Lütfen bekleyin..

Baki Gül

TC'nin kaosu ve Erdoğan'ın son faşist dansı!

21 Aralık 2016, 19:40

Türk devletinin ‘Çöktürme Planı’ ile Kürtlerin bütün örgütlü güçlerini, siyasal iradelerini kırmayı, Kürtleri siyasetin ve hayatın dışına atma planı vardı. Devlet aklı bunu Tayyip Erdoğan’ın eli ile yapmaya karar vermiş. Erdoğan ‘’Kürtleri katlederek sarayında kalıp, ailesini ve yakınlarını koruyabileceğini“ düşünüyordu. Ancak sadece ‘’Kürtleri öldüren tetikçi“ rolü Tayyip Erdoğan’ın kendisini kurtarmaya yetmediği için Erdoğan, TC’de sistemsel değişiklik yaparak kendi otoriter hegemonyasını da oluşturma çabasında.

Dolayısıyla Erdoğan’ın Kürtleri katletmeyi esas alıp, TC’deki sistemsel değişikliğe soyunması Erdoğan’ı iki temel noktada büyük bir açmaza sürüklerken; TC’yi de kriz ve kaosun sürekli bir hal içine girmesine neden oluyor. Birinci açmazında Kürtlere karşı insanlık suçu işleyen Erdoğan, Kürtlerin tarihi ve toplumsal öfkesini büyütüyor. İkinci açmazında ise sistemi değiştirmek isterken koalisyon yaptığı Türk devleti içindeki iktidar bloklarının çatışmalarına taraf olmaktadır.

Kürtlerle girdiği çatışmalı süreçte, Tayyip Erdoğan’ın ne askeri, ne siyasi, ne toplumsal ve ekonomik bir başarısı söz konusu olamaz. Bakın PKK YK Üyesi Murat Karayılan’ın ANF’ye verdiği son mülakatında şöylesi bir tarihi hatırlatma var:

‘’Sen bu davanın sahiplerini ortadan kaldırırsan, kiminle barış yapacaksın? Bakın; Saddam ne yaptı? Saddam Kürtleri yok etme projeleri uyguladı; pêşmergeyi dışlayarak hatta Cezayir Antlaşması’yla Kürt hareketine büyük bir darbe vurulmasına yol açarak, işbirlikçi-hain Kürtlerle bir Kürt özerkliği kurdu. O tuttu mu? Hayır. Şimdi hiç kimse 1970-80’lerde Irak’ta bir Kürt özerkliği olduğundan bahsediyor mu? Hayır. Çünkü sahteydi. Şimdi sen davanın sahiplerini, bu davaya başını koymuş insanları, evlatlarını vermiş aileleri, aşiretleri bir tarafa atacaksın ve diğer yandan öteden beri kendi soyuna sahip çıkmamış, düşmanlık yapmış, toplumda beş para etmez bazı hainlerle ‘çözüm geliştireceğim’ diyeceksin. Böyle çözüm mü olur? Dünyanın neresinde böyle bir çözüm tutmuş ki, senin ki de tutacak! Evet. Dünyanın birçok yerinde bu tür denemeler yapılmıştır ama hiçbirisi tutmamıştır. Tutan herhangi bir örnek yoktur. Çünkü sahtedir. Kaldı ki bugün Kürt toplumu, Kürdistan toplumu böyle sahte projelere kanacak bir toplum değildir.“

Evet gerçekten de ne Türkiye’nin tarihindeki ne de Irak, Suriye ve İran’daki inkar ve imhacı çözümler Kürt sorununu çözemedi, çözemiyor, çözemezde. PKK, toy bir hareket değil. Olan bitenin bütün yönleri ile farkında olduğu gibi, kendi içinde her yönlü hazırlıklarını yapan, tarihsel bir bellek oluşturan ve kendi strateji ve taktiklerini hayata geçirebilecek bir güce sahip. Ve PKK zaten sert mücadele dönemlerine göre kendisini şekillendirdiği için de ağır bedeller ödese de, her süreçten kazançlı çıkmayı da biliyor. Ve bu durumu artık dünyadaki temel aktörler, analistler de tespit ediyor.

Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, Amerikan Enterprise Institute’nün (Amerikan Girişimcilik Enstitüsü) web sayfası AEI.org’da bulunan köşesinde, Türkiye’nin artık PKK’ye karşı yürütülen savaşta yenilen taraf olabileceklerin de hesaba katarak düşünmeye başlamasını salık veriyor. Rubin, yakın çevresinin ve dalkavukların bu konudaki kötü haberleri Erdoğan’dan saklayacaklarını da iddia ediyor.

Durum bu. Türkiye’de, Kuzey Kürdistan’da, Irak’ta Güney Kürdistan’da, Suriye’de Rojava’da, İran’da Doğu Kürdistan’da Kürt özgürlük ve demokratik mücadelesi PKK merkezli bir ivme ile kazanan taraf oluyor. Bunun karşısındaki bölgesel egemen güçler Kürtlerin yükselişini durdurmaya çalışırken kendileri için en geniş ittifakı hem içlerinde hem de bölgesel düzeyde kurarken; kendi zayıflıklarını, çelişkilerini çok yönlü ortaya koyuyor ve kendilerini yenilgili bir durumun içinde tutuyorlar.

Şimdi sondan başlarsak Ankara’da Rus Büyükelçi’nin vurulması, Kayseri, İstanbul-Beşiktaş’taki patlamalar, Amed’de Türk savaş uçağının düşürülmesi, Adana ve Antalya’daki askeri eylemler; Türk devletinin askeri olarak yenilgisini gösterirken; ekonomideki krizin yapısal hal alması, Türk devletinin ABD, AB, NATO ile içine girdiği krizli durum; Suriye, İran ve Irak’taki temel siyasi dinamiklerle yaşadığı çelişki Türk devletini içe doğru çökertiyor. Buna bir de Türk devletinin AKP-MHP-Ergenekon kanadı içindeki sürtüşmesi, Fethullahçılarla girdiği çatışmalı durum, Laik Kemalistlerle yaşadığı rejimsel kriz Türk devletini bölünmenin eşiğine getirmiş durumdadır. Buna karşı Erdoğan’ın ‘’seferberlik çağrıları“ ile Kürtlere ve muhaliflere karşı estirmek istediği linç ve terör de Türk devletinin alehine sonuçlanmaktadır.

Yani Tayyip Erdoğan, TC’nin kaosu içinde son faşist dansını yapmaktadır. Kürtleri öldürerek kendi sarayını koruyacağını sanmak ne kadar aptalca ise Kürtleri öldürmek için ittifak yaptığı ırkçı güçlerle iktidarını sürdürmesi de o kadar aptalca sonuçlar doğuracaktır.

Bu haber 992 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
2333 gün önce