradesi ile direnen ve direnişi ile sonuç alan gerillalar, sonbahara gülümseyerek giriyorlar. Ve Türk devleti de gerillanın gülümsemesini hiç hazmedemiyor.
Tam da bu süreçte, PKK’nin yıllık Merkez Komite toplantısı gerçekleşiyor. Müthiş bir fotoğraf karesi, tarihi bir an’ı belgeliyor. Fotoğraf karesinde PKK’nin kurucularından Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan, Duran Kalkan, Mustafa Karasu, Halk Savunma Merkez Karargah Komutanı Murat Karayılan, HPG Askeri Konsey Üyeleri Bahoz Erdal, Nurettin Sofi, YJA Star Komutanı Zozan Çewlik, KCK YK Eşbaşkanı Bese Hozat, KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Sozdar Avesta, PAJK Koordinasyon Üyeleri...
Karayılan, PKK MK Toplantısının verdiği mesajı kameralara anlatıyor. Görkemli bir heyecan ve tarihe meydan okuyan 40 yıllık mücadele ve direniş dili ile PKK, Kürt halkına, bölge halklarına sesleniyor. „Bakur’da zafer, Rojava’da inşa, Rojhilat’ta hazırlık, Başur Kürdistan’da müdahil olma…“ PKK bildirisinin mesajları çok net. Hem de Reqa Zaferi, DAİŞ çetelerinin tarihi yenilgisinin hemen ertesinde bu toplantı gerçekleştiriliyor. Türk Savaş uçaklarının saldırıları, on binlerce askerin katıldığı operasyonlar, bombardımanlar, özel savaş politikaları, Tayyip Erdoğan’ın atıp tutması hiç bir baskı politikası PKK’yi geriletemiyor. Aksine PKK, kendinden emin, yarım asra yakındır yürüttüğü mücadalesini kendi özgücüne dayalı olarak sürdürüyor. 2017 yılının kasım ayında yapılan PKK Merkez Komite Toplantısı, 40 yıllık PKK tarihinde farklı bir anlam taşıyor.
Çünkü, Türk devleti ve ordusu 2017 yılına girerken, „Bu yıl PKK’nin esamesi okunmayacak, PKK adını kimse ağzına alamayacak!“ diyordu. Ama şimdi durum çok farklı. Ve PKK sadece Kürdistanî bir hareket değil, bölgesel küresel karakter kazanmış durumda. Hiçbir güç PKK’yi hesaba koymadan sadece Kürdistan’da değil, bölgede bir adım atamaz. PKK artık sadece Kürtlerin varlığını koruma ve özgürlüğünü sağlamanın ötesinde bölge halklarının özgürlük umudu haline gelmiş durumda.
Bir gerilla sığınağında bu yazıyı yazarken dağların doruklarında şimşekler çakıyor...
Doruklarda kar, sağanak yağmur kurumuş topraklara heyecan ve özlemle dokunuyor. Gerillalar ve gerilla komutanlarının gülümsediği o fotoğraf karesi, bir halkın özgürlüğünün verdiği mutluluk oluyor...