Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Beş parmaklı yalan / Hasan Bildirici

Beş parmaklı yalan / Hasan Bildirici

11 Haziran 2016, 00:25

Türkiye'deki Müslümanlar, muhafazakarlar ve solcular; örgüt, devlet ve din sorunlarını beş parmağın beşinin bir olmamasıyla açıklar.

Türkiye'deki Müslümanlar, muhafazakarlar ve solcular; örgüt, devlet ve din sorunlarını beş parmağın beşinin bir olmamasıyla açıklar. Bu çok yaygın bir açıklamadır ve bu kavram genellikle bir suçu, kötü bir yönetimi, örgütün ve devletin sistem yanlışlarını gözdan kaçırmada kullanılır.  Almanlar, Fransızlar, İngiliz ve Amerikalılar sistemlerinin yanlışlarını veya bir yöneticinin hatasını beş parmak hikayesi ile açıklamazlar. İnsanlar kötü niyetli, art niyetli, iyi veya orta niyetli olabilirler; insanların niyeti batılı sistemi pek ilgilendirmez. Herkes için yapılmış eşitlikçi yasalar bireyin kurallara ne kadar uygun davranıp davranmadığına bakar ve yasalardaki hükmü verirler.

Ayrıca iyilik ve kötülük kavramları dinlere ve dünya görüşüne göre değişiyor. Haram ve helal kavramları da değişiyor. Bir insanın ölümünden başka bir insanın sevinç duyduğu olayda hangi duygudur iyi olan?

Bin Operasyonlu Mehmet Ağar ölse, onunla aynı görüşte olan bir çok insan üzülecek. Ama aynı zamanda Mehmet Ağarı’ın işkencesinden geçmiş ve çocukları onun tarafından öldürülmüş bir çok insan da sevinecek.

Türkiye’de genellikle, asla demokrat olmayacak insanlara demokrasi zorla dayatılır:

“Demokrat ol lan!” denir.

Adam zaten geçimini anti demokratlıktan kazanıyor, niye demokrat olsun ki!

Beş parmak hikayesinin bu olayla ilişkisi şöyle oluyor.

Yönetime iyi Müslümanlar gelse, ülke güllük gülistanlık olacak. Ama hep kötü niyetli Müslümanlar siyasetle ilgilendiği için İslam bir türlü insancıl özelliğini sergileyemiyor deniyor.

Bütün Müslüman ülkelerde işler kötüye gittiğine ve o ülkelerdeki Müslümanlar ülkeyi kötü yönettiğine göre, bu işin temelinde bir yanlışlık var ve işin o kısmına kimse gelmek veya bulaşmak istemiyor.

Batılı devletler radikal bir şekilde bu işi şöyle çözdü:

“Sen kilise olarak iyi niyetli olabilirsin, ama siyasete karışmayacaksın.„

Kiliseye karşı çıktığı için çok insan canını verdi.

Türkiye’de Kürtler ve Türkler hala siyasal islamdan demokrasi bekliyorlar. Müslümanlar demokratlaşabilir, ama Siyasal islam demokratlaşmaz, o tabiatı gereği siyasete dini karıştıracak ve dinin bir çok buyruğunu siyasal kavram haline getirecektir.

Kürtlerin ve Türklerin demokrat etketli kişileri bu nedenle dinin siyasetine hiç bir zaman tam anlamıyla karşı çıkmadılar. AKP iktidara geldiğinde, Ahmet Altan ve Cengiz Çandar Siyasal islam demokratlaşacak diye çok heveslilerdi. Hasan Cemal, Murat Belge, Ahmet Altan ve Cengiz Çandar’ların olduğu yerde AKP’yi eleştirmek günaha girmek gibi bir şeydi, “yani sen şimdi Türk siyasal İslamının demokratlaşmasını istemiyor musun?„diyorlardı.

Şimdi bu adamlar tam AKP karşıtı oldular.

Ders çıkardıklarını sanmıyorum. Türk siyasal islamının yeni bir denemesine yeniden balıklama atlarlar.

Ensar Vakfına bağlı evlerde erkek öğrencilere tecavüz edilmesinden Ensar vakfını sorumlu tutanlara HDP’in Siyasal İslamcı milletvekili Altan Tan şöyle karşı çıkıyordu:

“Bu tecavüzlerden Ensar Vakfı sorumlu tutulamaz, beş parmağın beşi bir değil,“

Ben aksini iddia ediyorum, beş parmağın beşi de birdir, yan yana dururlar ve beynin komutası doğrultusunda birlikte hareket ederler ve ortak kavrarlar.

Ensar Vakfı’nın örgütlenme, konumlanma ve iş anlayışı her türlü taciz ve tecavüze açıktır.

Bunun adını böyle koymak gerekiyor.

Solun devlet ve örgüt işlerinde işlediği suçlara da benzer mazeretler bulunur.

“Sorun sistemde değil, biryelerin kötü yönetimindedir, „ denir.

Bunun tam da tersi doğrudur, sorun bireyde değil, sistemin kendisindedir.

Türkiye’de sol hiç bir zaman demokrat olmamıştır. Sol zaten bir Kürt ve Türk geleneği ve felsefesi değildir. Batı’da ve Sovyet sisteminde sol anti demokratlığı yüzünden yenilmiştir. Yenilmiş bir solun Türkiye ve Kürdistan kopyalarının başarılı olması mümkün dedğildir.

Ben de kendime göre bir solcuyum, eski haliyle değil, geleceği kucaklayacak bir sosyalist sistemin hala hayalcisi ve savunucusuyum. Ancak armaları eskicilere düşmüş eski solculuğun hala geri birerer kopyası olarak çalışan solculuğun yaşanabilir bir sistem inşaa edemeyeceğine dair inancım da kırk yıllık bir tecrübenin sonunda oluşmuş bir inançtır.

Burada sorunlu olan sadece Türk dincilerinin ve solcularının demokrasi anlayışı değil, Kürtlerin de demokrasi anlayışı onlarınki kadar sorunludur.

Beş parmak yalanına bu nedenle hep ihtiyaç duyulur; sağı, solu, Türkü ve Kürdüyle girilmiş yanlış ve yamuk ilişkileri gözden kaçırmak için...

(Rojevakurdistan)

Bu haber 687 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..