Lütfen bekleyin..

Mustafa Elveren

“Bol Keseden Ahkâm Kesmek” Ve Hazıra Konmak

10 Aralık 2017, 20:12

Türkiye dışında ikamet eden birçok tanıdık kişilerin sosyal medya üzerinde paylaştıkları bazı mesajlara buradan dikkat çekmek istiyorum.

Şöyle ki; şahsın ikamet ettiği ülkede evrensel hukuk kuralları geçerli olduğu için düşüncesini serbestçe ifade etme özgürlüğüne sahiptir. Yani hiçbir riski ve kaygısı yoktur. Fakat Türkiye gibi ülkelerde yaşayanların ise; TV.de, gazetede düşüncesini ifade ettiği için ve sosyal medya üzerinden paylaştığı mesajlarından dolayı binlerce insan gözaltına alınmış, yüzlercesi tutuklanmıştır.

Eğer Türkiye’de yaşıyorsanız tabii ki her şeyin bir değeri ve bedeli vardır. Hele bahse konu olan özgürlük ise bedeli çok daha ağırdır. Hal böyle olunca söylediklerimize, yazdıklarımıza ve hareketlerimize kısıtlama getirmek zorunda kalıyoruz. Her insan doğal olarak korkar. Ancak korkuyu yenenler için durum biraz farklı olabilir.

O çok keskin konuşanlara, “bol keseden ahkâm kesen” tiplere her dönemde rastlamak mümkündür.

Kendini kurnaz sanan böyle birkaç kişiyi hatırlıyorum. 1990’lı yıllarda bazı örgütlenmelerin kuruluş aşamasında yer almayıp, “bol keseden ahkâm keserlerdi. Ne zamanki bu örgütlenmeler yasal statüye geçtiklerinde, bunlar yönetimi ele geçirmek için birbirlerinin boğazını sıkmaya başladılar. Tabii ki bu örgütlenmelerin yasallaşmasını sağlayan bizler ise, bir kaç kez hâkimin karşısına çıkmak zorunda kaldık ve cezalar aldık. O cezalar küçük para cezalarıydı ve o tarihte ertelendi.

Ne yazık ki OHAL nedeniyle Türkiye’de bugün aynı durumu yeniden yaşamaktayız.

Adam yurt dışında ikamet etmekte ve üstelik de çifte vatandaşlık hakkını da almıştır. Oturduğu yerde bana karşı hiç düşünmeden, sıkılmadan; “korkaksınız… Devletin kölesi olmuşsunuz…” gibi sözler sarf ediyor. Hiçbir bedel ödemen hazıra konmak ve oturduğu yerde “bol keseden ahkâm kesmek” denir, buna.

Bana göre eleştiri bizim zenginlik kaynağımızdır. Ancak, eleştiri adı altında birbirimize (işbirlikçi-hain-dönek-bölücü-provokatör vb) hakaret etmemeliyiz. Maalesef bazen kendimizi tutamıyor ve gözü kapalı bazı olaylara dalıyoruz. Bu da bir eksikliğimizdir. Önemli olan bu eksikliği aza indirmek ve mümkün ise hiç yapmamaktır.

Öyle anlaşılıyor ki, geçmişte ve halen günümüzde yaşanan onca acıya rağmen hiç ders alınmamıştır. 

Kürdler bu konuda çok deneyimlidirler. Hem de çok ağır bedeller ödeyerek bu deneyimlere sahip oldular. Kürdlerin deneyiminden yararlanan örgütlenmelerin kazançlı çıkacağını düşünüyorum.

Bir örnek vermek gerekirse;

Eğer bu gün demokratik alevi örgütlerinin ve Bektaşi dernekleri bir çatı altında federasyon-konfederasyonlar oluşturmuşlarsa, bu oluşumda “Kürt Özgürlük Hareketi”nin rolü görmezlikten gelinemez. Devlet Kürtleri etkisizleştirmek için Alevilik alanını kademeli olarak serbest bıraktı. Amacı da önce Kürtleri, akabinde de Alevileri ve sosyalist-devrimci örgütleri yok etmekti. Mustafa Kemal kendi döneminde bu tür tasfiyeleri çok yapmıştır ve başarılı da olmuştur. Ancak, günümüz internet çağında artık bunu başarmaları mümkün değildir.

Geçmişimizden ve yaşanan acılardan dersler çıkarılmalıdır. Hiçbir kimse başkalarının ödediği bedel üzerinden hazıra konmamalıdır. Ancak bedel ödeyenlere sahip çıkılmalı ve onları onurlandırmalıdır.

Bugün 10 Aralık İnsan Hakları Günü’dür. Bu vesilesiyle bedel ödeyip, başta Elazığ İHD yöneticileri Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya olmak üzere aramızda ayrılanları saygıyla anıyor, hatıraları önünde eğiliyorum.

10.12.2017

Bu haber 924 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları