Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
Türkiye iyi zamanlar yaşamıyor ve giderek karanlığa sürükleniyor.
Dün ya da dünden önce her şey daha iyiydi demiyorum.
Değildi ancak bugün dünden daha kötü.
Nasıl olmasın ki!
Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı, Devlet Bahçeli’nin koalisyon ortağı, Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı, Süleyman Soylu’nun İçişleri Bakanı, Mevlüt Çavuşoğlu’nun Dışişleri Bakanı, Hulisi Akar’ın Savunma Bakanı, Berat Albayrak’ın Hazine Bakanı olduğu bir ülkede iyi ve güzel şeylerin olmasını beklemek ahmaklıktır…
Türkiye’nin yaşanamaz hale gelmesinin temel sebebi, uzun yıllardır varlıkları ‘’sorun’’ haline getirilen ve 1. Dünya savaşında yaşadıkları toprakları dört ülkeye pay edilen Kürt halkının yok sayılmasıdır.
Topluma enjekte edilen Kürt düşmanlığıdır.
Türkiye, Kürtleri ‘’yok edilmesi gereken düşman’’ olarak gördüğü için; iç, dış siyasetini, ekonomisini, diplomasisini, askeri iş birliklerini buna göre dizayn etti.
Gelmiş geçmiş bütün hükümetler açık ve gizli Kürt sorununu askeri yöntemle bastırma vaadiyle iktidar oldular.
Varlıkları ‘’sorun’’ haline getirilen 20 milyon Kürt; iktidarlara seçim kazandırdı ve kaybettirdi.
Ülke kaynakları iktidar mensuplara, ailelerine ve yandaşlarına peşkeş çekildi.
Hırsızlık, rüşvet itibar görür hale geldi.
Türkiye maddi, insani kaynaklarının yanında; manevi, vicdani ve ahlaki değerlerini de yitirdi.
Toplum büyük bir çürüme ve yozlaşma yaşadı.
Alt yapısı, kültürel, sosyal, entelektüel ve manevi formasyonu bir ülkeyi yönetmeye yetmeyen Recep Tayyip Erdoğan, bu çürümüş zemin üzerinden iktidara geldi ve ülkenin en az 50 yılını çaldı.
Erdoğan, 17 yıl içinde Kürt, Alevi, Ermeni düşmanlığına yeni düşmanlar yaratarak ekledi.
Mesela demokrasi, hak-hukuk, ifade özgürlüğü, adil paylaşım onun kitabında yazmaz. Varsa yoksa kendisinin ve çevresinin çıkarıdır.
Türkiye’de küçük bir azınlığı saymazsak (ki onlarda saltanatları her an yıkılacak diye çok korkuyorlar) siyasi görüşü ne olursa olsun herkes huzursuz, güvensiz ve umutsuz.
Türkiye öyle bir ülke ki; katilden, hırsızdan, tecavüzcüden kahraman yaratma yeteneğine sahip.
Son örneklerden biri CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na saldıran Osman Sarıgün…
‘’Osmanlı tokadını’’ Osman adında birine attırıyorlar.
‘’Yarın ne olacak?’’ endişesi ve belirsizliği toplumsal bir travmaya dönüşmüş.
Çoğunluk haklı olarak Erdoğan yönetiminin ne kadar kötülükler yaptığını ve yapacağını şikâyet edip duruyor.
‘’Ne olacak?’’ diye de ekliyorlar.
‘’Ne olacak?’’ sorusu ve verilmeyen cevabı Türkiye’ye çok zaman kaybettirdi.
İlahi bir mucize olmayacak, kurtarıcı gelmeyecek, bu bir.
Kurtarıcı ve ‘’ne olacak?’’ diye soran sizsiniz, hepimiziz, bu da etti iki.
Dibe vurmuş bir ülkeden hiç bir şey yapmadan mucize olmasını beklemeyin, bu da etti üç.
Erdoğan’ın ‘’kızgın demiri soğutalım, Türkiye ittifakı kuralım’’ açıklamalarından yola çıkıp bir gecede, ‘’pardon’’ deyip demokrat olmasını da ummayın, etti dört.
Erdoğan’ın ‘’kızgın demir’’ haline getirdiği Türkiye’yi, yine ondan ‘’demiri soğutmasını’’ beklemeyin.
Bu dönüşü olmayan ölümcül bir hatadır.
Türkiye eski Türkiye değil. Hoş eski Türkiye’de Kürtler, Aleviler, Ermeniler ve muhalifler için iyi ve muteber bir ülke değildi.
Ancak dünün muktedirleri için bu kadarda rezil değildi.
O zaman birileri için değil, herkes için rezil olmayan bir ülkeyi yeniden yaratmak tek çıkış yoludur.
Bu da eşit ve adil davranmakla olur.
Erdoğan Türkiye’ye çok büyük kötülükler yaptı ve telafisi kısa sürede mümkün olmayan zararlar verdi.
Elbette bunun tek sorumlusu Erdoğan değil. Erdoğanları yaratan ve böyle olmasını sağlayan rejimin ‘’tekçi’’ ve ‘’inkârcı’’ yapısıdır.
Türkiye’de sanki savaş yokmuş gibi, Kürtler Kürt oldukları için öldürülmüyor, işkence görmüyor, hapse atılmıyor ve sürgün edilmiyor gibi davranalar; siz sustuğunuz için Erdoğan yönetimi kötülük yapmaya devam ediyor…
https://ererdal.wordpress.com/
