Güney Kürdistan'da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden PKK'li Ekin Ceren Doğruak (Amara), kısa süren hayatına tüm güzellikleri sığdırmakla kalmadı, büyük bir yükü de omuzladı. Ailesi Ekin Ceren'in mücadelesinin bugün Kürdistan'da öz yönetim direnişleri ile devam ettiğini belirtti.
PKK'li Ekin Ceren Doğruak (Amara), 31 Mayıs 2005 yılında Güney Kürdistan'da geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Onu, her köşesine çocukluğu ve gençlik anıları sinmiş, gülen yüzüyle bakan fotoğraflarının olduğu evinde annesi Hülya ve babası Nusret Doğruak'tan dinledik.
Hülya Doğruak, tek çocukları olan Ekin Ceren'i duyarlı, sisteme muhalif ve haksızlıklara ses çıkaran bir kadın olarak anlatıyor.
'Ceren dünyanın anlamıydı'
Ekin Ceren'in tek çocuk ve ilk torun olmasından kaynaklı aile çevresinde çok sevildiğini söyleyen anne Doğruak, "Ceren benim için dünyanın en tatlı, en güzel, en zeki, en duyarlı, en akıllı, en iradeli, en kararlı, en esprili, en arkadaş canlısı, en mütevazı, en sevimli, en doğal insanıydı. Dünyanın bütün güzellikleriydi, anlamıydı. Bir anne için evladını anlatmakta kelimeler o kadar yetersiz ki…" diye ifade etti.
Kızının aşırı sevgi ve ilgiden dolayı hiçbir zaman mütevazılığı elden bırakmadığını dile getiren anne, arkadaşlarıyla her zaman yeni ve yaratıcı oyunlar oynadığını anlattı.
Odası bıraktığı gibi
Oyuncaklarıyla, kitaplarıyla, kıyafetleriyle bıraktığı gibi duran odası, Ekin Ceren'in annesine yazdığı şiir, Nazım Hikmet tablosu ve resimleri ile dolu. Babası Nusret Doğruak, Ceren'e ait olduğunu belirttiği oyuncakları gösterip, "Ceren'in oyuncakları onlar. Ceren'in mahalleden, ilkokuldan, liseden ve mücadeleden arkadaşları ziyaretimize gelir arada. Kiminin çocukları var. Geldiklerinde Ceren teyzelerinin oyuncakları ile oynuyorlar" dedi.
'Arkadaşıyla bir eyleme gitmişti...'
Baba Doğruak, tebessüm ettikten sonra kızıyla ilgili unutamadığı bir anısını şöyle anlattı: "Arkadaşıyla bir eyleme gitmiş. Ben de uzak bir köşede durup kontrol ediyorum. Polis saldıracak, belli. Nitekim saldırmaya başladı. Baktım, Ceren'le bir arkadaşı arada sıkışmış kalmışlar. Diğerlerine göre daha küçükler. Tuttum kollarından, ikisini de çektim. Sivil polisler geldi, 'Ne yapıyorsun?' dediler. Ben de ikisi elimdeyken, 'Ben bunları aldım, siz diğerlerini halledin' diyerek kızları aldım, oradan gittim. Baktım ki arkadaşı, 'Nusret Amca da orada kaldı, onu da kurtarsana' diye ağlıyor."
'Anne burada halk var'
Araya giren Anne Doğruak, üniversite yıllarına kadar ÖDP'li olduğunu daha sonra Kürt Özgürlük Hareketi ile tanıştıklarını ifade ederek, şöyle dedi: "Mitinglerde hep öndeydi. Uzun boyundan kaynaklı hemen tanıyorduk. Bir gün yine eylemdeyiz, ama ÖDP kortejinde göremedim Ceren'i. Baktık HADEP'le beraber yürüyor. Güldüm, 'Ne oldu, saf mı değiştirdin?' dedim. Bana, 'Anne burada halk var, burada gerçek var' demişti."
Ardından kızıyla hep gurur duyduğunu, ancak koruma içgüdüsü ile bunu dile getiremediğini belirtti.
'Bu ülkede kimseye Rojbaş, Heval dememiştik'
Doğruak ailesi, Ekin Ceren'in Kürt Özgürlük Hareketi ile tanışması ve mücadelesine Kürdistan Dağları'nda devam etmesine karar vermesinin kendilerinde yarattığı etkiyi şu ifadelerle dile getirdi: "Ceren'in, bu mücadelenin içine girmesiyle, biz her şeyi yeniden öğrendik. Bildiğimizi sandığımız ama tanımadığımız bir dünyayı yaşadık. Biz, bu ülkede kimseye 'Rojbaş', 'Heval' dememiştik ve bunun eksikliğini duymamıştık. Çok şey bilsek de, hiçbir şey bilmiyorduk."
Nusret Doğruak, Ceren'in bu kararından sonra çevresindeki birçok kişinin kendi düşüncelerini sorgulamaya başladığını da söyledi.
'Bize sevgiyle sarılmış hevaller dünyası bıraktı'
Ekin Ceren'den sonra Kürdistan'da doğan birçok çocuğun adının Ekin Ceren ya da Amara olduğunu öğrendiklerini anlatan baba Doğruak, "Ceren'in sevgisinin karşılık bulması, onun sevdiği gibi sevilmesi, adının çocuklara konması bir insanın en onur duyacağı şey. Hepsi sevgiyle, saygıyla ve sağlıklı yaşasın" sözleri ile mutluluklarını ifade etti.
Anne Doğruak ise "Ceren bize öyle sevgiyle sarılmış öyle bir arkadaş ve dost dünyası bıraktı ki, arkadaşları arkadaşımız, dostları dostumuz, hevalleri hevalimiz oldu" dedi.
Ekin Ceren'in özgürlük, demokrasi ve barış mücadelesinin bugün Kürdistan'da halkın öz yönetim direnişleri ile devam ettiğini dile getiren Doğruak ailesi, "Özgürlük, demokrasi ve barış insanı insan yapan değerlerdir. Bu mücadelenin her neferi öyle değerlidir ki!.. Bundan sonra tek isteğimiz, onurlu bir barışın yapılması, demokratik yönetimin yerleşmesi" dedi.
DUYGU EROL/JINHA/ANKARA