Lütfen bekleyin..

Ergin Doğru

CHP’yi umut görmek

24 Haziran 2016, 23:52

''CHP tabanında yer alan gerçek demokratların ve CHP ile Türkiye’de solu güçlendireceğini düşünenler bilmeli ki AKP ile milliyetçilikte, devletçilikte yarışan CHP’den umut beklemek hayaldir.''

Tek adam diktalığının adım adım örülmeye çalışıldığı bir süreçten geçiyoruz. Siyaset kurumunun kendi doğal mecrasında üretiminden ziyade dışsal koşulların şekillendirdiği Türkiye siyasetinde üretilen tek politika, milliyetçilik söylemleriyle örtülen faşizmdir. Siyasette iç dinamiklerin etkisizliği yaşanılan kaotik süreçte bir kez daha görüldü. Saray endeksli geliştirilen faşist politikalara karşı Demokratik Kürt Hareketi ve Türkiyeli demokrasi güçleri direnç gösterirken, kendini muhalefet olarak gösteren tekçi düzen partileri devleti koruma güdüsüyle Saray ve AKP’ye yedeklenmiş durumda.

Tüm düzen partileri ve Meclis’teki MHP ve CHP keskin AKP karşıtı gözükse de önemli ve kritik süreçlerde saray ve AKP politikalarını dolaylı ya da direk desteklemenin ötesinde varlık gösteremiyorlar. Çok uzağa gitmeden 7 Haziran seçimlerinden bu yana gelişmelere baktığımızda bunu bariz olarak görebiliyoruz.

Cumhuriyet tarihi boyunca “sol” olarak nitelenen ama özünde devletçi sağ bir çizginin temsilcisi olan CHP bir kez daha devletin yegane partisi olduğunu ispatlayan bir siyaset izliyor. Genellemeci olmak siyaset açısından doğru olmasa da, CHP değerlendirildiğinde pratiğinden açığa çıkan sonuç budur.

7 Haziran seçim sonuçlarına karşı AKP’nin darbe stratejisi belli olmasına rağmen CHP koalisyonla oyalanmış, alternatif aramamış, fiili darbeye karşı çıkmamış ve darbeyi meşrulaştırma rolünü oynamıştır. Gelişen Saray müdahalelerine sert sözlerle karşı çıkıyor gibi gözükürken, pratik adımlarla Saray politikalarını boşa çıkaracak tüm alternatiflerden uzak durmuştur. Saray ve AKP’nin gerici politikalarını maskeleme süreci olarak savaşı yeniden başlatmasına karşı çıkmamış, kimi söylem ve tutumlarıyla savaş çığırtkanlığında AKP ile yarışmıştır. Yakılan şehirler, fiili sıkıyönetimlere karşı mücadele etmek yerine eksiği, fazlasıyla en azından ölümleri durduran “çözüm sürecini” tartıştırmış, süreci mahkemeye taşımayı politika sanmıştır.

Suriye’de savaş tezkeresine evet deyip, PYD’yi terör örgütü olarak görme garabetine düşen, Saray’ın ırkçı, milliyetçi söylemleriyle yarışan, HDP’li vekillere yaklaşımı yer yer AKP’yle aynılaşan CHP zihniyeti Aleviler başta olmak üzere farklı etnik ve inançsal kimliği reddeden yasalara da karşı çıkmamıştır. Anayasanın ilk dört maddesini değişmez olarak görerek, AKP’nin bile gerisine düşmüştür.

Başkanlık hayaliyle giderek saldırganlaşan Saray politikalarının artık fiili darbeye dönüştüğü bir süreci yaşıyoruz. AKP’lilerin Saray’ın talimatıyla Kürt halkının  ve Türkiye halklarının altı milyonu aşkın oy ile iradelerini teslim ettikleri HDP’li vekillerin dokunulmazlığının kaldırılması süreci ise CHP açısından ibretlik bir duruş olarak tarihin kara sayfalarına geçmiştir.CHP’liler milletvekili dokunulmazlığın kaldırılması sırasında AKP ve MHP ile ortak hareket ederek başkanlık yolunda Tayyip Erdoğan’ın yolunu açtığı gibi, Kılıçdaroğlu önderliğinde ne kadar devletçi olduğunu bir kez daha göstermiştir. Dokunulmazlıkları “anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz” siyasetsizliği ile geçiştirmeye çalışan Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıklar konusunda hayır deme erdemliliğini gösteren CHP’li vekillere dönük tehditleri ile de ne kadar devlet adamı olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. “HDP’lilere destek vereni partiden atarım” diyen Kılıçdaroğlu, üstlendiği devlet görevini layıkıyla yerine getirip efendilerinden aferin alsa da Kürt Alevi- Dersim kimliğini bir kez daha derinden yaralamıştır ve gerçek yüzünü bir kez daha göstermiştir. Bu son garabetle beraber daha birçok örnek verebileceğimiz CHP siyaseti(sizliği) bu anlamda AKP’nin en büyük destekçisi olmuştur. CHP pratiğinde aksini düşünmek için hiç bir siyasi politika görmek mümkün değildir.

CHP’nin Saray’a dönük sert sözleri, bölgeye gönderdiği heyetler, akademisyenlere verilen sözlü destek ya da kimi CHP’li vekilin duyarlılığı CHP siyasetinin ölçüsü olamaz. CHP siyasetini gösteren Van’da taziyeye giden HDP vekilini ihanetle suçlayıp, her fırsatta asker, polis cenazelerinin en ön safında yer alan Kılçdaroğlu ve diğer vekillerdir.

CHP tabanında yer alan gerçek demokratların ve CHP ile Türkiye’de solu güçlendireceğini düşünenler bilmeli ki AKP ile milliyetçilikte, devletçilikte yarışan CHP’den umut beklemek hayaldir. Dolayısıyla gerçekçi olup gerici gidişata, dikta rejimine karşı CHP’yi beklemek yerine en geniş demokrasi cephesini oluşturarak, sokaklardan fabrikalara demokratik direnişi örgütlemek Türkiye’nin geleceğini kurtaracak yegane yoldur.

 

Bu haber 1110 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.