Lütfen bekleyin..

Baki Gül

KCK’nin deklarasyonu, AKP ne yapacak ve Rojava

25 Ağustos 2016, 20:58

KONGRA GEL 10. Genel Kongresi sonrasında KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı 20 Ağustos 2016’da önemli bir açıklama yaptı. Açıklamada Türkiye’deki Kürt sorununun çözümü konusunda kimin ne yapması gerektiği ortaya konuldu. Açıklamanın zamanlaması, yaşanan şiddetli savaş ortamı, bölgedeki kaotik durum ve Türkiye’deki askeri darbe girişimi ve sonrasındaki gelişmeler gözönünde bulundurulduğunda KCK’nin açıklaması çok daha önemli oluyordu.

Gerillanın 32 yıllık savaş sürecinde en etkili ve sonuç alıcı eylemlerini yaptığı, Türk devletinin çöküntü içindeki sistemi, Rojava ve Suriye’deki gelişmeler de hesaba katıldığında bu açıklamanın değeri daha iyi anlaşılacak. Ancak bu açıklamaya karşı AKP, CHP ve Tayyip Erdoğan gözlerini kapatmadı, aksine savaşı tırmandıracak açıklamalara ve adımlar attı. Dilok’taki katliam, Minbic’deki PYD güçlerine Türk ordusunun saldırıları vb.. girişimler çok tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Oysa kritik iki nokta var. Birincisi bir yılı aşkın bir süredir kendisinden doğru düzgün haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 15 Temmuz 2016’dan sonraki durumu... Bu çok kaygı verici bir mesele. Bütün stratejik dengeleri alt üst edecek bir potansiyel. İkincisi Minbic zaferi sonrası Rojava ve Kuzey Suriye’de ortaya çıkan durum... 

Bu iki gelişme askeri, diplomatik ve siyasi olarak bir birini tetikleyecek gelişmeler. Ve AKP’nin TC’nin gözden kaçırmaması gereken bir nokta daha var. Bu KCK’nin deklarasyonunda şu cümleler ile ifade edilmişti:

“... son günlerde bazı devletler, uluslararası alanda sorunların barış içinde çözülmesi doğrultusunda çalışma yürüten kurumlar, Başurê Kurdîstan’daki bazı dost örgütler, Türkiye’de bazı güç odakları, demokrasi güçleri ve HDP’den müzakerelere dönülmesi ve sorunların müzakerelerle çözülmesi yönünde gelen istem ve yapılan açıklamalar, tutumumuzu yeniden kamuoyuna açıklama ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.”

Şimdi sadece KCK’nin deklarasyonundaki bu paragrafı analiz etsek bile Kürt meselesinin vardığı boyutu görebiliriz. Deklarasyonda deniliyor ki “Arabuluculuk eden bazı devletler; uluslararası alanda barış için çaba yürüten kurumlar” bu meselenin küresel boyutunu işaret ediyor. Ve bu küresel güçlerin kimler olduğunu Suriye ve Rojava’ya bakarak görebiliriz... 

İkincisi, “Başure Kürdistan’daki bazı dost örgütler” deniliyor. Yani bölgesel güçlerin istemleri var. Bu iki ibareden sonra herkesin dikkatleri Mesud Barzani’nin ve ABD Başkan yardımcı Joe Biden’in Türkiye ziyareti üzerine oldu. Bu iki ziyareti Türkiye’nin Suriye politikasındaki değişikliklere yorumlayanlar da var, KCK deklarasyonu içindeki söz konusu paragrafla ilintilendirenler de var. 

KCK deklarasyonundaki “... Türkiye’de bazı güç odakları, demokrasi güçleri ve HDP’den müzakerelere dönülmesi ve sorunların müzakerelerle çözülmesi yönünde gelen istem ve yapılan açıklamalar” ifadesi de iyi okunması gereken bir cümle. Demokrasi güçleri ve HDP ile kastedilenin belirgin olduğu görülebiliyor. Ancak “Türkiye’de bazı güç odakları” kavramı değişik yanları ile okunması gereken bir olgu. Savaşı isteyen darbeci/Fethullahçı kesimler olmadığına göre AKP-MHP-CHP üçlemi içinde ya da dışında olan bu güç odaklarının özelliklerini Türkiye’deki mevcut duruma bakarak çok yönlü okumakta fayda var. 

 

Kürt meselesi AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın zannettiği ve zannedeceği gibi gitmiyor ve gitmeyecek. KCK deklarasyonunda temel bir kaç cümle ile ifade edilen ateşkes ve çatışmasızlığı araçlaştırma politikalarından vazgeçilip, Öcalan ile görüşmelere başlanması ile yüz yıllık sorun 1 ayda çözüme kavuşma potansiyeline sahiptir. Aksi durum kan kaybı ve düşüşün hızlı bir şekilde daha da karmaşıklaşarak devam edeceği anlamı taşır. Kürtler bu kaosta bedel ödeseler de kesinlikle kazanan taraf olacaklardır. Ancak savaşı derinleştiren ve kaostan medet uman Erdoğan ve AKP bugün olmasa yarın yarın olması sonraki günlerde çürüyerek çökecektir. 

Bu haber 1123 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2963 gün önce