Lütfen bekleyin..

Can Kasapoğlu

Dersim soykırımı

03 Şubat 2016, 16:35

Dersim 37-38 Soykırımı’ dünyada başka hiç bir soykırıma benzemiyor.

Çünkü Dersim’i, diğer bölgelerde gerçekleşen diğer soykırımlardan ayıran çok farklı konular var.

Son yüz yılda ki bütün soykırımları ele alın ve Dersim’le karşılaştırın.

Soykırım(lar) gerçekleştirilmiş ve sonuçlandırılmıştır.

Gerçekleşen ve sonuçlandırılan (bitirilen-biten ya da durdurulan) soykırımlar tanınmıştır.

Çünkü uluslararası mahkemeler, bu soykırımları mahkum etmiştir.

Giderek devletler (en azından bir kısmı) ‘mahkum’ edilen soykırımı tanımaya başlamıştır.

Lahey adalet divanı, Birleşmiş Milletler, Roma antlaşması, Avrupa Birliği, Avrupa Palamentosu vb kurumlar, gerçekleştirilen soykırımın mahkum edilmesinde önemli ve etkin bir rol üstlenmiştir.

Dolayısıyla herhangi bir bölgede gerçekleşip sonlandırılan soykırım(lar) mahkum edilmişlerdir.

Dersim’de ise bu süreçten farklı bir durum yaşanmıştır, yaşanmaktadır.

Dersim soykırımı 1935, 37 ve 38’de doruğa çıkan, 100 bin insanın canına mal olan bir soykırımdır.

Dersim, planlı, programlı, nerede neyin ve kimler tarafından nasıl, ne zaman yapılacağı alenidir.

Diğer soykırımlarda planlı, projeli, kimler tarafından nasıl yapıldığı bellidir, belli olmuştur.

Ancak sonuçları açısından ele alındığında durum hiçte öyle değildir.

Diğer soykırımlar gerçekleştirilmiş, tamamlanmış veya durdurulmuş-sonuçlandırılmıştır.

Tamamlanan, sonuçlanan veya durdurulan soykırımlar deyim yerinde ise mahkum edilmiştir.

Fakat Dersim, tamamlanmış, sonuçlandırılmış, durdurulmış bir soykırım değildir.

Dersim, uluslararası arenada, Lahey’de, BM vb merkezlerde ‘soykırım’ olarak tanınmamıştır.

Devletler, devlet adamları yapmış oldukları soykırımdan ötürü trihiyle yüzleşip özür dilemiştir.

TC. ise bırakalım yüzleşmeyi ve özür dilemeyi soykırım politikalarına devam etmiştir.

Diğer ülkelerde soykırım teşhir edilmiş, utanç müzeleri açılmış, derler de bu kanlı tarih işlenmiştir.

TC.’de ise ‘onlar da rahat durmadı, devlete karşı gelmeselerdi’ gibi ‘uyduruk’ dersler okutulmuştur.

Dolayısı ile diğer bölgelerdeki soykırımlar olmuş-bitmiş ve mahkum edilip tanınmıştır..

Kimi ülkeler tazminat ödemiş, kimileri vicdan muhasebesi yaparak karanlık tarihi ile yüzleşmiştir.

Dersim soykırımı ise devlete göre bir türlü ‘tamamlanmamış’ bir soykırımdır.

1930’lu yıllardan 37-38’e devlet, günümüze değin Dersim’de soykırım yapmaya devam edegelmiştir.

10 binlerce insanımızı katletmiş, bir o kadarını sürgüne göndermiş, asimile etmiştir.

‘Dersim’e geri dönmek yasaktır’ diyerek 10 yıl boyunca insanlarımızı kutsal topraklarına hasret bırakmıştır.

Tamda bu sırada devlet, asimile etmenin bir başka versiyonu olan soy isim kanunu çıkartıp, insanlarımızı birbirinden ‘resmi’ olarak ta koparmış, kimsesizleştirmiştir.

Kürt-Kızılbaş yurdu ve farklı kültürel kimliklerin merkezinin adını değiştirerek Dersim’i ‘Tunceli’ yapmak istemiştir.

Kutsallıklarımızı yok sayıp, kırıp-dökerek yerine kışla ve cami yaparak kin, nefret tohumları ekmiştir.

Bütün bunlarla da yetinmeyen sömürgecilik, 90 yıllık inkar polikalarını sürdüregelmiştir.

Kimliğinden, İnancından ve salt ‘Dersimli’ olmasından ötürü binlerce insanımızı katletmiş, tutuklamış, hakaretler ederek her türlü kirli, vahşi işkencelerden geçirmiştir.

Sıkıyönetimler, ‘OHAL’ ler ile Dersim, benzeri olmayan bir coğrafya, bir kent görünümü vermiştir.

Kalekollar, Barajlar ile kutsal mekanlarımız kuşatılmış, Dersim her şeyi ile yok edilmek istenmiş, eğer bu olmuyor ise ‘teslim’ alınmak istenmiştir.

Buda yetmemiş, ormanları yakılmış, vadileri bombalanmış, çevresi ve doğası bütün güzellikleri ile tar-u mar edilmek istenmiştir.

Şimdilerde devlet ve güçleri Dersim’de ormanlar yakıyor.

Önce ev baskınları, gözaltılar, tutuklamalar ile halkı öncüsüzleştirmek, yalnızlaştırmak, sindirmek ve kırılganlık yaratılmak isteniyor.

OHAL yasalarına geri dönülüp ‘yasak bölgeler’ ilan ediliyor.

Dersimli basın-yayın organları, gazeteleri, ,nternet siteleri kapatılıyor yada erişim engelleniyor.

Kürdistanı bir kez daha işgale kalkışan devlet gözünü yine Dersim’e dikiyor!

‘Dersim 37-38 Soykırımı’ dünyada başka hiç bir soykırıma benzemiyor.

Çünkü Dersim’i, diğer bölgelerde gerçekleşen diğer soykırımlardan ayıran çok farklı konular var.

Ve ardından Dersim yine ateşe veriliyor..!

Dersim bir kez daha ‘tamamlanmamış’ soykırımdan geçiriliyor.

Dersim (Yanıyor) Soykırımı sürüyor!

Devlet 90 yıldır Dersim’i yakmaya, bitirmeye ve haritadan silmeye çalışıyor!

Ancak Dersim direniyor!

Ve öyle anlaşılıyor ki Dersim, ‘Dert olmaya devam ediyor..’

Ey zulüm; Dersimlilerin tanrısı Xızır, kutsallıkları, bütün ocakları, evliyaları çarpsın sizi..!!

Dersim 37-38 Soykırımı’ dünyada başka hiç bir soykırıma benzemiyor.

Çünkü Dersim’i, diğer bölgelerde gerçekleşen diğer soykırımlardan ayıran çok farklı konular var.

Son yüz yılda ki bütün soykırımları ele alın ve Dersim’le karşılaştırın.

Soykırım(lar) gerçekleştirilmiş ve sonuçlandırılmıştır.

Gerçekleşen ve sonuçlandırılan (bitirilen-biten ya da durdurulan) soykırımlar tanınmıştır.

Çünkü uluslararası mahkemeler, bu soykırımları mahkum etmiştir.

Giderek devletler (en azından bir kısmı) ‘mahkum’ edilen soykırımı tanımaya başlamıştır.

Lahey adalet divanı, Birleşmiş Milletler, Roma antlaşması, Avrupa Birliği, Avrupa Palamentosu vb kurumlar, gerçekleştirilen soykırımın mahkum edilmesinde önemli ve etkin bir rol üstlenmiştir.

Dolayısıyla herhangi bir bölgede gerçekleşip sonlandırılan soykırım(lar) mahkum edilmişlerdir.

Dersim’de ise bu süreçten farklı bir durum yaşanmıştır, yaşanmaktadır.

Dersim soykırımı 1935, 37 ve 38’de doruğa çıkan, 100 bin insanın canına mal olan bir soykırımdır.

Dersim, planlı, programlı, nerede neyin ve kimler tarafından nasıl, ne zaman yapılacağı alenidir.

Diğer soykırımlarda planlı, projeli, kimler tarafından nasıl yapıldığı bellidir, belli olmuştur.

Ancak sonuçları açısından ele alındığında durum hiçte öyle değildir.

Diğer soykırımlar gerçekleştirilmiş, tamamlanmış veya durdurulmuş-sonuçlandırılmıştır.

Tamamlanan, sonuçlanan veya durdurulan soykırımlar deyim yerinde ise mahkum edilmiştir.

Fakat Dersim, tamamlanmış, sonuçlandırılmış, durdurulmış bir soykırım değildir.

Dersim, uluslararası arenada, Lahey’de, BM vb merkezlerde ‘soykırım’ olarak tanınmamıştır.

Devletler, devlet adamları yapmış oldukları soykırımdan ötürü trihiyle yüzleşip özür dilemiştir.

TC. ise bırakalım yüzleşmeyi ve özür dilemeyi soykırım politikalarına devam etmiştir.

Diğer ülkelerde soykırım teşhir edilmiş, utanç müzeleri açılmış, derler de bu kanlı tarih işlenmiştir.

TC.’de ise ‘onlar da rahat durmadı, devlete karşı gelmeselerdi’ gibi ‘uyduruk’ dersler okutulmuştur.

Dolayısı ile diğer bölgelerdeki soykırımlar olmuş-bitmiş ve mahkum edilip tanınmıştır..

Kimi ülkeler tazminat ödemiş, kimileri vicdan muhasebesi yaparak karanlık tarihi ile yüzleşmiştir.

Dersim soykırımı ise devlete göre bir türlü ‘tamamlanmamış’ bir soykırımdır.

1930’lu yıllardan 37-38’e devlet, günümüze değin Dersim’de soykırım yapmaya devam edegelmiştir.

10 binlerce insanımızı katletmiş, bir o kadarını sürgüne göndermiş, asimile etmiştir.

‘Dersim’e geri dönmek yasaktır’ diyerek 10 yıl boyunca insanlarımızı kutsal topraklarına hasret bırakmıştır.

Tamda bu sırada devlet, asimile etmenin bir başka versiyonu olan soy isim kanunu çıkartıp, insanlarımızı birbirinden ‘resmi’ olarak ta koparmış, kimsesizleştirmiştir.

Kürt-Kızılbaş yurdu ve farklı kültürel kimliklerin merkezinin adını değiştirerek Dersim’i ‘Tunceli’ yapmak istemiştir.

Kutsallıklarımızı yok sayıp, kırıp-dökerek yerine kışla ve cami yaparak kin, nefret tohumları ekmiştir.

Bütün bunlarla da yetinmeyen sömürgecilik, 90 yıllık inkar polikalarını sürdüregelmiştir.

Kimliğinden, İnancından ve salt ‘Dersimli’ olmasından ötürü binlerce insanımızı katletmiş, tutuklamış, hakaretler ederek her türlü kirli, vahşi işkencelerden geçirmiştir.

Sıkıyönetimler, ‘OHAL’ ler ile Dersim, benzeri olmayan bir coğrafya, bir kent görünümü vermiştir.

Kalekollar, Barajlar ile kutsal mekanlarımız kuşatılmış, Dersim her şeyi ile yok edilmek istenmiş, eğer bu olmuyor ise ‘teslim’ alınmak istenmiştir.

Buda yetmemiş, ormanları yakılmış, vadileri bombalanmış, çevresi ve doğası bütün güzellikleri ile tar-u mar edilmek istenmiştir.

Şimdilerde devlet ve güçleri Dersim’de ormanlar yakıyor.

Önce ev baskınları, gözaltılar, tutuklamalar ile halkı öncüsüzleştirmek, yalnızlaştırmak, sindirmek ve kırılganlık yaratılmak isteniyor.

OHAL yasalarına geri dönülüp ‘yasak bölgeler’ ilan ediliyor.

Dersimli basın-yayın organları, gazeteleri, ,nternet siteleri kapatılıyor yada erişim engelleniyor.

Kürdistanı bir kez daha işgale kalkışan devlet gözünü yine Dersim’e dikiyor!

‘Dersim 37-38 Soykırımı’ dünyada başka hiç bir soykırıma benzemiyor.

Çünkü Dersim’i, diğer bölgelerde gerçekleşen diğer soykırımlardan ayıran çok farklı konular var.

Ve ardından Dersim yine ateşe veriliyor..!

Dersim bir kez daha ‘tamamlanmamış’ soykırımdan geçiriliyor.

Dersim (Yanıyor) Soykırımı sürüyor!

Devlet 90 yıldır Dersim’i yakmaya, bitirmeye ve haritadan silmeye çalışıyor!

Ancak Dersim direniyor!

Ve öyle anlaşılıyor ki Dersim, ‘Dert olmaya devam ediyor..’

Ey zulüm; Dersimlilerin tanrısı Xızır, kutsallıkları, bütün ocakları, evliyaları çarpsın sizi..!!

 

Bu haber 1397 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1985 gün önce
2418 gün önce
2581 gün önce