Lütfen bekleyin..

Eylem Kahraman

Ağacı içten kemirmek

05 Ekim 2019, 08:33

“Nepos” Latince’de “yeğen” anlamına gelir. Nepotizm ise akraba kayırmadır. Kelimenin kökeni rönesans öncesi katolik papalara dayanır. Ortaçağ Vatikan’ında papaların nitelik ve eğitim düzeylerine bakmaksızın yeğenleri için üst düzey kademelerde iş bulma arayışına girişmesinden uzanır günümüze.

İlkelliğin bir göstergesi olan Nepotizmde kabiliyet ve liyakatin hiç bir önemi yoktur, kabul gören tek şey sonsuz sadakattir. Nepotizmin tüm karar mercilerinde eril zihniyet vardır. Tıpkı bugünkü siyasal krizlerin ve toplumsal çürümenin arkasında olduğu gibi. Erkek egemen zihniyet kadının ev, iş ve siyasi hayatına her zaman müdahalede bulunur. Kadınlara yalnızca doğurganlığı üzerinden kıymet biçilir. Anneliği yüceltilir ki, kadınlar başka kimliklerle meydana çıkmasın.

Nepotizm, ailenin “kutsal” statüsü nedeniyle sorgulanmaz ve çok çabuk bir şekilde kabul görür. Hiç bir bilgisi ve yeteneği olmayan akrabalar kaşla göz arasında önemli mevkilere getirilir. Oysa ki, bir kişi kendi çabası veya başka bir faktörün etkisiyle bir mevkiye gelmişse, bu onun oğlunun, yeğeninin, damadının ve ailedeki diğer “erkek” akrabaların bu konuma layık biri olduğunu göstermez. Bu olsa olsa hanedanlık olur. Bir nevi babadan oğula geçme geleneği. Bir süredir, örneğin Türkiye’de, “aile” içindeki eril zihniyetli “kadın”ların da kayırılması yanıltmasın kimseyi.

“Siyasi Düzenin Kökenleri” adlı yapıtında Francis Fukuyama evrimin hiç bir döneminde insanların tek başına bireyler halinde yaşamadığını, hep toplu olarak, işbirliği içinde neslini sürdürdüğünü anlatır. İşbirlikçi davranışın iki doğal kaynağı olduğunu söyleyen Fukuyama, bu kaynakları akrabaları (kan bağı olan yakınları) kayırma ve karşılıklı fayda ilişkisi olarak açıklar. Genetik açıdan yabancı olan kişilerle işbirliği yapabilme yeteneğini biyolojik evrimi inceleyen biyologların “karşılıklı fayda” terimiyle açıkladığını belirten Fukuyama, bunun insanın sosyal yaşamında akraba kayırmadan sonraki en önemli özelliği olduğunu vurgular.

“Devletin ortaya çıkmasıyla akrabalık ilişkileri sisteminden ayrılıp siyaset alanına girilmiş olur. Öyle ki, artık akrabalık siyasi gelişmenin önünde bir engeldir. Zira siyasi ilişkileri aşiretlerde görülen küçük çaplı kişisel bağlara dönüştürme riski taşır” diyen Fukuyama, kabileden devlete geçişte kişilerin özgürlük ve eşitlikten çok büyük kayıp verdiğinden bahseder ve bu tavizin verilmesinin en önemli sebebi olarak da savunmayı işaret eder.

KDP ve Güney Kürdistan hükümetinin 18 Temmuz’dan bu yana Mexmûr Mülteci Kampı’na yönelik uyguladığı insanlık dışı ambargo neredeyse üç ayı bulacak. Ambargonun uygulamaya konulmasından bu yana, henüz doğmamış iki bebek anne karnında yaşamını yitirdi. 2 Ekim’de de Zeryan Bulut adında 5 aylık bir bebeğin yine ambargo nedeniyle hayatını kaybettiğini öğrendik yazılı basından.

Erken doğum nedeniyle kalp ve nefes darlığı sorunlarıyla doğan Zeryan bebeğin düzenli olarak doktor kontrolünde bulunması gerekiyormuş ailesinin ANF’ye verdiği bilgilere göre. Ancak kampa giriş ve çıkışların yasaklanması ve kampın ablukaya alınması nedeniyle kontrolleri yapılamamış. Zeryan bebeğin durumu kötüleşince onu Hewlêr’deki bir hastaheneye götürmek isteyen ailesi KDP’nin kontrol noktasında engellenmiş. Doktor raporlarını göstermelerine rağmen saatlerce bekletildikten sonra hastahaneye gitmelerine izin verilmiş, ama bu sefer de hastahanedeki Hipokrat yeminli doktorlar(!) ancak iki saat sonra kontrol etmiş bebeği ve sonuç olarak Zeryan bebek kurtarılamamış.

KDP ve Güney Kürdistan hükümeti her geçen gün küçülttüğü varlığını sürdürmek için bir yandan kan bağı olan akrabalarını kayırırken, diğer yandan da Kürt düşmanlarıyla “karşılıklı fayda” üzerine kurduğu kirli işbirliğini sürdürüyor. Ancak iyi bilmek gerekir ki, bu kiri işbirliğinin Kürtlere hiç bir faydası yoktur, olamaz da. Kürtler uzaya gitse, orada devlet değil, tek kişilik bir çadır kursa, bundan rahatsızlık duyacakların savaş uçaklarını anında kaldıracağını bile bile taviz verilerek bir insanlık suçu işleniyor.

Yazık! Bırakınız bebekler yaşasın. Bırakınız elinizi kardeş kanına bulamayı ve bırakınız artık ağacı içten kemirmeyi.

Bu haber 502 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1417 gün önce
1424 gün önce
1438 gün önce
1452 gün önce
1473 gün önce
1515 gün önce
1521 gün önce
1526 gün önce
1556 gün önce
1620 gün önce
1634 gün önce
1683 gün önce
1724 gün önce
1732 gün önce
1735 gün önce
1753 gün önce
1763 gün önce
1823 gün önce
1829 gün önce
1858 gün önce
1935 gün önce
1965 gün önce
1974 gün önce
1991 gün önce
2082 gün önce
2110 gün önce
2129 gün önce
2157 gün önce
2180 gün önce
2523 gün önce
2627 gün önce