Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Efrîn’e Türk devleti ve devletin desteklediği çetelerin saldırısı ve saldırılara karşı direniş boyutlanarak devam ediyor. Kürdistan dağlarında, gerillalar ile birlikte gelişmeleri konuşuyoruz. Önemli yorumlar ve bilgiler sözkonusu. Evet, Efrîn’deki savaş, 3. Dünya Savaşı’nın en önemli evresinde, Kürdistan’ın Efrîn kentinde bu çatışmalar yaşanıyor. Efrîn’deki savaş, Türk devleti ve Türk devletinin desteklediği çeteler ile Kürtler arasında. Savaş, Türk devletinin AKP-MHP-CHP vb ırkçı güçlerinin Kürt düşmanlığı ekseninde yürütülüyor. Tabii ki Türk devleti, bunun için kendisine göre bazı devletlerle kirli ilişkiler içerisinde. Ancak Kürtler de bu ilişkilerin farkında. Çok deneyimli bir gerilla komutanı ile Efrîn’deki savaşı konuşuyoruz. Konuştuğum gerilla komutanı Rojava’yı, Suriye’yi, Ortadoğu’yu çok iyi tanıyor. Türk devletine karşı da uzun yıllardır yürütülen savaşı komuta etmiş.
Gerilla komutanına Efrîn’e yapılan saldırının askeri açıdan analizinin ne olduğunu sorduğumda bana çok kısa bir yanıt verdi ve ‘Türk devletinin yürüttüğü işgal harekatının çok büyük bölümünün psikolojik savaş eksenli. Efrîn, biraz Zap biraz Yemen’dir’ dedi.
Zap ve Yemen örneklerini açımlamasını istedim. Gerilla komutanı, 2008’in Şubat ayının sonunda Türk ordusunun Zap’a yönelik işgal girişimini anımsattı. 9 gün süren savaşta gerillanın Türk ordusunu somut ve sonuç alıcı bir şekilde bozguna uğrattığını, Türk ordusunun Zap’a girme amacı ve hedefini alt üst edildiğini ve binlerce askerin geri çekilmesinin Türk devleti içinde ‘başarı’ sayıldığını belirtti. Oysa Türk ordusu, Zap’ta HPG anakarargahını hedeflemiş, ancak çok sayıda asker ölmüş, yüzlercesi yaralanmış, helikopter düşürülmüş, asker daha büyük bir kayıp vermemek için yenilgisini kabul edip çekilmişti.
Efrîn’e yapılan saldırı da Zap’a benzer özellikler içeriyor. Türk ordusu hedeflediği zamanda, istediği başarıyı alamamış ve işgal saldırısı daha ilk iki üç gün içerisinde bir yenilgiyi yaşamıştır. Çünkü Türk devleti, 3-4 gün içerisinde Efrîn’i boşaltacak ve çetelerini kente yerleştirecek, daha sonra da Minbic ve diğer alanlarda saldırılarını yoğunlaştıracaktı. Ama ikinci haftasını geride bırakacak olan bu zaman içerisinde Türk ordusu ve çeteleri istediğini alamamıştır. Büyük bir direnişle karşılaşmış ve bu direniş Kürdistan’ın her parçasında ve uluslararası alanda bütün kıtalarda insanlığın vicdanını da harekete geçirmiştir. Bu sürecin şu ana kadarki kısmında Türk devleti kaybetmiştir.
Gerilla komutanı, Efrîn’in Zap’a benzeyen özelliklerini başka örneklerle de açıklıyor. Ama Türk devleti yenilgisini gizlemek için psikolojik savaş merkezlerine yüklenmektedir. Peki Yemen örneği, nedir diyorum...
Gerilla komutanı, yaşanan sürecin tarihsel, toplumsal ve askeri özelliklerini iç içe ve çok soğukkanlı olarak değerlendiriyor. Türk ordusu, tekniğini, çetelerini kullanarak sivilleri hedef alabilir ve Efrîn’de bazı yerlere de girebilir. Ancak Türk ordusu ve çeteleri Efrîn’de girdikleri yerlerden nasıl çıkacaklar? Asıl soru bu. Çünkü Efrîn, Yemen olur. Giden asker geri dönemez. Dönmek istese de dönemez. Öyle Efrîn’e girmenin kolay olamayacağını, Türk ordusu ve çeteleri katliamlar yaparak girerse de Efrîn’in Türk ordusu için büyük bir mezarlığa dönüşeceğini söylüyor. Ve ekliyor, gerilla savaşının özellikleri farklı. Efrîn’deki durum ise hem gerilla savaş özelliklerini hem de kendi toprağına dayalı bir savunma savaşı özelliği taşımaktadır.
Türk ordusunun gerilla savaşında kaç kez nasıl yenildiğini örnekler vererek anlatan gerilla komutanı, Efrîn savaşının mekan-zaman özelliklerini, diplomatik ve siyasi yanlarına da dikkat çekiyor. Türk devletinin Kürt düşmanlığının yanı sıra Arap halklarına karşı da nasıl düşmanlık ettiğini ve bunun da Türk devleti için acı sonuçlar doğuracağını söylüyor.
Kısacası, Türk devleti psikolojik savaş haberleri ve ırkçı-milliyetçi bir hava ile Efrîn’e işgal girişiminin sonuçları Türk devletinin de siyasetinin de sonunu getirecek bir potansiyel taşımaktadır. Kürtlerin savaşarak ve daha fazla savaşarak kendi varlıklarını güvence altına alıp özgürce yaşama isteğine karşı hiçbir güç duramaz. Efrîn’de de bu gerçek ortaya çıktı. Türk devleti, Kürtleri bastıramaz ve bastıramayacak da. Bunu da zaman acı bir şekilde Türk devletine, Tayyip Erdoğan ve çetelerine gösterecektir.
