Lütfen bekleyin..

Mustafa Elveren

Türbelerde Eş, Aş, İş, Para… Dileyenler

19 Şubat 2018, 19:52

Bu yazıda benim yaptığım bir tespittir ve halkın kutsal değerlerini küçümseme veya karşı çıkma gibi bir niyet söz konusu değildir. Öncelikle halkın kutsal değerlerine ve inançlarına saygı göstermeliyiz. Benim itirazım bu kutsal değerleri kurumsallaştırıp halkı buna göre şekillendirmek isteyen başta devlet olmak üzere kurum, kuruluş ve kişileredir.

Şimdi esas konuya dönelim;

Evliyaların mezarlarında, ziyaretlerde, mabetlerde, türbelerde vb. yerlerde dilekte bulunan insanların arasında “Hangi dilekte bulundunuz?” sorusuyla bir araştırma yapılırsa eminim ki bu insanların büyük çoğunluğu; “eş, aş, iş ve para” dileğinde bulunduğunu söyleyeceklerdir. Yani “barış, dostluk, insanlık” dileğinde bulunan çok az kişi olacağını tahmin ediyorum.

Ne yazık ki bu durum bizim Dersim’de de yaygın bir biçimde kendini göstermektedir. Şöyle ki; her şekilli taşı ve birçok mezarı türbe olarak görüp dilekte bulunmak, Sazı alır en büyük meşe ağacının altına “Hak-Muhammed-Ali” diye çağırmak ve en önemlisi de halkın sorunlarını bu mantıkla çözüm üretmeye kalkışmak… İşte bu yapay kültür Dersim’i önemli oranda etkilediğini söylemek herhalde abartılı olmaz.

“Ey türbelere gidenler! Ey dedelere, ocaklara, babalara gidenler! Ey insanlar; türbelere, babalara, kutsal saydığınız ağaçlara çaput bağlamayınız. Size hiçbir faydası yoktur. Bunları rahat bırakınız. Çünkü bu zatlar sağlığında insanlara iş, aş, eş konusunda yardım etmişlerdir ve halkın güvenini kazanmışlardır. Ancak öldükten sonra bunu yapmaları mümkün değildir… Gerçekten iş, aş, eş bulmak istiyorsanız, Ankara’da Saray’ın önünde mum yakıp, çaput bağlayınız. Çünkü günümüzde Anayasa’da da yazılı olan sosyal devlet bu hakları sağlamak zorundadır. Eğer Ankara’daki Saray’ın önünde mumlar yakıp, çaputlarınızı oraya bağlarsanız, göreceksiniz bu haklarınızı alacaksınızdır…” (İ. Eliaçık / KRT)

Adı geçen programda İlahiyatçı İhsan Eliaçık Kur’an’da böyle şeylerin yazılı olmadığını, Sünnet ve Kurban kesmek de dini değil, gelenekseldir. Yani bir Arap geleneğidir, vurgusunu da yapmıştı.

İşte böyle bir kültüre sahip olan halklarımız var. Dolayısıyla bu toplum kendine benzer yöneticileri seçmesi bence yadırganacak bir şey yoktur. Çünkü Kemalistleri de, liberalleri de hatta bazı solcular bile halkın bu durumuna göz yumdular.

Siyasal İslam İdeolojisiyle Çağdaşlaşmak Mümkün Değildir.

Bazı Kemalistler ile birçok sol grupların İslam ile demokrasinin bir arada mümkün olacağını iddia ettiler. Ancak kazın ayağı öyle olmadığı görüldü. Öyle ise; bu siyasal İslam ideolojisiyle çağdaşlaşmak mümkün değildir. Aksi halde türbelerde eş, aş, iş, para dileğinde bulunanlar her geçen gün daha da artacaktır.

“Allah Rahmet Eylesin!”

Yıllar önce Ali Tarhan öğretmen arkadaşım birçok konuda kafasına uyamadığı ya da dalga geçmek için olayları konuştuğumuzda; "Allah Rahmet eylesin" der ve olayı kestirmeden hallederdi.

Bu gün ise tam gerçeğini yaşamaktayız. Hem de devlet ve Hükümet çevrelerince. Aslında birçok bürokrat ve akademisyen ya da yazar hatta aydın olduğunu söyleyen kişilerce; "Allah rahmet eylesin" ikiyüzlülüğü devam etmektedir.

Birçok sosyal olayların sonucunda meydana gelen ölüm olayları nedeniyle hükümet çevreleri hemen “Allah rahmet eylesin" deyip toplumu yatıştırıyor.

Bu Allah rahmet eylesin mantığı ve aldatmacası halkımızı boşlukta bırakmıştır. Yani dini kavramlar kullanılarak halklar etkisiz hale getirilmiştir.

Eğer ülkemiz bu yozluğa devam ederse; “”Allah rahmet eylesin” derim. Ancak, ülkemizi aydınlık geleceğe taşımak için umudumuzu da yitirmemeliyiz.

07.02.2017

Bu haber 714 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları