Lütfen bekleyin..

Eylem Kahraman

Bir mektup da sen yaz

05 Kasım 2016, 09:34

Türkiye uzun zamandır yarı açık bir cezaevini andırırken 15 Temmuz Saray Darbesi’nden sonra tamamen kapalı cezaevine dönüştürüldü. Burada yaşayan halkların etrafı artık dört duvarla çevrili ve süreç insanları öyle bir hale getirdi ki eskiden hiç olmazsa karşılaştıklarında nezaketen de olsa birbirlerine selam veren insanlar kanlı bıçaklı duruma geldi. Zira adam kimi bulsa fişliyor; bu Fetö’cü, bu HDP’li, şu akademisyen, şu öğrenci... Devletin nezdinde herkes artık potansiyel teörist. İhbarcılık almış başını gidiyor. İnsanlar Türkiye’de eline kitap almaktan korkar hale geldiler. “Tek devlet, tek millet, tek bayrak” terörü, şimdi “tek padişah, tek medya, tek ses, tek şarkı” vs. şeklinde şiddetlenerek devam ediyor.

Halkın seçilmiş iradesine tahammülü olmayan devlet, özyönetim direnişlerinin yaşandığı Kürt şehirlerini tek tek yerle bir ederken buradaki belediyeleri de kayyım atayarak gasp etmeye çalışıyor. Onlarca belediye eşbaşkanları sudan sebeplerle keyfi olarak tutuklu. Son olarak Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanlarının tutuklanmasıyla birlikte bunun son olmayacağının sinyalleri de verilmeye devam ediyor. DİHA, Azadiya Welat, Jinha gibi özgür basın birimlerinin bir günde çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’lerle topluca kapatılması, muhalif Cumhuriyet Gazetesi üzerindeki  baskılar sarayın okuyan aydın insanlardan ne kadar çok korktuğunu da gösteriyor.

Dışarıda durum böyleyken, gelin cezaevlerindeki vaziyeti siz düşünün. Dışarıda akademisyeni, öğrenciyi, gazeteciyi, aydını potansiyel terörist olarak gören devlet, içerdeki politik tutsaklara pervasızca yöneliyor. Yüzlerce cezaevinde her gün onlarca kişi memleketlerinden çok uzak şehirlere keyfi sürgün ediliyor. Bu sürgün yolculuklarında tutsaklara psikolojik işkenceden tutun da fiziki işkencenin her türlüsü yapılıyor. En zoru da bir süredir bulundukları yerdeki arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalmaları. Yoksa cezaevi cezaevidir. Büyük ya da küçük, bu şehirde veya başka şehirde olması hiç farketmiyor. Sürgünle birlikte E ve L tipi cezaevlerindeki tutuklular çoğunlukla F Tipi Cezaevlerine konuldular. F Tipi Cezaevlerinin küçücük dar hücrelerden oluştuğunu biliyoruz. Devletin “oda“ dediği bu tek kişilik hücrelerde eskiden üç kişi kalırken, bu sayı darbe ile birlikte kimi bulsa tutukladıklarından kaynaklı şu an altı kişiye çıkmış durumda. 

Siyasi tutuklular çekirdek aile dışında artık hiç bir akrabalarıyla görüştürülmüyorlar. İzin verilen görüşler ise gardiyanlar tarafından bir kâbusa dönüştürülüyor. Haftada bir kere olan telefonla görüş hakları çok uzun bir zamandır engelleniyor. Cezaevlerinde bulundurulan yasal olarak yayınlanmış kitap ve dergilere el konulurken yeni gönderilenler kendilerine verilmiyor. 

Bütün bunları nereden biliyorum? Cezaevlerinde mektuplaştığımız arkadaşlarımıza yazdığımız mektuplar son süreçle birlikte verilmiyor. Her gün bir cezaevinden “beni sürgün ettiler“ yazan kartlar ve yeni adresler geliyor. İlk etapta sürgün edinilen cezaevleri bir ara cezaevi görevi gördüğünden, onların kartları bize gelene, bizim mektubumuz onlara gidene kadar arkadaşlar çoktan başka bir cezaevine gitmiş oluyorlar. Zaten normalde bir aydan daha fazla bir zaman sonra tutsak arkadaşlara ulaşan mektuplarımız, ne yazık ki artık keyfi olarak verilmiyor. Biliyoruz ki mektuplar tutsaklar için dışarıya açılan tek pencere. Uzun uzun yazdıkları mektuplardan anlıyoruz ki mektup bir politik tutsak için dışarısı ve daha fazlası demek. 

Bu durumda onları oralarda yalnız mı bırakacağız?  www.gorulmustur.org sitesinin uzun bir zamandır başlatmış olduğu “sizin hala bir mektup arkadaşınız yok mu?“ kampanyası devam ediyor. Sitedeki “güncel tutsak adresleri” köşesinden bir veya daha fazla arkadaşın adresini alabilir, dayanışma duygularınızı göstermek için bir mektup da siz yazabilirsiniz. Devamı gelecektir. Yapmanız gereken tek şey kalemi ve kağıdı elinize almak. Yazının gücüne inanırsanız, yazarak bir çok şeyi değiştirebililirsiniz.

Bu haber 1076 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları
1415 gün önce
1422 gün önce
1436 gün önce
1450 gün önce
1471 gün önce
1513 gün önce
1519 gün önce
1524 gün önce
1554 gün önce
1618 gün önce
1632 gün önce
1681 gün önce
1721 gün önce
1730 gün önce
1733 gün önce
1750 gün önce
1761 gün önce
1821 gün önce
1826 gün önce
1856 gün önce
1932 gün önce
1962 gün önce
1972 gün önce
1989 gün önce
2080 gün önce
2108 gün önce
2126 gün önce
2154 gün önce
2178 gün önce
2625 gün önce