Lütfen bekleyin..

Baki Gül

İmralı’daki tehlikenin boyutu biliniyor mu?

10 Ağustos 2016, 18:39

PKK’nin kurucusu ve lideri Abdullah Öcalan’ın durumu hakkında bilgi edinilemiyor. Evet 15 Şubat 1999’dan itibaren Öcalan üzerindeki tecrit günümüze kadar devam etti. Avukatlar, ailesi, vasisi, heyetler 5 Nisan 2015 yılına kadar belirli aralıklarla görüşüyordu. Öcalan ile görüşmelerin olmadığı zamanlarda ise Öcalan’ın İmralı’da olduğuna dair bilgiler mevcuttu. Bu konuda kimsenin çok fazla şüphesi yoktu.

Ancak 15 Temmuz 2016’daki askeri darbe girişimi ve sonrasında Türkiye’de ortaya çıkan kaotik durum İmralı’da tecrit altında tutulan Öcalan’ın sağlığı ve güvenliği konusunda yeni bir durum ortaya çıkarmıştır. 

AKP medyasında İmralı ve sayın Öcalan ile ilgili fazlasıyla spekülatif haberler çıktı, çıkmaya devam ediyor. 15 Temmuz darbe girişimini yapanlar önceden dilekçeler hazırlamış, ve Tayyip Erdoğan, Efkan Ala, Beşir Atalay hakkında Oslo ve İmralı’da yapılan görüşmeler nedeniyle vatana ihanetten yargılanacaklarını haber veriyorlardı. Bu dilekçeler darbecilikten gözaltına alınan hakim Mehmet Sel’ih adliye sarayındaki çalışma odasında yapılan aramada çıkmıştı. Dilekçenin gün ve ay kısmının boş bırakıldığı dilekçenin tarih kısmına ise „2016“ yazılmıştı. Bu dilekçenin Bursa’da çıkması tesadüfi değildi.

Bu haberin ardından 22 Temmuz 2016’da Bursa’da gece yarası alçak uçuş yapan 6 helikopter haberleri çıkmıştı. Haberin detayı şöyleydi: Bursa’da gece saat gece yarısı 00.05 sıralarında gökyüzünde dolaşan 6 helikopter, Emniyet Müdürlüğü’nde hareketli saatlerin yaşanmasına neden oldu. Uludağ, Mudanya ve İzmir istikametinden, Bursa şehir merkezine doğru gelen helikopterler nedeniyle Emniyet Müdürlüğü teyakkuza geçti. Vatandaşlar endişelenirken, polis ekipleri telsiz anonslarıyla kamu binaları ve kritik bölgelere yönlendirilerek güvenlik önlemlerini üst düzeye çıkartıldı.“ Daha sonra bu haberin devamı gelmedi. O helikopterler neyin nesiydi bilinmiyordu.

„Darbe soruşturması kapsamında tutuklanan ve TSK’dan ihraç edilen Bursa İl Jandarma Alay Komutanı Albay Yurdakul Akkuş, paralel örgütün İmralı’daki yapılanmasını sağlayan isim olarak görülüyor“ diye haberler çıkmıştı. 

 2 Ağustos’da AKP’li Akşam gazetesi „Darbe girişimi kapsamında Kazlıçeşme’de yakalanan 12 albayın Abdullah Öcalan’ı kaçırmak için İmralı Adası’na gitmeyi planladıkları iddia edildi“ diye haber yaptı.

Haberin detayı ise daha fazla kaygı verici „İddialara göre, darbeciler, TSK’nın en gelişmiş savaş helikopteri Cougar’la Ada’yı tarayıp çatışma olduğu görüntüsü yaratacak, sonra da adaya inerek sabaha doğru saat 04.00’te Abdullah Öcalan infaz edecekti. Böylelikle asıl amacı Türkiye’de bir iç savaş çıkarmak olan FETÖ, darbe girişimi başarıya ulaşmasa da asıl hedefi için işaret fişeğini yakmış olacaktı.“

Yani Öcalan’ın durumu darbeden daha tehlikeli sonuçlar doğuracak nitelikte. Devlet bunu biliyor. Ama bunu bilmesine rağmen bu konuda sağlıklı bir açıklama yapmaktan da kendisini alı koyuyor.  Yani artık „İmralı’da tecrit altında tutulan Öcalan“ diye cümle kurulamıyor. „İmralı’da olduğu iddia edilen ve sağlığı hakkında bilgi edinilemeyen Öcalan’ın durumu“ Kürt toplumunun temel gündemi olmuş durumda.

AKP Hükümeti, Tayyip Erdoğan ve diğer ekibi „Öcalan’ın hakkında“ doğru bir bilgi veremiyor. Öcalan’ın yaptıkları görüşme ve bilgi alma başvuruları reddediliyor. Avukatların Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları başvuru gerekçesiz bir şekilde kabul edilmiyor. Ailesinin başvuruları da sonuçsuz. Uluslararası alanda İşkenceyi Önleme Komitesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yapılan başvurulardan da sağlıklı bir sonuç çıktığı yok.

Kürt siyasal hareketinden PKK, KCK, HPG, KJK, gençlik örgütleri ve onlarca örgüt „Öcalan’ın sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü“nün kendileri için savaş ve barış gerekçesi olduğunu ifade ediyorlardı. Ve Öcalan’ın sağlığı ve hayatı söz konusu olduğunda ise savaşın da başka bir aşamaya geçeceği uyarısı yapıyorlar. Şimdi durum bu kadar kritik iken, AKP Hükümetinin bu konuya sessiz kalması, Tayyip Erdoğan’ın ise „idam“ fantezili açıklamaları Kürtleri tahrik etmekten başka bir şeye yaramıyor. Ve her an ama her an Türkiye’de büyük bir depremin, alt-üst oluşun yaşanabileceği bir zemin giderek daha fazla kendini görünür kılıyor. Herşeyi normalleşmeye çekmeye çalışan Erdoğan ve AKP bu konuda neden hala sessiz insan anlamakta zorlanıyor.

Bu haber 1043 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2792 gün önce