Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
HDP’nin 24 Haziran’da yapılan baskın seçimlerde onca tutuklu milletvekili, belediye eşbaşkanı, parti görevlisi ve başkan adayına rağmen yüzde 0.74’lük bir artışla milletvekili sayısını 8 artırarak büyük bir başarı elde etmesi bir kez daha gösterdi ki iktidar güçleri ne yaparsa yapsın Kürt halkının iradesini yok edemez.
Seçimlerin tek mağlubu şu an için CHP (AKP de oy kaybetmesine rağmen) görünüyor. CHP hem yüzde üç oy kaybetti, hem de aday gösterdiği ve halkın büyük bir bölümünün umut bağladığı Muharrem İnce kendisine oy veren insanları son anda büyük bir hayal kırıklığına uğrattı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sadece üç miting yapıp yerinde oturmasına ve bütün anketlerin bu partinin barajı geçemeyeceğini göstermesine rağmen MHP dudak uçuklatıcı bir oy oranıyla mecliste yerini aldı. Öyle ki MHP Genel Başkan Yardımcısı Sefer Aycan kendilerinin dahi ummadığı bu duruma dayanarak; “Bundan sonra mecliste siyaseti MHP yapacaktır. Biz ne dersek o olacaktır. Bu gün MHP mecliste kilit konumundadır ve MHP genel başkanı hem Recep Tayyip Erdoğan’ı, hem de AKP’yi kurtarmıştır” dedi. Bunun üzerine Aycan, Bahçeli tarafından hemen görevinden alındı. Şimdi herkes AKP’nin MHP’ye muhtaç olacağını ve Bahçeli’nin de bunu istediği gibi kullanacağını düşünse de, durum tam tersi olacak gibi görünüyor. Zira, AKP’nin milletvekili sayısını mecliste çoğunluk haline getirmesi için sadece bir kaç milletvekiline ihtiyacı var. Daha yemin töreninden önce bile gerekli sayıdaki milletvekilini “transfer” etmek için girişimlerde bulunacak, hatta bunun için ellerinden geleni yapacak ve ilk fırsatta iktidar ortağı MHP’yi bir kalemde harcayacaklardır.
Şimdiye kadar Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde sadece bir milliyetçi parti vardı. CHP’nin “insanlık için küçük, ama demokrasi için dev adım”ı olan 15 milletvekilini İyi Parti’ye “transfer” etmesi sayesinde MHP’den çok daha fazlası olup da bir eksiği bulunmayan bir Türk milliyetçisi parti daha meclise girmiş oldu ki, her iki partinin aldığı toplam oy oranı gözler önüne getirildiğinde durumun ne kadar vahim olduğu görülür.
CHP’nin “Millet İttifakı” kurduğu siyasi partilerden biri olan İyi Parti’nin kurucularından Mehmet Aslan’ın seçimin tek galibinin Erdoğan olduğunu açıklamasından sonra meclis çalışmalarında AKP’ye destek verebileceklerini söyleyerek “Millet için faydalı bir kanunsa MHP’ye ihtiyacı yok, İyi Parti’yle de çıkarabilir” sözleriyle belirtmesi; daha pazar günü Konya’dan MHP milletvekili seçilen Esin Kara’nın pazartesi günü ilk iş olarak idam cezası talebinde bulunması; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisini eleştiren gazeteciler için gazeteye verdiği “teşekkür” ilanı; Türkiye Cumhuriyeti devletinin İçişleri Bakanı’nın HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan’ı telefonla arayarak tehdit etmesi, CHP il başkanlarını bir anda “terörist” olarak damgalayarak asker cenazelerinde protokole alınmaması talimatı vermesi ve hemen akabinde Maraş’da bu talimatın “gereği”nin yapılması gelecekte insanları nasıl bir Türkiye’nin beklediğini çok açık bir şekilde gözler önüne seriyor.
Öte yandan ortalık bu kadar tozdumanken CHP’nin içte iktidar kavgasına düşmesi sadece iktidar partilerinin ekmeğine yağ sürüyor. Türkiye’nin güçlü muhalefet partilerine en çok ihtiyacı olduğu bu zamanda demokrasi mücadelesi yürüten partilerin bir an önce iç meselelerini halledip kendisini toparlayarak halkın kendisine verdiği muhalefet görevini en iyi şekilde yerine getirmesi ve çok değil, sadece bir kaç ay sonraki -bu hengâmede tarihinin erkene çekilmesi ihtimali büyük olan- yerel seçimlere hazırlanması gerekiyor.
Sonuçta hiç bir şey bitmiş değil ve demokrasi mücadelesi kaldığı yerden devam ediyor.
