Lütfen bekleyin..

Baki Gül

Fethullahçılar, AKPliler, ulusalcılar ve Kürtler

01 Ağustos 2016, 21:13

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası ortaya çıkanlar gösteriyor ki ortadaki darbeler süreci siyasi değil adli bir vaka karakterindedir. Yalan, hile, dolandırıcılık ile kurulu ilişkilerin bir birlerine iktidar üzerinden yaptıkları saldırılardır. 15 Temmuz 2016 Darbe girişimi ile ilgili ne darbeciler, ne darbe mağduru olduğunu ifade eden AKP ve Tayyip Erdoğangiller doğruyu söylemiyor. Yani ne gözaltına alınıp tutuklanan askerler, ne dışarıda bulunan kuvvet komutanları, ne Fethullah Gülenciler, ne de darbeye karşı olduğunu iddia eden Doğan Grubu ve diğer medya grupları doğruyu söylemiyorlar. Hele bir de Tayyip Erdoğan'ın "kokteyl terör" argümanı ile Kürtleri bu pis işlerine bulaştırmaya çalışması gerçekten büyük bir akılsızlıktır. 

Dolayısıyla bu 15 Temmuz Darbe girişimi, siyasi değil adli bir vakadır. Çünkü, eğer ki bu darbe tamamen Fethullahçıların örgütlenmesi ise; başta Tayyip Erdoğan ve AKP olmak üzere, TSK ve devletin diğer bütün kurumları bu konuda doğru ve ahlaki bir özeleştiri vermelidir. Çünkü bu yapıyı bu hale getiren kendileridir. 2002 öncesinde ve sonrasında AKP'lilerin yüzde 90'lık bölümü ile Fethullahçılar arasındaki ilişki karşılıklı al-ver ilişkisidir. Devlete de bu kadar yaygın yerleşmeleri de AKP eliyledir. TSK de aynı durumdadır. Şimdi Fethullahçılarla ilişkide olan herkesi bir kazana koyup kaynatanlar, kendilerini nasıl ayrı tutuyorlar anlamak zor. 

Tamam; ulusalcı, Ergenekoncularının "Bizi mağdur edenler şimdi tutuklanıyor" diyerek kendilerini rahatlatabilirler. AKP'liler de "Biz bilmiyorduk" diyebilirler. Bu iki çevrenin bu konudaki tutumları ahlaki ise; peki bu Fethullahçı hakim ve savcılar, polisler ve askerler Kürtleri yakarken, infaz ederken, tutuklayıp hapse atarken niye kimse ses çıkarmıyordu! Ya da şimdi  "Ergenekon, Balyoz Davaları Kumpastı!" diyenler mağduriyetini dile getiriyor da, peki KCK davasından tutuklanan avukatlar, gazeteciler, siyasetçiler, insan hakları savunucuların hiç bir mağduriyeti yok mu! Hele bir de Kürtlere o hapis cezalarını veren hakim ve savcıların hemen hemen hepsi Fethullahçı ve darbeci diye tutukluyken... Niye sözkonusu Kürtler olunca, ortada bir kumpas, mağduriyet olmuyor. Demek ki, darbeci de olsa, hain de olsa Kürtlere eziyet veren herkes AKP'liler ve Ergenekoncular için kahramandır. Tabii ki kendi iktidarlarını tehdit etmeye varmamışsa...

Tabii ki Kürtler, iktidar için bu it dalaşını yapanları iyi biliyor. O nedenle Fethullahçıların darbesine karşı da, AKP'lilerin ve Ergenekoncuların darbesine karşı da direndiler. Direniyorlar. Kürtlerin bu noktada kaybedecekleri bir durum yok. Aksine daha da şanslı bir pozisyondalar.

Ama asıl tehlike ne biliyor musunuz? Fethullahçıların bu hamlesi ile devleti içinde değişen yapısal dengeler ve çelişkiler. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra en fazla mutlu olan kesim kuşkusuz Ergenekoncu ulusalcılar. Onlar diyor ki "biz bir taşla üç kuş vurduk. Fethullahçılar tasfiye oluyor, AKP ve Tayyip Erdoğan zayıflıyor bize de gün doğuyor!" Ama Tayyip Erdoğan ve AKP'liler de diyor ki "Biz Fethullahçılar deyip, bize karşı olan ve tehlike teşkil edenleri bu arada götüreceğiz, devleti istediğimiz gibi dizayn edip kendi iktidarımızı kurumsallaştıracağız!" Fethullahçılar da diyor ki "Yahu bizim asker içinde bu kadar gücümüz yoktu. Tamam darbeyi istedik, Erdoğan'ı da düşürecektik. Ama olmadı. Biz iyisi mi başka bir plan üzerinde daha duralım!" 

15 Temmuz 2016 darbesinin Türkiye'de oluşturduğu iktidarcı siyasi dinamikler böyle. MHP ve CHP ise bu süreçte ara kategoridir. Hangi güç dengesi öne çıksa ona göre pozisyon alan durumdadır. Temel değil, tali pozisyondadır. Buna karşı Türkiye ile ilgisi olan ABD, Rusya, İsrail, AB, NATO, İran gibi küresel ve bölgesel güçler de diyor ki "Türkiye biraz daha zayıflasın, istediğimizi yaptırabiliriz!" Yani Türkiye bölgede stratejik aktör değil, herkesin elinde kendisine göre biçimlendirilecek bir oyuncak durumundadır. 

 

Bu durumu en iyi Kürt Özgürlük Hareketi okumaktadır. Öcalan'ın "Darbe mekaniği" uyarısı ile "AKP ve Erdoğan'ın kurmak istediği hegemonya" analizlerini bu süreçte tekrar okursanız, Türkiye'nin gidişatını daha iyi göreceksiniz. Çünkü giderek somutlanan güç dengelerinin çelişkileri daha da keskin bir şekilde bir birleriyle çatışmaya hazır duruma gelmektedir. Bu da yeni darbelerin daha kanlı bir hal alabileceğine işarettir. İyisi mi Kürtleri takip edip, 3. yolu, demokrasi cephesini sağlam tutmakta fayda var.

Bu haber 835 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2353 gün önce