Lütfen bekleyin..

Can Kasapoğlu

'Kardeş Aile Kampanyası’nın önemi ve Dersim

14 Nisan 2020, 17:17

Hani Loqmamızı kotarıp meydana getirince deriz ya;

Önce kapı-komşu hakkı. Yetim hakkı-öksüz hakkı,

Dağdaki kurdun-kuşun hakkı, Yol hakkı-yolcu hakkı, bundan geriye kalır ise de bana yeter diye..

Herkes hakkına razı olsun diye..

Tadımlıktır, doyumluk değil..

İşte öyle bir şey..

 

Dünya sağlık örgütü (World Health Organization WHO) tarafından Pandemi / Salgın olarak nitelendirilen Covit 19-Korona Virüs ile dünyanın tammamı ve elbette Türkiye sarsılmış vaziyette.

Sağlık, bilim, teknik, ekonomik ve siyaseten bir bütün olarak her türlü alt yapısı ile örgütlü ve sağlam olan ülkeler bu Pandemi-Salgın ile mücadelede önemli oranda başarıya kilitlenmiş durumda.

Korona ile mücadelede Aynı şeyleri Türkiye için belirtmek mevcut durumda mümkün görünmüyor.

Hızlı ve tehlikeli salgının gelişmesi karşısında ‚geç‘ kalarak sonrasında ise ‚hantal‘ ve alışıla gelmiş kılasik söylemlerle (devletimiz güçlüdür, bize-türke bir şey olmaz vb) süreci götürmeye çalıştı, çalışıyor.

Mevcut ‚real‘ kırizi gerektiği gibi karşılayıp bir an evvel önlemler alınması gerekir iken malesef bir  ‚algı‘ yaratılarak bu ‚algı‘ üzerinden mevcut kaos yönetilmeye başlandı.

Bir çok devlet halkına, ‚Siz evde kalın ve sağlığınızı muhafa edin, para bizim işimiz, bütün ihtiyaçlarınızı devlet olarak karşılıyoruz‘ diyerek devlet olmanın gereğini yerine getirdi, getiriyor.

Öte yandan ekonomisi başta olmak üzere her yönü ile dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye ise  hiç bir ülkenin yapmadığı bir davranışla vatandaşına İban numarası vererek para-yardım istedi.

Zaten kırk-kana-at geçinebilen, evine ekmek götürebilmek için adeta canını dişine takan vatandaş ise her geçen gün dahada yoksullaşarak adeta ölüm sınırında yaşamak ile baş başa bırakılmıştır.   

Aslında dünyanın gelişmiş veya az gelişmiş ülkelerin bu salgın karşısında ki duruşu, önlemleri ve mücadelesi ile Türkiye karşılaştırıldığında bu açık ve somut durum görülecektir zaten.   

Yazımızın konusunun ise esas olarak yukarıda yazılanlar olmadığı ancak yanı sıra ‚Dersim İnşa Kongresi‘ tarafından başlatılan ‚Kardeş Aile Kampanyası’nın anlam ve önemi üzerine bir-iki kelam etmektir.

Bilindiği üzere Kongre tarafından, ‘Dersim’e el ver, Sende Mısaybını seç, Loqmanı ve Niyazı’nı paylaş‘ eksenli başlatılan bu önemli kampanya kısa sürede hem Avrpada ve hemde Dersim’de bir ilgi odağı olurken aynı zamanda  Dersim’de geçmişten günümüze zaten çok zor koşullarda ve kısıtlı olanaklarla yaşam mücadelesi verenler içinise böyle bir kampanya bir umut, bir beklenti  yarattı.

Genel bir çağrı ile birlikte başta Avrupa olmak üzere diyasporada yaşayan Dersimlilerede bir çağrı niteliğinde olan ‚Kardeş Aile Kampanya’sı deyim yerindeyse bu anlamda başlatılan bir ‚ilk‘ kampanya olmuştur diyebiliriz.

Diğer yandan diyasporada örgütlü olan diğer sivil toplum ve demokratik kurum-kuruluşlar da kendi açılarından ‚Kardeş Aile Kampanyası‘ başlatmışlardır..

Bütün bu kampanyaların başarılı olabilmesi ve hedefine ulaşması içinse gerçek bir dayanışmaya ile sonuç alabilecektir..

Dersim İnşa Kongresi (DİK) tarafından başlatılan kampanyanın esas amacı ise Dersim’de zaten çok zor koşullarda yaşayan Dersimlileri, kısmen de olsa muhannete muhtaç etmemek idi.

Aslında bölgede bir çok merkez aşağı-yukarı Dersim’den farklı olmadığıda bir realitedir..

Fakat siyasal, ideolojik bölünmeye-parçalanmaya, kimlik, inanç ve coğrafik olarak bir bütün olarak en fazlaca kuşatma altına alınmış yada alınmak istenen bir Dersim’den bahsediyoruz..

Kongre tarafından başlatılan bu kampanya başta Sosyal Medya olmak üzere, basın-yayın ve TV’lerde program konuları oldu ve deyim yerinde ise bu ses Dersim’e ulaştı.

Zor durumdaki Yüzlerce aile bu önemli, değerli paylaşım ve dayanışma için başvurularda bulunmaya başladı, umutlandı ve ‚Unutulmadık‘ olgusu ile hayata daha sıkı sarılaya başladı.  

Dersim’in ve Dersimlilerin tarihsel geleneğinde var olan ‚birbirinin Xızır’ı olma, dayanışma, pay etme, Mısayblık vb‘ kurumlaşmaların zaten var olduğu düşünüldüğünde bu kampanyanında ne kadar önemli olduğu görülecektir. 

Bu önemli kampanyanın bir başka özelliği ise katılımcıların ‚Makul‘ ve karşılanırabilir bir düzeyde  kampanya’ya katkı sunabilme olanağıdır.  

Örneğin, başta Almanya olmak üzere bir emekçinin tek bir yevmiyesi (günlük kazancı) bile Dersim’de bir ailenin günlerce, belkide bir-kaç haftalık ihtiyacını karşılamasına yönelik olabilektir.     

Sonuç olarak ‚Üç Ay(lık)‘ için düşünülüp başlatılan ‚Kardeş Aile Kampanyası‘ için toplamda  cebimizden 150 veya 200 Euro civarında çıkmış olur iken bu, Dersim’e büyük bir gelir kaynağı, moral ve motivasyon sağlamış olması yanı sıra manevi değeri çok daha büyük olacaktır.

Kuşkusuz  durumu biraz daha iyi olabilen bütçesine göre davranp belkide üç-beş fazla katkı sunabilecektir.   

Sanatçılar, İş insanları ve toplumumuzun tanınmış bireyleri ve demokratik kurumlar bu kampanyada yer alarak Dersim’e el vermelidirler..

Diğer yandan bir önemli nokta ise Dersim İnşa Kongresi (DİK), kampanya startını verir iken ‚Büyük Dersim’de yaşayan halkımız‘ diyerek Koçqiri’den Varto’ya-Hınıs’a kadar olan bir bölgeyi kast ederek kongrenin kendi kuruluş amacına ve ilkelerine de uygun hareket ettiğini de bir kez daha kanıtlamış olmasıdır.

Bu arada bu vb vesile ile Dersimli bütün kurum ve kuruluşlarada çağrı yapan Dersim İnşa Kongresi, siyasal, ,ideolojik ve farklı görüşlerin bir yana bırakılması gereğine vurgu yapmasıda ayrı bir önem taşımaktadır.

DİK tarafından, ‚Ne yapılacak ise şimdi yapılmalıdır, Harde Dewreş-Dersim yalnız değildir‘ diyerek yürütülen bu değerli kampanya için yarın-öbür gün ve ileride tarih övgü ile gurur ve onur ile kendisinden bahsettirecektir.  

O halde bu vesile ile Loqmalarımızı DERSİM'e ulaştırıp hakka yürümüş canlarımızı dardan indirelim, vicdanen de olsa rahat olalım.

Bilindiği üzere bizler, Reya Heq / Raa Heqi / Hakk Yol Alevileri, hal Gağan ile başlayan ritüellerimizle, Xızır orucu, Heftemala Qic, Heftemala Mezin, Çarşamba Reş ve Newroz ile Çar Anasır önünde birbirine Niyaz oluruz..

Dağlarımız, taşlarımız, nehirlerimiz ve ağaçlarımız, doğamız kutsal olarak aglandırıldı ise işte bu yüzden, yani sahiplenmekten, dayanışma ve pay etmekten dolayıdır…

Muaviyelerin, Firavunların ve Dehakların halklarımıza ve İnançlarımıza verebilecekleri acı, kan, soykırım, katliam, baskı, asimilasyon, sürgün ve yoksullaştırmadan başka bir şeyleri olmamıştır..

O halde bizlere düşen ise şimdilerde bir kez daha Dersimli olmaya yaraşır şekilde birbirimizin Xızır’ı olmak, Niyazlaşmak ve Halleşmesi  gereken bir zaman dilimden geçmekte olduğumuzun bilince ile harekete geçmemizdir.   

Hani Loqmamızı kotarıp meydana getirince deriz ya; Önce kapı-komşu hakkı. Yetim hakkı-öksüz hakkı, Dağdaki kurdun-kuşun hakkı, Yol hakkı-yolcu hakkı, bundan geriye kalır ise de bana yeter diye..

Herkes hakkına razı olsun diye..

Tadımlıktır, doyumluk değil..

İşte öyle bir şey..

Bu önemli dayanışma ile hem Korona virusunu ve hemde çaresizliğimizi yeneceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın..

Xızır yoldaşınız olsun, hizmetleriniz haq defterine yazılsın.  

Bu arada kampanya’ya katılmak isteyenler için;

Tel 0049 15203870014

kampanyaciraniye@hotmail.com 

 

Bu haber 410 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1985 gün önce
2418 gün önce
2581 gün önce
2967 gün önce