Fransa’nın kuzeydoğusundaki Brittany bölgesinde Le Gros Chene adlı teknik liseye ait organik yumurta üretimi yapılan tavuk çiftliğinde kümese giren bir tilki, kümes alanının gün batımına ayarlı otomatik kapılarının kilitlenmesi nedeniyle mahsur kaldı. BBC’nin Fransız haber ajansı AFP’ye dayandırdığı habere göre ertesi sabah tavukları kontrol etmek için kümese giden okulun öğrencileri tilkinin ölüsüyle karşılaştılar. Okul müdürü Pascal Daniel “köşede cansız halde yatıyordu. Tavuklar bir sürü içgüdüsüyle saldırmışlar. Birlik olup tilkiyi gagalayarak öldürmüşler” diye konuştu. Okul müdürü bir önceki kümese tilki girmesi olayının bundan birkaç yıl önce yaşandığını ve çok sayıda tavuğun öldüğü bilgisini de veriyor.
“Sürü psikolojisi” tabiri, ilk olarak 1848 yılında Amerikan politik sisteminde kullanıldı. Dan Rice isimli bir palyaço bando arabasıyla seçim turlarında yer alıp coşkulu müzikler eşliğinde insanları bandoya katılmaya çağırdı ve böylece insanların dikkatini çekti. Bu sayede o kadar popüler oldu ki seçimlerde büyük bir başarı kazandı ve bu olay İngilizce “Bandwagon Effeckt” (Bando Arabası Etkisi) olarak literatüre geçtiği gibi, çok sayıda politik kampanyanın da temelini oluşturdu.
Polonya asıllı psikolog Solomon Asch, 1953 yılında yayınladığı bir deneyle insanın karar verme sürecinde çevresinin etkisinin ne denli önemli olduğunu anlamaya çalıştı. “Asch deneyi” olarak anılan bu deneye katılacak kişilere bir görüş testine girecekleri söylendi. Deneyde tüm katılımcılara bir çift kart gösterildi. Bu kartların birinde biri kısa, biri orta ve biri de uzun olmak üzere üç çizgi bulunuyordu. Diğer kartta ise tek bir çizgi vardı. Deneklere bu karttaki çizginin diğer karttaki çizgilerden hangisine benzediği soruldu. Deneye katılanların biri hariç diğer katılımcıların hepsi Asch’ın asistanıydı ve bunlar önceden belirlenen davranışlarda bulunuyordu. Deneyin amacı gerçek deneğin davranışlarının diğerlerinden ne derecede etkilendiğini bulmaktı. Katılımcıların hepsi aynı odada duruyor ve kendilerine kartlar gösterildikten sonra sırayla cevap vermeleri isteniyordu. Gerçek denek en son sırada bulunuyor ve sıra ona gelene kadar diğer katılımcıların cevaplarını duyuyordu. İlk birkaç denemede tüm katılanlar doğru cevap verdi, ama sonra gerçek denek dışındaki tüm katılımcılar yanlış cevap vermeye başladılar. Deneyin sonunda cevap sırası kendisine gelen gerçek deneklerin yüzde 32’sinin grubun yanlış da olsa söylediği cevaba katıldığı görüldü.
Sürü psikolojisi en çok dinin toplumsal hayatı şekillendirmeye çalıştığı toplumlarda görülüyor. Bilinç altındaki deneyimlerinin de etkisiyle hor görülmekten, dışlanmaktan ve tek başına kalmaktan korkan kişi kendi özgün kişiliğini tam olarak yok edemese de bir süreliğine onu yok saymaya başlayarak diğerleri gibi davranmaya başlıyor. Gerçeğin ne olduğunu çok iyi bilse bile çoğunluğa uyarak kendisini kalabalığın içinde kaybetmeye çalışıyor.
Kümese giren tilkiyi öldüren tavuklara gelirsek… Kurnaz tilkinin gücüne güvenerek kümese girmesiyle tavuklar “Aman Tanrım! Sonumuz geldi, buraya kadarmış!” diyerek paniğe kapılmamış, umutsuzluğa düşmemiş ve gagasından başka hiçbir etkili savunma aracının olmadığına bakmaksızın son derece hızlı bir şekilde çok tehlikeli olan tilkiye karşı örgütlenmiş ve anında eyleme geçmiştir. Bir an tereddüt edip bekleseler, bu tilkinin değil tavukların sonu olurdu ve buna dense dense ancak tavukların öz savunması denir.
Demek ki hiçbir durumda korkmamak, sinmemek, geri adım atmamak gerekiyor. Kimse demesin “ben yapamam, edemem.” Birliğin, beraberliğin, örgütlü dayanışmanın olduğu her yerde başarı kaçınılmazdır.
Üstelik, dikkat ederseniz hiç bir şekilde “horoz” denmiyor haberde, sadece tavuklardan bahsediliyor.