Önce Fadime Ana'nın "Uyyy... ben ölim lo!" diyen sesi çınlıyor kulaklarımda... Berfo Ana geliyor aklıma, Ceylan'ın annesi sonra... Berkin'in annesi Gülsüm Anne... Cemile Çağırga'nın annesi Emine Ana ve ona yaşatılanlar... Vahşet bodrumlarında katledilen onca sivil insanın anneleri... Annelerim... Dünyanın en güzel kadınları... Anneler gününüz kutlu olsun...
"Annem dünyanın
en güzel kadınıydı;
en güzel gülümseyen kadını...
Suya şeker katsa,
sütlaç olurdu
toprağa kül dökse gül…“
Nurşen Alıcıer
Mayıs ayının ikinci pazar günü bütün dünyada anneler günü...
Önce Fadime Ana'nın "Uyyy... ben ölim lo, uyyy... beni de öldürün!" diyen sesi çınlıyor kulaklarımda...
Berfo Ana geliyor aklıma sonra; tam 33 yıl evini, oğlu gelir de tanıyamaz diye boyamayan, bir yere gittiğinde, Cemil gelir de kapıda kalır diye kapısını kilitlemeyen ve 33 yıl boyunca devlet tarafından her gün, hatta her saniye öldürülen bir ana... En son isteği, oğlunun kemiklerine kavuşmaktı, o da olmadı. Sonra bütün Cumartesi Anneleri, oğullarınızlarını arayan...
Ceylan'ın annesi sonra... Annesinden en son makarna pişirmesini isteyen ve üç karakolun ortasında paramparça olan Ceylan... Çocuğunun parçalarını elleriyle toplayıp, eteğinde karakola götürmek zorunda kalan Saliha Ana ve o sözleri: "Rıfat' dedim, 'bırak, ben anayım, ben de göreyim. Açtım örtüyü, bağırsakları ve ciğerleri yerdeydi. Kendi ellerimle ciğerlerini topladım. Eteğime koydum ciğer parçalarını... Ceylankê parçe parçe..."
Hangi yürek dayanır buna?
Uğur'un annesi sonra... 12 yaşındaki oğlu 13 kurşunla öldürülen Makbule Anne...
Berkin'in annesi Gülsüm Anne... TBMM'de, oğlunun vurulma anını izleyen o görüntüleri... Feryatları, ağıtları ve evladını yitirmiş bir ananın yuhalatılması...
Roboskî anneleri sonra... Birkaçı dışında hep aynı olan soyadları, battaniyelere sarılıp, yanyana dizilmiş, sonra da katırlarla taşınmış, kimisinin ayakları dışarıda 34 ceset, neredeyse bir köy kadar ölü... Ve çoğusu daha çocuk yaşta…
Cîzir'de Türk devletinin göz göre göre öldürdüğü Cemile Çağırga'nın annesi Emine Ana ve ona yaşatılanlar: "Kollarımda can verdi. O gece kızımın cesedini koynuma alarak uyudum. Sabah saçlarına ve ellerine kına yaktım. Sonra onu yıkayıp kefenledik. Cesedi bozulmasın diye, kayınbiraderimin evindeki derin dondurucuyu getirip kızımı içine koyduk. Üç gün boyunca kızımın cesedini buzlukta beklettik. Daha sonra da milletvekilleri gelince cenazesini hastanenin morgunu götürdük."
Yine Cîzir'de keskin nişancıların başından vurarak öldürdüğü üç aylık Miray Bebek'in annesi Solin anne… Vahşet bodrumlarında katledilen onca sivil insanın anneleri...
Taş atan çocukların anneleri...
Cezaevlerindeki çocuklarının peşinden şehir şehir dolaştırılan tutsak anneleri...
Sürgündeki evlatlarının hasretiyle yanıp kavrulan sürgün anneleri...
Genç yaşta eşleri ölünce, eşinin kardeşiyle evlendirirlen töre mağduru anneler...
Rojava'daki, Şengal'deki, Maxmur'daki anneler...
On yıllardır sürdürülen bu kirli savaşta öldürülen, sonrasında kafaları, kulakları, burunları kesilip gözleri oyulan, ölü bedenleri panzerlere bağlanıp sokaklarda gezdirilen gerillaların anneleri...
Ve tanıdığım, uzun sohbetler ettiğimiz, Mazlum'la Delil'in annesi Kebire Ana... Baki ile Rahime'nin annesi Şagê Ana... Sonra Gülizar Ana, Şengê Ana... Oğullarının, kızlarının arkasında ve de hep yanında dağ gibi duran daha nice Kürdistan Anaları...
Annelerim... Dünyanın en güzel kadınları... Anneler gününüz kutlu olsun...