Yoksulluk çeken, varlık yüzü görmeyen kişi sürekli ihtiyaç duyduğu şeylerin hasretini çeker; kendisini onları elde etme hayaline kaptırır, olmayacak düşler kurar.
Aç tavuk (düşünde) kendini buğday (arpa, darı) ambarında sanır (görür)..
Hepsinin anlamı, ‘gerçeklere dayanmayan hayal kurmanın yersizliği.’dir..
Bir başka deyimle; Kimi kişiler, amaçlarına; alın teri, göz nuru dökerek ulaşmak yerine; yaşamın zorluklarından kaçıp hayal kurmakla yetinirler.
Tıpkı aç tavuğun, kendini buğday ambarında sanması gibi.
Oysa çalışarak kazanmanın değeri büyüktür.
Hem bir emeğin karşılığı olduğu için, hem de insana çalışma zevkini verdiği için…
* * *
Bilindiği üzere Erdoğan-AKP iktidarı önüne koyduğu Kürt soykırımını gerçekleştirme zihniyeti ve politikasıyla Kürdistan da kan akıtmaya devam ediyor.
Erdoğan, "Kendi kendilerine özerklikçilik oynayanlar kaybetmiştir. Türkiye'nin bugünkü sınırları bizim son sınırlarımızdır" diye konuştu.
"Sonuna kadar savaş" söylemlerini tekrarlayan Erdoğan, "Çözüm arıyorsanız işte size çözüm. Terör örgütlerinin en küçük bir izi zerresi dahi kalmadan bu çözümü gerçekleştirmiş olacağız" diyerek ne AP raporunun ne de başka bir şeyin kendilerini engelleyemeyeceğini savunuyor.
Şimdilerde Erdoğan "Niye ayak sürüyorsunuz" diyerek sıkıştırması üzerine dokunulmazlık meselesine ilişkin ilk adımı atan AKP, Anayasa'nın 83'üncü maddesine ek madde ekleyerek özellikle HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarını kaldırma peşinde.
Ayrıca muhtarlarla bir araya gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, savaş politikasında ısrar ederek, 'Çözüm sürecini buzdolabına kaldırdık. Şimdi operasyonlar dönemi' diye konuştu.
CHP’ye gelince;
Kürt, Alevi, Devrimci, Sol, Sosyalist ve bir bütün olarak muhalifler noktasında, AKP-MHP-CHP ortaklığında bir araya gelen CHP ise bir kez daha gerçek yüzünü gösterdi..
Kılıçdaroğlu CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın programına çıkıp canlı yayında "Anayasaya aykırı ama biz dokunulmazlıkların kaldırılması için 'evet' oyu vereceğiz" dedi.
7 Haziran seçim sonuçlarını ve HDP şahsında meclise yansıyan iradenin yok sayılması için CHP ‘oyalamacı’ rolünü çok iyi yerine getirdi ve 3 Kasım seçimlerine giden yolda AKP’ye destek verdi..
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu her e kadar, "İstismar yapılmasına engel olmak için 'evet' diyoruz." dese de durum değişmeyecektir ve CHP, esas kimliğine, yani ırkçı, tekçi, islamcı ve bir başka deyimle ‘faşist’ kimliğine dönmüştür.
Sonuçta günümüzde yaşadığımız toplumsal, siyasal, etnik ve inanç sorunları dahil temel meselelerin tamamına yakını CHP’den kaynaklanmaktadır..
İlginçtir, CHP dışındaki gelmiş geçmiş ve mevcut partilerin tamamıda CHP’den türemiştir.
CHP’nin başına gel(tiril)diğenden bu yana zaten hiç bir vizyonu olmayan Kılıçdaroğlu’nun liderliği artık geri dönülmez biçimde tartışılmaya başlanmıştır.
Kürt ateşinin aydınlığında kendisine ve ülkesini seven sosyal demokratlara aydınlık bir yol açabilecek beceri ve yeteneğinden yoksun CHP ve Kılıçdaroğlu, baltayı ayağına vuracaktır.
Kürt ateşi ise tutuştuğu günden bbu yana kim sosyalist, kim demokrat, kim dnci, kim faşist ve kim devrimci, hepsini birer birer göstermiştir.
Bu arada başta Aleviler olmmak üzere bütün muhalifler CHP'den hızla kopmalıdırlar..
CHP ve onun ‘ısmarlama’ genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise ateşin kendisini yakmasını engelleyemecektir.
Belkide Kılıçdaroğlu, Kürt halkının ve dostlarının iradesii ile seçilmiş Kürt vekillerden boşalacak sandalyelerin hesabı içindedir.
Tıpkı aç tavuğun, kendini buğday ambarında sanması gibi.
Yani CHP, ‘Aç tavuğun rüyası’ peşinde..