Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Al laikliği ver başkanlığı taktiği - ANALİZ

Al laikliği ver başkanlığı taktiği - ANALİZ

27 Nisan 2016, 20:39

"laiklik" tartışması, "rejimi kurtarma operasyonunda" ortaklaşan AKP ve CHP'yi yaşanacak olan kavgada "eşit oranda karlı" çıkarmak üzerine kurulmuş ince bir stratejiye dayanıyor.

AKP gelecek olan itirazlar üzerinden yaşanan onca katliama, yolsuzluğa, çocuk istismarlarına rağmen "dindar parti" imajını güçlendirmeye çalışırken, Diyaneti getirmekle övünen CHP ise yapacağı itirazlarla "laikliği savunan parti" olduğu kanıtlamaya çalışıyor. Yapılacak olan çatışma ve tartışmalardan sonra AKP "Başkanlığa razı ol, laikliği güvenceye alayım" stratejisi izliyor.

Milliyetçi ve İslami geçmişi ile bilinen AKP'lilerin "İsmail Abisi" ve MHP desteği AKP'nin CHP'nin de gayreti ile rejim değişikliğini nihayete erdirmek üzere "ustalık döneminin" Meclis Başkanlığı'na seçilen İsmail Kahraman'ın "Yeni anayasada laiklik olmamalı" açıklaması, karşı çıkanlar ve destek verenler açısından hazırlanmış ve zamanı geldiğinde de piyasaya sürülmüş "kusursuz" bir stratejinin parçası.

Açıklama gündemi değiştirmeye yönelik

AKP'nin Meclis'e sunduğu ve CHP ile MHP'nin açık destek verdiği "dokunulmazlık tasarısının" Meclis'e geleceği hafta yapılan açıklama zamanlaması açısında da son derece dikkat çekici. HDP'yi hedef alan "rejimi kurtarma" operasyonlarının bir parçası olarak gündeme getirilen dokunulmazlıklara yönelik ortaya çıkan kimi kaygı ve endişeleri gölgelemeyi amaçlayan, aynı zamanda gündem değiştirmenin önemli bir parçası olan açıklama, Kürdistan'da yaşanan katliam ve kıyımları da görünmez kılıyor. Rotası çok bilinçli bir şekilde değiştirilen ve adım adım "otoriter" bir rejimin inşa edildiği Türkiye'nin tek sorunu "laiklikmiş" gibi bir sonuç yaratılmaya çalışılıyor. Yapılan açıklama şimdiden taraflarını da oluşturmuş durumda.

Bir yandan bu açıklamanın yarattığı etki öte yandan buna "karşı gibi" duran aslında aynı bütünün parçaları konumunda olan taraflar arasındaki "göstermelik" kavga bugün ile değil, esas olarak yarın yaratılmak istenen sonuçla ilgili.

AKP içerisinde hazırlanan ince bir strateji

Bu tartışma bir taraftan AKP tarafından "el yükseltmenin, pazarlığı yukarıdan açmanın" bir adımı olarak gündeme geldi. AKP içerisinde bu misyonu yerine getirecek en müsait isim ise geçmişi nedeniyle İsmail Kahraman olarak belirlendi. Hem bir zemin yoklama, kamuoyu tepkilerini ölçmenin aracı olan açıklama, hem de AKP'nin yönelimi açısından önemli bir ipucu veriyor ve tarafları kendi etrafında birleştiriyor. AKP'den konuya ilişkin yapılan, "Kendi kanaatlerini açıklamıştır" açıklamalarının aksine ince bir strateji olarak tasarlandığı AKP'ye yakın kimi kaynaklar tarafından teyit ediliyor. Örneğin AKP'nin "basın sözcülüğünü" misyonunu üstlenen Abdulkadir Selvi'nin Hürriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında dile getirilenler konunun AKP içerisinde tartışıldığını da gösteriyor. Üstelik bu el yükseltmenin bir ikinci adımı olarak da Selvi, AKP'nin anayasa taslağında, "İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacağını" vurguladı.

'Dindar parti' imajını güçlendirme çabası

AKP bu açıklama ve sonrasında gelecek olan itirazları hesaplayarak, "dindar parti" olduğu imajını sağlamlaştırmaya çalışıyor. Böylece kendi döneminde yaşanan çocuk istismarları, yolsuzluk, katliamları da görünmez kılarak, meselenin esas olarak kendileri açısından "din iman kavgası" olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu açıdan dışarıda otoriter eğilimleri nedeniyle gittikçe daha fazla eleştirilen AKP, kendi içinde de iktidar nimetlerinin getirdiği "kimi kavgalar ve karşıtlıklar" yeniden yaratılan "İslam davası" üzerinden çözülmeye çalışarak, kendi kitlesini daha fazla motive etmeye çalışıyor. AKP'nin bu konuda en fazla gelecek olan itirazlara güveniyor. Tıpkı şimdilerle "ordu ile her türlü ittifakı" kuran AKP, 2007 yılı sonrasında "askeri vesayeti kaldırmak" istediğine ilişkin içine girdiği eğilimleri yapılan itirazlar üzerinden pazarlama taktiğini bu meselede de kullanacak. AKP bu strateji için de en çok CHP'ye güveniyor ve CHP'nin verdiği ilk tepkiler de hem AKP'nin bu amacına hizmet etti hem de AKP bu tepkilerin devam edeceğini görerek, "dindar-dinsiz" ikileminin kendisine getireceği artı puanları hesaplıyor.

CHP için 'laikliği savunan parti' imajı yaratılıyor

CHP ise ya farkında olarak ya da her seferinde düştüğü "tuzağa" bir kez daha düşerek, bu meseleyi temel bir çatışma ve çelişki haline getirip AKP'nin bu siyasetine hizmet ediyor. Bir yandan açıklamayı "ayağına gelen önemli bir fırsat" olarak gören ve yapacağı itirazlarla "laikliği savunan parti" görüntüsünü güçlendirmeye çalışan CHP, öte yandan bu tartışmanın görünmez kılacağı "katliamlar, dokunulmazlıklar" meselesinin "Türkiye'nin bekası" için gerekli olduğunu düşünüyor. AKP'nin "dindar parti" imajını güçlendirmek için gündeme getirdiği açıklamayı CHP, "laik parti" görüntüsünü güçlendirmenin aracı olarak kullanıp mevcut durumu savunmayı sürdürüyor. Oysa Alevilerin yaşadığı zorunlu din dersleri, Türkiye'nin hali hazırda imam hatiplerle geldiği düzey, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın durumu Türkiye'nin gerçekten "laik bir devlet" olmadığını gösterirken, "laikliği savunduğunu" iddia eden CHP ise, tek parti döneminde "Diyaneti kurmakla" övünüyor. Böylece yapılan stratejide üzerine düşen rolü oynayarak, özellikle son dönemlerde kendisinden gittikçe uzaklaşmaya başlayan Alevilerin yeniden yanına çekmeye çalışan CHP, bu eğilimini önümüzdeki günlerde derinleştirerek sürdürecek.

Çatışmanın iki tarafı da kazanacak!

AKP'de bu tartışmaların geleceği nihai noktada, "yukarıdan başlattığı pazarlığı" aşağı çekerek, "Başkanlık sisteminin kabul edilmesine karşılık laikliği güvenceye alabileceğini" vurgulayacak. Böylece AKP istediğine kavuşurken, CHP'de "laikliği kurtarmış bir parti" olarak kendisini başarılı görecek. Ancak AKP, uzun vadede başkanlık sistemi ile fiili olarak "laikliğin" kalan kırıntılarını da ortadan kaldırarak nihai zaferini ilan etmeye çalışacak. 

 

DİHA

Bu haber 629 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..