Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ‘Barış’ın Türkçesi işgal!

‘Barış’ın Türkçesi işgal!

01 Ağustos 2019, 08:41

AKP-MHP yönetimindeki Türk devletinin ‘Güvenli Bölge’ adı altında Rojava’yı tamamen işgal etmeyi dayatması, QSD ve Koalisyon tarafından kabul edilmeyince MGK’da yeni isim bulundu: Barış Koridoru!

Türk devletinin, Kuzey – Doğu Suriye’nin kalanını işgali için de ‘barış’ı kullanacağı resmileşti. MGK, sınır hattının ‘terör unsurları’ dediği Kürtlerden temizlenerek ‘Barış Koridoru’ tesis edileceğini duyurdu.

Erdoğan başkanlığındaki Türk Milli Güvenlik Kurulu (MGK), önceki akşam Saray’da yapıldı ve 6 saat 10 dakika sürdü.

Başûr’da işgale devam

Toplantı sonrasında yapılan açıklamada, Başûrê Kurdistan’daki işgal saldırılarının devam edeceği belirtildi. Açıklamada MİT’in Federe Kurdistan sorumlusu Osman Köse’nin öldürülmesi eyleminin gereğinin yapılmasının sonuna kadar takip edileceği ifade edildi.

BM, ABD ve Interpol rahatsızlığı

MGK bildirisine, QSD Genel Komutanı’nın BM ile resmi görüşmeleri ve Interpol’un Kürt siyasetçilerin kriminalize edilmesine yönelik düzeltmesinden duyulan rahatsızlık da yansıdı. ABD ve öncülük ettiği Uluslararası Koalisyon da isim verilmeden hedef alındı. Şöyle: ”Çocukları zorla silahlandırarak terör eylemlerine alet eden PKK/PYD-YPG’nin bahse konu suçları uzun süredir işlemekte olduğu bilinmesine rağmen, bazı ülkelerce halen müttefik olarak görülerek, eğitim ve teçhizat dahil, askeri ve siyasi açıdan desteklenmesinin kabul edilemez olduğu belirtilmiştir. PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan PYD-YPG’nin sözde yöneticileri başta olmak üzere bazı teröristlerin kırmızı bültenden çıkartılmasının küresel ölçekteki terörle mücadeleye ve İnterpol’ün kuruluş gayesine büyük zarar verdiği değerlendirilmiştir.”

Kürtlerden temizleyecekmiş

ABD ile sürdürdüğü ‘Güvenli Bölge’ görüşmelerinde dayatmalarının kabul edilmediği ama buna rağmen işgalden vazgeçilmeyeceği tehdidi, MGK bildirisinde şu şekilde yer aldı: ”Sınır güvenliği çerçevesinde bölge tüm terör unsurlarından temizlenecek. Bütün gücümüzle bir ‘Barış Koridoru’nun inşası için gayret sarf edileceği hususundaki kararlılığımız teyit edilmiştir. Türkiye’nin stratejik ortaklık, savunma ve güvenlik iş birliği konusundaki hassasiyeti ve beklentileri dile getirilmiş, NATO antlaşması ile ikili anlaşmaların ruhuna uygun olarak, ülkemizin uluslararası hukuk ve ahde vefa ilkesi çerçevesinde taahhütlerine ve sorumluluklarına riayet ettiği, müttefiklerimizden de aynı hassasiyetin beklendiği ifade edilmiştir.”

Erdoğan, Bahçeli’ye gitti

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün de iktidar ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret etti. Devletin resmi ajansı AA, görüşmenin basın kapalı yapıldığını; dış politika konularının ele alındığını servis etti.ANKARA


Girê Spî Eşbaşkanı: Her şeye hazırız

Türk devletinin askeri yığınağına karşı sınırda nöbette bulunan Kuzey ve Doğu Suriye halkları, “Buradayız, topraklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz” mesajı veriyor. Girê Spî Kantonu Eşbaşkanı Hêvî İsmail, her şeye hazırlıklı olduklarını söyledi.

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinden Girê Spî sınırına yapılan askeri yığınağa karşı duran Girê Spîliler, 14 gündür sınırda nöbet eyleminde. Canlı kalkan eyleminde kentte yaşayan Arap, Kürt, Türkmen ve Ermeniler bulunuyor. Girê Spî’nin yanı sıra Kobanê ve Serêkanîye’nin sınır bölgelerinde de nöbet eylemleri devam ediyor. Girê Spî Kantonu Eşbaşkanı Hêvî İsmail, Türkiye’nin iç siyasetinde yaşadığı tıkanıklığı aşabilmek için Suriye halklarına saldırmaya çalıştığını söyledi.

Akçakale’nin hemen karşısında yer aldıklarını belirten İsmail, “İnsanlar neden ayaklandınız diye soruyor. Çünkü Erdoğan bizi tehdit ediyor” dedi. İsmail, “‘Girê Spî ve Til Rıfat’a saldıracağım’ dedi. Biz de tank ve toplarına karşı yine ayaklandık. Halk olarak bunu yapıyoruz. Birileri sadece Kürtlerin olduğunu söylüyor ama bugün burada Arap, Ermeni ve Türkmenler bulunuyor. Çünkü onlar da tehdit edenin kim olduğunu ve neler yapmak istendiğini biliyor. Burada bizim mesajımız nettir” diye konuştu.

Girê Spî halklarının nöbet eylemiyle “biz buradayız” dediğini kaydeden İsmail, son olarak şunları söyledi: “Bu tehditler ve saldırılar duruncaya kadar alanlardayız. Barışsa barışa, saldırıysa saldırıya, diyalogsa diyaloga hazırız. Ancak şunu hiçbir zaman unutmasınlar. Topraklarımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. Halk bizim, topraklar bizim. Bize kalan yine direniştir. Onu sonuna kadar yapacağız.”


QSD çözüm önerisi

Erdoğan’ın saldırı tehditleri üzerine QSD, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’den arabulucu olmasını istedi. Kendisi de memnuniyetle bu rolü üstlenebileceğini söyledi. Süreç böyle başladı. Erdoğan ile Trump’ın telefon görüşmesinde ”Güvenli Bölge” projesi ortaya çıktı. QSD olarak kendi projesini hazırlayıp ABD tarafına sundu.

QSD, ”Güvenli Bölge”nin 5 kilometre olmasını; bu 5 kilometrelik alandan savaşan YPG güçlerini çekip yerine yerel güçlerin girmesini kabul ediyor.  Ayrıca bu 5 kilometreden ağır silahları, menzili Türkiye’ye ulaşacak silahları çıkartabileceğini ekliyor. Türkiye’nin ”dışarıdan gelenler yönetiyor’’ iddiasına karşılık da yerel halkı ve kurduğu meclisleri işaret ediyor. Buna karşılık Türkiye, saldırmayacağına dair bir taahhütte bulunacak. Bu bölgedeki devriye görevi için de uluslararası bir gücün olmasını ya da Koalisyon’un üstlenmesini istiyor. Koalisyon ya da başka bir güç. Taraf olan Türkiye ise bu devriye gücün içinde olmayacak. Türk askeri, devriyeler içinde yer alması ancak şunlar yerine getirilirse kabul edilecek: İstisnasız bütün Efrînlilerin topraklarına geri dönecek. Çeteler Efrîn’den çıkarılacak. El konulan mal ve mülkler Efrîn halkına iade edilecek. Nüfus yapısıyla oynamak için dışarıdan getirilip Efrîn’e yerleştirilenler çıkartılacak. Bütün bunlar uluslararası güçlerin güvencesi altında ve Efrîn Meclisi’nin kontrolünde yapılacak…

Yeni Özgür Politika’ya konuşan QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, Türk devleti gibi kendilerinin da sınıra yığınak yaptıklarını ve savaş hazırlıklarını sürdürdüklerini söyledi. Ebdî, şunları ifade etti: “Bir gerilim var. Herhangi bir kıvılcım, ateşe dönüşebilir. Doğu Fırat ile Efrîn bir birine benzemez. Efrîn savaşını Efrîn ile sınırlı tutmak istedik ve öyle de oldu. Bizim açımızdan Doğu Fırat’ta öyle olmayacak. Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa bu büyük bir savaşa dönüşecek. Mesela Türkiye Girê Spî’ye saldırırsa Dêrik’den Minbic’e kadar bir savaş cephesi oluşur.  Herkese söylemişiz. Türkiye de biliyor, Amerika ve Fransa da. Bize saldırı olursa 600 kilometrelik sınır savaş alanına dönüşür. Türkiye stratejisi, gelip Girê Spî ve Kobanê’yi de alıp durmaktır. Ancak herhangi bir saldırı olursa Türkiye geri çekilene kadar savaş sürer.”


 

Türkiye’nin dayatması

Türkiye, ”Güvenli Bölge”nin 30 kilometre olmasını; çeteleri de yerleştirmek istiyor; ÖSO dedikleri ve Efrîn’i işgal eden çeteler… Hatta devreyeler içinde Türk askerinin olmasını da dayatıyor. Bu, Türkiye’nin sureti haktan görünmek için dayattığı ama asıl niyet ve planını ise Erdoğan zaten açık açık anlatıyor. Erdoğan, yeniden savaşın 4. yılına girilirken Başûrê Kurdistan’daki işgal saldırılarını, aşama aşama geliştirdiklerini belirterek, Efrîn’de batı ucunu, Xakûrkê’den Şengal’e kadar da uzanarak doğu ucunu kapatmayı hedeflediklerini söylüyor.

Erdoğan, Temmuz’un ikinci haftasında Türk medyasının sorumlularını toplayarak ‘terör koridoru’ olarak adlandırdığı Rojava ve Medya Savunma Alanları’na yönelik saldırılarını ve amaçlarını teker teker anlattı. Efrîn ve diğer Kuzey Suriye kentlerinin işgaliyle batı ucunu kapattıklarını söyleyen Erdoğan, Başûrê Kurdistan’daki işgal saldırısının devam ettiğini belirterek, “Bu sürecin sonunda artık Kandil diye bir tehdit kaynağı kalmayacak. Sincar’ı inşa etmeye çalıştılar orası da şu anda temizlenmiş durumda. Böylece Fırat’ın doğusunda kökleştirmeye çalıştıkları terör koridorunun doğu ucunu da kapatmış olacağız” dedi.

‘Güvenli bölge’ oluşturulması konusunda Türkiye’nin dışarıda tutulması gibi bir durumun söz konusu olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, “Biz bu terör koridorunu, gerek Afrin’de gerek Cerablus’ta gerekse El Bab’ta, yani bizim daha önce Obama döneminde Zeytin Dalı Harekatı düşündüğümüz o bölgeyi, biz farklı operasyonlarla DEAŞ’ı oradan def etmek suretiyle aştık ve bitirdik. Ve tabii ki, PKK’nın yan kuruluşları olan malum YPG, PYD bunlar, orada bizimle ciddi mücadeleye girdiler. Onlar da gerekli dersi aldılar.

Münbiç’i boşaltacaktı. 90 gün demişlerdi ama boşaltılmadı. Münbiç’in sahibi bir defa Araplar. Şu anda Arap aşiretleri, ciddi manada ‘Burayı da bunlardan temizleyelim’ diyorlar. Biz de her görüşmemizde bunları Amerika’ya söylüyoruz. Şu andaki hedef, orayı bir an önce sahiplerine teslim etmek için terörden temizlemek” şeklinde konuştu.

Girê Spî (Til Abyad) ve Til Rifat’ta bazı çalışmaların olacağını açıklayan Erdoğan, “Aslında terör koridoru denilen bu bölgeyi, bir güvenli bölge haline getirmek istiyoruz. Hedefimiz bu. Bunun için bu hazırlıklar. Bu konudaki kararlılığımızı devam ettireceğiz. Bunu koruyacağız. ‘Bu güvenli bölgenin en az 30-40 kilometre derinliğindeki bölgeyi korumamız gerekir ki bir anlam ifade etsin. Yoksa, güvenli bölge hiçbir işe yaramaz.’ dedik. Bunlara rağmen güvenli bölgeyi koruma adına adımlarımızı atıyoruz. Milli Savunma Bakanlığımız, Silahlı Kuvvetlerimiz kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor. Tedbirlerimizi alalım, sonra telaşa kapılmaya gerek olmasın” diye konuştu.

İki yıldır Başûrê Kurdistan’da devam eden işgal saldırısının, zaman sınırı olmadığını söyleyen Erdoğan, şunları ileri sürdü: “Burayı aşama aşama temizleyeceğiz. Bir sistematik içerisinde götürüyoruz. Dolayısıyla Sincar dahil, Mahmur Kampı’nın hemen yakınındaki yuvalanmış teröristler dahil bunların hepsini hedeftir. Kandil dahil hedeftir. Bunları bir şekilde temizlenecektir.”

Erdoğan’ın açıklamasını ardından Güney’deki işgalini genişletmeye çalışan Türk devleti, 19 Temmuz gecesi Mexmûr Mülteci Kampı’na hava saldırısı düzenledi. Buna paralel olarak Rojava’nın sınıra askeri yığınağını yoğunlaştırdı. Özellikle Kobanê ve Girê Spî hattı süreklilik kazandı.

kaynak: Y.Ö.Politika

Bu haber 505 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..