Uyumun uyumsuzluğu

Almanya’da Temmuz ayının başında gündeme gelen yeni uyum yasası maalesef bütün olumsuzluklarıyla şu anda yürürlükte.
 

Yeni yasa, uyumu geliştirmekten ziyade yükümlülük ve yaptırımlarla donatılmış. Yasa geriye dönük olarak da 1 Ocak 2016’dan itibaren geçerli.

Yasa, göçmenler para yardımı (Hartz IV) aldığı taktirde, yetkililere göçmenlerin ikamet yerini belirleme hakkını veriyor. İkametgaha ilişkin memurların her hangi bir açıklama zorunluluğu olmadığı gibi, göçmenler de itirazda bulunamayacak. 

Göçmenlerin yönlendirildiği ikametgah adreslerinin ise merkezden uzak, sosyal olanakları kısıtlı ve iş bulma olasılığı düşük yerler olacağı tahmin ediliyor. Göçmenler, devletin önerdiği işleri de kabul etmek zorunda kalacak. Şimdiden göçmenler için 100 bin civarında iş olanağı yaratıldı. Ancak, bunlar daha çok 1 Euroluk işler ya da mülteciye saat başı 80 cent verilen işlerdir. Bir nevi kölelik durumudur. 

Yasayla mültecilere, eğitim ya da staj süresinde 3 yıl kalma garantisi, mesleğinde iş bulabilirse 2 sene de çalışma süresince kalma hakkı veriliyor. 

Almanya’da yasaya yoğun bir itiraz vardı. Örneğin, Mecklenburg-Vorpommern Eyalet Başbakanı Erwin Sellering (SPD) yeni yasanın geriye dönük (1 Ocak 2016) özelliğini eleştirmişti. Yasanın zorunlu ikamet düzenlemesi, yerleşmiş ve ‘entegre olmuş‘ mültecileri de etkileyecek. Sellering, Federal Meclis Uzlaşma Komisyonu’na başvuruda bulundu fakat Federal Konsey’de reddedildi. Mültecilerin Almanya’da uzun süreli kalacağı perspektifi yeni yasada yok. Bu da uyum konusunda bir perspektifin olmaması demek.  

Peki, mülteciler Almanya’da uzun süreli kalmayacaksa, dil kursuna tabi tutulması ne demek?

Kaldıkları süre içinde ucuz iş gücü olarak çalışabilmeleri için Almanca öğrenmeleri şart. 

Örneğin Afganistan’dan gelen sığınmacıların davaları en az bir yıl sürüyor. Bu durumda olanlar, davaları sonuçlanmadan ne uyum ne de dil kursunda yer alabilir. 

Sonuç olarak yasa bu haliyle ne mültecilerin buradaki toplumla uyumunu getirebilir ne de Alman halkının göçmenler konusunda duyarlı olmasını sağlayabilir. 

Almanya Federal Anayasası, Almanya’nın sosyal bir devlet olduğunu belirtir. Bu da devlete belirli yükümlülükleri getirir. Bu yükümlülük hiçbir istisna gözetmeksizin ülkede yaşayan tüm insanlar için geçerlidir. 

Ayrıca sosyal devletin sorumluluklarından biri de bireyin sosyo-kültürel ve siyasal katılımını sağlama zorunluluğudur. 

Yeni uyum yasası ise mültecileri tamamen toplumdan uzaklaştırıp, dışlıyor.