Lütfen bekleyin..

Mustafa Elveren

Selahattin Demirtaş’a ve Figen Yüksekdağ’a Mektup

06 Nisan 2017, 20:33
Değerli Eş Genel Başkanlarım,
Sizler, milletvekili arkadaşlarınız ve binlerce partili taraftarlarınızın TC tarafından rehin alınmasını içime sindirmem olanaksızdır. Sizlerin rehin tutulması içimi acıtmaktadır. Bazen de bu acı kalbime ok gibi saplanıyor.
Sevgili Eş Genel Başkanlarım,
Hz.Hüseyin, Pir Sultan Abdal, Nesimi, Şeyh Sait, Seyit Rıza, Deniz Gezmiş, Nazım Hikmet, Mahir Çayan, İbrahim Kaypakkaya ve arkadaşları, Mazlum Doğan ve arkadaşları, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya, Ape Musa… Daha sayamadığım yüzlerce kahramanlar özgürce ve insanca yaşamak için ölümüne bedel ödediler. Sizler de tarihte bu bedeli ödeyerek yerinizi aldınız. Orhan Doğan’ı hep düşünüyorum. Sizlere imreniyorum. Sizler zindandayken benim kendimi özgür hissetmem mümkün mü?
Kara Gözlü Eş Genel Başkanlarım,
Sizlerin barışa ve insanlığı sunduğunuz katkıyı TC. nin henüz kavramadığı anlaşılmaktadır. Sizlerin barış ve özgürlük için verdiğiniz mücadeleyi gerek Türk milliyetçileri ve gerekse Kürd milliyetçileri ya anlamadılar veya anlamak istemiyorlardır. Federasyon ya da bağımsızlık diyenlerle diyalog kuran TC ve AKP iktidarı her nedense özerklik ve insanlık için diyalog içinde olanları zindanlara atılmasını anlamak mümkün değildir.
Direnişçi Eş Genel Başkanlarım,
Sizler tarihe önemli not düşürüyorsunuz. Tarihin sizi haklı çıkaracağına inanıyorum. Aksi olması bilime aykırıdır, zaten.
Önder Eş Genel Başkanlarım,
Haksızlığa, hukuksuzluğa ve zulme karşı yüzlerce tutsak açlık grevini başlatmış bulunmaktadır. Benim için bu Dünya’da en kutsal şey insan yaşamıdır. Buradan hareketle sizlere bir zarar gelmesini kabullenmem olanaksızdır. Amacım sizin direnişinizi kırmak değil, tam tersine selamlamaktır. Ancak, önderler her zaman yaşamalı ve yol göstermelidirler.
Yoldaş Eş Genel Başkanlarım,
Kısaca kendimi size tanıtmak istiyorum. 66 yaşımdayım... Bu güne kadar demokrasi ve özgürlük mücadelesi için “Karınca kararınca” katkıda bulunmaya çalıştım. Gerçi amatörce yazdığım yazılardan dolayı birkaç yıl önce on civarındadaki soruşturma ve kovuşturmalar sonucunda mahkeme safhasına dönüşen 3 davada yargılandım. Bu davaların gerekçesi “Suçluyu ve suçu övmek” olarak hazırlandı. Onların gözünde Dersim direnişinin önderi Pirim Seyit Rıza ve benden 2 yaş küçük ilkokulda sınıf arkadaşım olan Çağdaş Kawa Mazlum Doğan suçluydular. Ben ise, onları övmekten yargılandım. Bu davalardan biri zaman aşımına uğradı, birinde 3000 TL. para cezasını aldım ve ertelendi. Bir diğerinde ise 5 yıl aynı konuda suç işlememek kaydıyla keza yine ceza ertelendi. Benimki sizinkine göre okyanusta bir damla bile değildir.
Can Eş Genel Başkanlarım,
Elbette haklılığınız kanıtlanacak ve özgürlüğünüze kavuşacaksınız. Bu mektubum size ulaşmış ise,  özgürlüğünüze kavuştuğunuzda açıklarsanız sevinirim.
Sizleri en içten duygularımla selamlıyor, sevgi ve saygılarımı sunar, bir an önce özgürlüğünüze kavuşmanızı diliyorum.
NOT-: Bu mektubum her iki Eş Genel Başkanlarımın bulunduğu zindan adresine tarafımdan taahhütlü olarak gönderilmiştir. Ancak, PTT görevlisi kimlik bilgilerimin fotokopisini aldıktan sonra mektupları gönderdi. Bu kişiler için gönderilen mektuplara  uygulamanın yeni olduğunu söyledi. 1.2. Dünya Savaşlarında bile mektuplar kimlik bilgisi karşılığında gönderildiği görülmemiştir.
30.03.2017
Mustafa Elveren (Em. Öğrt.)
Bu haber 908 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları