Kürt tarafı nekadar halkların kardeşliğine yaslansa bile, Türk halkının çoğunluğu tarafından Kürtlerin düşman olarak görüldükleri, ötekileştirildikleri kör gözlere bile görünüyor. Bunun başını da Erdoğan çekiyor.
* Düşünmezsen Kürt sorunu yoktur. (Yıl 2004)
* Kürtler Arjantin'de devlet kursalar onlarla orada savaşmaya hazırız. (Yıl 2004)
* Kürtlerin devleti mi var dili serbest olsun. (Mir Dengir Fırat anlatımından)
Daha 2002 yılında bu AKP iktidara geldiğinde, „AKP, Kürtleri bitirmede devletin son projesidir." diye yazmıştım. Gerçi sahte bir yüzle, 2005 yılında „Kürt sorunu benim sorunumdur." ardından „Milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum." demesi, neticeyi değiştirmedi. AKP Türk Devleti'nin projesi olduğunu gösterdi ve milliyetçiliği ayak altına alacağına Kürtleri ayak altına aldı. Kürdün varlığını, Türk Devleti'nin beka sorunu haline getirdi.
Erdoğan'ın yürüttüğü politikayı izlemişseniz hem Oslo sürecinde, hem de 2015 yılına kadar süren süreçte amaçlanan özetle şudur: Kürtler kendisinin oy potansiyeli olsunlar. Hiç bir hak ve hukuk, statü talep edeceklerine, kendilerini ümmet meczupluğuna terketsinler şeklindeydi. 2015 yılı Mart ayında, 37 sene aradan sonra bir mahkemenin verdiği garanti üzerine Ankara'ya gitmiş ve HDP'nin en kısa Meclis Grubu Toplantısı'na davet edilmiştim. Önce sevgili Dr. İdris Bayülken'den sıcak sözler duyarken, sevincim göğsüme sığmıyordu. Ardından sevgili Selahattin Demirtaş, yıllar sonraki gelişimi sıcak sözlerle söyledikten sonra, „Seni başkan yaptırmayacağız." cümlesini üç defa söyledikten sonra toplantıyı kapatmıştı. Daha o gün bu sözlerin hışımla Kürde döneceğini büyük zarar vereceğini düşünmüştüm.
Artık Kürtlerden oy alamayacağını çok iyi bildiğinden açık bir tarzda Kürde düşmanlığı bayrak yaptı. Bu da zaten her türlü evrensel ahlak ve bilgi ve sosyaliteden mahrum Türk halkının ardında toplanmasına neden oldu. „Buyurun, Kobane düştü düşecek!" sözleri, bu düşmanlığın tepe noktasıdır. Kısa kesersek, sadece dün söylediği şu sözlerine bakınız.
Türklerin sivil katliamı yaptığını söyleyen Amerikan Savunma Bakanlığı sözcüsüne saldırıyor.
"Be vicdansız, ahlaksız Doğu Guta'da her gün yüzlerce çocuğun yaşlının alçakça katledilmesinden en küçük bir rahatsızlık duymuyorsun, teröriste karşı verilen mücadelen rahatsızlık duyuyorsun.''
Burada Recep Tayyip Erdoğan'ın Kürdü namluya koyduğu açıkça görülüyor. Kürt teröristtir. Sen de onun terörist olduğunu kabul etmişsin. O halde teröristi imha etmekte hakkım var. Bunu eleştirmen yanlış, demek ister. Rejim ve Ruslar Doğu Guta'da Sunni Müslüman katlederken susuyorsun, benim Afrin'de katlettiğim teröristlere üzülüyorsun. Böylece Kürt katline karşı çıkmanın "vicdansızlık ve ahlaksızlık'' olduğunu söylüyor. Katliam elinin serbest bırakılmasını istiyor. Erdoğan, Müslüman Kürdü bile Zerdüşti görüyor. Aslında Müslüman Kürtler ulusal bilinç taşısalar, devletin camisine ayak atmazlar. Diyanet imamı ardında namaz kılmazlar. İbadetini showa çevirmeden yapar, yalancı ve çocuk tecavüzcüsü AKP'li imamlara amin demezler.
„Zeytin Dalı Harekatı'ının 36. gününde etkisiz hale getirilen terörist (Leş) sayısı 1931." Bunun gibi çok sayıda twitt dolaşımdadır. „Kürtleri keselim." „Kürtleri boğalım." „Kürtleri Ağrı deresinde toplayıp yok edelim." benzeri twittleri atan faşist İslamcı AKP trolleri ve MHP'nin uluyan kurtlarıdır. Hollanda Ülkü Ocakları Başkanı benzer twittler atıyor.
Nereden bakarsan bak, artık bir yol ayrımı geldiği şüphesizdir. CHP ile de yürünemeyeceği bir gerçekliktir. Reis'in faşist sistemine karşı muhalefet yok. Faşistin alternativi faşist olursa Kürt yine nöbette kalır. Türk devleti Kürde soykırım uygularken, Kürdün artık ulusal potada halkına sahip çıkmasının zamanı çoktan gelmiştir. Kürdün birlik olma zamanıdır. Kürde dayatılan soykırımı Efrîn'deki gibi bir varoluş savaşına çevirme, Türk-İslam faşist saldırısını boşa çıkarır.
www.haydar-isik.com
https://www.facebook.com/haydar.isik2
https://twitter.com/#!/yazarhaydarisik