Dün Erdoğan ve AKP’yi meşrulaştırıp var eden CHP'li Baykal, şimdi de Erdoğan ve AKP'nin Kürt halkına ve Alevilere karşı başlattığı savaşı meşrulaştırıyor.
Erdoğan’ı da bu ülkenin başına bela eden bu Baykal değilmiydi?
"Boğaz’da Deniz Baykal’la Tayyip Erdoğan buluştu. Kimsenin haberi yoktu. Pazarlık ettiler, Deniz Baykal’a cumhurbaşkanlığını teklif etti Tayyip Bey. Deniz Baykal da ona dedi ki, ’Tamam arkadaş ben de senin milletvekilliği ve başbakanlık yolunu açacağım.’ ’Tamam mı, anlaştık mı’ dedik, lüferleri de yedik" diye ağızdan ağıza yayıldığını belirten Baykal, "Evet, gerçekten kimsenin haberi yoktu ve buluştuk" diyerek o gün masada konuşulanları kendi ağzı ile anlattı. (cumhuriyet)
Baykalın bu çıkışı yeniymiş gbi sosyal medya da, basın-yayında bolca yazılıp tartışılıyor..
Baykal, “Halep Sünni kentidir. Şii kuşatmasına teslim edilemez. Azez-Halep hattını açık tutmak için bombalanmasını doğru buluyorum” dedi ve devamla "Rusya'nın Halep'i Şii Nusayri güçlere terk etme politikasını çok ciddi sorgulamak lazım..!" diyerek açıktan AKP/Devletin kirli savaş politikalarına destek verdi .
‘’PYD Türkiye'nin güneyindeki Suriye sınırında kantonları birleştirmeye yöneliyor" diyerekte içiindeki kini kusuyor..
Burada yanılgıya düşmemek lazım ve ‘Efendim Baykal kötü ama CHP iyidir, Kılıçdaroğlu öyle değildir’ ikilemine düşmemek elzemdir.
Baykalın bu yaklaşımı aynı zamanda ulusalcı, tek-çi ve Dersim Soykırımı sanığı, 93 yıllık TC’nin kurucusu CHP’nin politikası, siyasetidir.
Bir başka deyimle ‘Dersim soykırımının her aşamasında CHP var’ demek hiçte abartı olmayacaktır.
Baykal dahil CHP’nin gelmiş geçmiş tüm genel başkanarı ve partinin üst düzey yöneticileri, ağır(!) topları vs hiç biri Dersim soykırımından objektif olarak bahsetmemiş, buna ggerek bile duymamıştır..
Kürdistan’da daha çook kan akıtılmasını savunan ve bir soykırım süreci başlatılması için Onur Öymen’in mecliste ‘Dersim’de analar ağmadımı?’ diyerek yaptığı konuşmayı ayakta alkışlayanlar yine Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu idi..
‘Bu partinin (CHP) genlerinde kuvayi millye ruhu vardır, kimse bizim milliyetçiliğimizi test etmesin, milliyeçilikte üstümüze yoktur’ diyen Kemal Kılıçdaroğlu’dur..
Yine İsmet İnönü'nün torunu CHP'li Gülsün Bilgehan'dan Dersim için yaptığı şok değerlendirmelerde, ‘’İyi ki sürüldüler adam oldular’’ diyerek gerçek CHP’yi işaret ediyordu..
PYD’nin sosyalist enternasyonaala alınmaması için canhıraş bir şekilde karşı koyan da CHP’dir.
Kürt sorununu çözümnde ve akan kann durdurulması konusunda CHP’nin AKP ve MHP’den ok farklı bbir projesi, çıkışı yada pratiği olduğunu blen varsa beri gelsin..
Deniz Baykal, Türkiye siyaset sahnesinde 50 yıldır demokrasi, eşitlik ve özgürlüklerin önünde engel teşkil eden bir siyasi faciadır..
Sonuç olarak CHP milletvekillerinin Suriye'ye askeri müdahaleyi meşrulaştıran yaklaşımlarıyla birleştirince bu bataklıkta komşuluk adına halkların barışı adına nasıl bir faşizm kokusu yayıldığını hissetmek zor değildir.
Kimse şaşırmasın..
Kürtler, Aleviler, demokratlar ve aydın, akademisyen vb kimse ‘bu da nerden çıktı?’ demesin..
Zaten bu kesimler açısından CHP, normal bir siyasal parti olarak algılanmamalıdır..
Diyelimki tabanında, yada bu partiye gönül vermiş ‘iyi niyetli’ çok sayıda kesim vardır.
Ancak bu durum bu partinin ulusalcı, Kemalist, Türk-İslam Sentezi ve Diyanetin kurucusu olup mevcut sorunların kaynağının tam da göbeğinde olmasınını değiştiremez..
CHP’de bun(lar)dan çok ama çok var..
Hatta kendisi budur CHP’nin..
Mesele, bu durumu hala gör(e)memiş, kabul lememiş ve parti’nin peşinden gidenler meselesidir.
Can Kasapoğlu..