Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
MHP ve CHP ise mevcut faşizmin ‚etkili‘ ve uzun ömürlü olabilmesi için elnden gelen yapıyor..
Genelkurmaydan ayarlı oduğu anlaşılan Kılıçdaroğlu önderliğindeki CHP, hiç bir zaman laik ol(a)mayan cumhuriyetin en sadık bekçiliğini yapmaya devam ederek diktatörlüğün yol taşlarını döşemektedir.
Kaldıki Erdoğan'ı siyaset sahnesine CHP kazandırdı.
Takibinde AKP'nin güçlenmesi için bilinçli ve akıl almaz hatalar yaptı CHP.
AKP'ye siyasi bir zemin ve taban sunuldu. AKP'nin ulusal ve uluslararası güçlü bir meşruiyet sağlaması CHP eli ile oldu.
Şimdilerde ise Alman Federal Parlamentosu'nda 2 haziran günü oylanacak ve belkide ilk kez kabul edilmesi yüksek ihtimal olan 'Ermeni Soykırımı tasarısı'na karşı AKP hükümetinin yanı sıra, hatta ondan daha can-siparaane şekilde Kürtlerin meclisten atılması için AKP'ye destek veren CHP ateş püskürüyor.
Alman Meclisi'nde grubu bulunan siyasi parti başkanlarına mektup gönderen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Alman Parlamentosu'nun Ermeni soykırımını tanımasını 'provokatif girişimden hayal kırıklığı duyduğumu belirtmek istiyorum' diyerek karalamaya yeltendi.
Kurulduğundan bu yana anti-Kürt ve anti-Alevi politikaları ile tanınan (TC ile yaşıt) CHP'nin Almanya Parlamentosu'na da 'Ermeni Soykırımı'nı inkar et' tavsiyesinde bulunması aslında CHP’nin kirli yüzünü bir kez daha ortaya çıkardı..
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mektubunda "Ana Muhalefet Partisi olarak, eğer bu taslak karar tasarısı kabul edilirse, bunun Türkiye- Almanya ilişkilerine muhtemel olumsuz yansımaları olmasından ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açar" diyerek tehdit etti.
Bu tehdit karşısında, Ermeni Soykırımı süresince Osmanlı’nın baş müttefiği Almanya nasıl bir tavır takınır göreceğiz.
Türk devleti konsolosluklarının, AKP-MHP-CHP ile diyanetin, ergenekoncuların, faşistlerin, gerici-ırkçı ve tekçi’lerin Berlin’de Doğu Perinçek ve eski Bakanlardan Yaşar Okuyan başını çektiği sözde protesto yürüyüşü ile de CHP, ‘Nerede inkar orada ben de varım‘‘ dedi..
Kılıçdaroğlu'nun inkarı savunan uzun ve provakatif mektubu şöyle dursun ‚‘Dersim Soykırımı, Yaşananlar, Devletin ve CHP’nin Rolü‘‘ konsunda da ‚Dersim’de Soykırım Olmamıştır‘ diyerek soykırımı inkar etmeye yeltenmiştir.
Görüldüğü üzere CHP’nin ve bu partinin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yeni Türkiye'nin derin milliyetçi cephesi içinde yer alarak Kürt ve Alevi düşmanlığı artık iyice kurumsallaşmıştır.
Kılıçdaroğlu zaten Erdoğan'ın salvoları karşısında adeta şaşırmış, ne diyeceğini neredeyse bilemez hale gelmiş ve işi-gücü salt eleştiri üslubundan da öteye giderek sinirli, gergin ve küfürbaz hale gelmeye başlamıştır.
Erdoğan ve AKP eli ile kurumsallaşan faşizmi ise ancak ve ancak Kürdistan'daki direniş cephesinin güçlendirilmesi ile birlikte HDP şahsında demokrasi mücadelesi ile geriletilebilektir.
Aksi halde içerde ve dışarda CHP’ninde içinde yer aldığı derin milliyetçi cephe halklarımızın ve inançlarımızın baş belası olmaya devam edecektir.
CHP’nin karanlık, kanlı, soykırımcı, katliamcı, inkarcı geleneğini de daha çok deşifre ederek tarihin çöp sepetine atacak olan ise yine halklarımızın ve inançlarımızın özgürlük mücadelesi olacaktır.
