Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Yüreklere dokunan gazeteci: Evrim Alataş

Yüreklere dokunan gazeteci: Evrim Alataş

12 Nisan 2019, 09:06

Gazeteci-yazar Evrim Alataş, aramızdan ayrılalı 9 yıl oldu. Yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle 12 Nisan 2010’da Amed’de hayata veda eden gazeteci-yazar Evrim Alataş’ı çalışma arkadaşı Dilek Demiral anlattı.

Hayatın önemini kavramıştı

Kendisiyle Özgür Gündem gazetesinde çalıştıkları sırada tanıştıklarını söyleyen Demiral, Alataş’ın yaşadığı korkuları, kaygıları, coşkuyu ve mutluluğu yüzüne yansıttığını belirtti. Alataş’ın iz bırakan insanlardan biri olduğunu vurgulayan Demiral “Evrim en kötü durumda bile o durumun içerisinden mutlu olunacak, esprili bir şey çıkarırdı. Şems’in ‘Hayatının alt üst olmasından korkma, hayatının altının üstünden güzel olduğunu nerden bilebilirsin’ diye bir lafı var. Evrim bize hep bunu gösteriyordu. Nefes aldığın, inandığın şeyler olduğu, hayata pozitif baktığın sürece her zaman bir umudun olduğunu söylerdi. En olmadık ortamlarda, söylemek istediği her şeyi pat diye söylerdi. İnsanlarda kendisine karşı güven duygusunu ortaya çıkarıyordu. Önceden de bir hastalık süreci geçirip atlattığı için belki hayatın önemini bizden çabuk kavramıştı. Hepimizden farklı olarak başardığı şey yüreklerimize dokunmasıydı. Hatalarıyla, gerçekleriyle, her yönüyle bir insandı ve onunla konuştuğunuzda bunu çok net hissediyordunuz” dedi.

Her işi tutkuyla ele alırdı

Alataş’ın herkesi çalışmaya motive eden bir tarzı olduğunu dile getiren Demiral, şunları belirtti: “Gözümüzün önünde olan ama göremediğimiz şeyleri görürdü. Her yaptığı işi tutkuyla ele alıyordu. İnsanların yaşadığı yoksulluk, savaşın etkilerini dert edinirdi. Hep ‘Bir şeyler yapmamız lazım. Daha fazla ne yapabiliriz?’ diye düşünürdü. Hepimizi daha fazla çalışmaya motive eden bir tarzı vardı. Gazetede onunla çalışırken hiç aklımız kalmazdı. Bazen sıkıldığımız, zorlandığımız anlar olurdu, Evrim hemen o işi eğlenceli hale getirecek bir şey bulurdu. Gündem’de çıkarılan kadın ekiyle ilgileniyordu. Farklı kesimlerden kadınların bu çalışma etrafında toplanmasında  emeği çok büyük. Mesleki anlamda da kişi olarak da bana çok fazla şey kattı” ifadelerini kullandı.

‘Mekanikleştiğimi hissettiğim zaman aklıma o gelir’

Demiral, Alataş’la yaşadığı bir anıyı da şöyle anlattı: “Gazeteye başladığım seneydi. O zaman kültür-sanat sayfasını yapıyordum. İçerisinde Kürtçe kelimesi geçtiği için bir film yasaklanmasını haber yapmıştım. Her gün çok yoğun baskı, işkence, tutuklamanın yaşandığı bir dönemde, bu olay bana çok normal gelmişti. Ertesi günü gündem toplantısında tüm gazeteler bu haberi manşet yapmıştı. Haber müdürümüz beni epey eleştirmişti. Bizim manşet yapmamız gereken bir haberi benim sığ bakış açım sebebiyle yapamamıştık. Böyle bir şeyi fark edememiş olmaktan dolayı çok üzüldüm. Evrim’le birbirimize en fazla dokunduğumuz zamanlardı. Bana kendi yaşamından örnekler verdi. Böyle şeylerin aslında ne kadar önemli olduğunu ve benim kişiliğimle ilgili eleştirilerini çok açık bir dille söyledi. Bu benim hayatımda bir dönüm noktası oldu. Ne zaman mekanikleştiğimi hissetsem aklıma Evrim gelir. İnsanın ruhuna ve yüreğine dokunurdu.”

Yaşasaydı Rojava’yı yazmış olurdu

“Evrim’in bizi gördüğüne inanıyorum diyen Demiral, “Güzel şeylerden mutlu olduğunu, başaramadığımız şeylerde üzüldüğünü, ‘Böyle yapsaydınız daha iyi olurdu’ dediğini düşünüyorum. Kürt basınında bu çalışmayı yürüten çok değerli kadın arkadaşlar var ama Evrim olsaydı daha nitelikli bir hale gelebilirdik. Görmediğimiz pencereleri o bize açabilirdi. Moralimiz düştüğünde, coşkumuz azaldığında bize çok kızardı. Kürtlük bilincini düşünsel ve ideolojik temeller üzerinde şekillendiren bir arkadaştı. Bugün Kürtlerin edindiği kazanımlardan çok mutluluk duyardı ve bunu üretime çevirirdi. Rojava’nın filmini çekmiş, kitaplarını yazmış olurdu. Benim tanıdığım Evrim şu an yanımızda olsaydı kadın gazetecilere daha çok üretmelerini söylerdi. ‘Yaşama daha çok tutunun, asla karamsarlığa kapılmayın ama kendiniz olun, gerçek olun’ derdi.  Bize de bıraktığı en önemli şey kendin olmak, kendini bilmek duygusu oldu” diye konuştu.

Evrim Alataş kimdir?

15 Nisan 1976’da tarihinde Meletî’nin Argan (Akçadağ) ilçesine bağlı Gölpınar köyünde dünyaya geldi. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. Yeni Politika, Demokrasi, Özgür Bakış, Ülkede Özgür Gündem gibi gazetelerde muhabir ve sonrasında da editör olarak görev aldı. Ardından Evrensel, BirGün ve Özgür Politika’da aralıklarla köşe yazarlığı yaptı. Esmer, Birikim, Amargi, Siyahi ve Tiroj başta olmak üzere birçok dergide makaleleri yayınlandı. Radikal İki eki ve Taraf gazetesinde de köşe yazdı. Mayoz Bölünme Hikayeleri adlı kitabı 2003 yılında Aram Yayınları tarafından yayımlandı. Her Dağın Gölgesi Deniz’e Düşer adıyla kaleme aldığı çalışması da 2009 yılında İletişim Yayınları’ndan çıktı. Kitaplarında, Kürt coğrafyasında yaşanan çatışmalı dönemin traji-komik öykülerini derledi. Savaş mağduru çocukları konu edinen “Min Dît” (Ben Gördüm) adlı uzun metrajlı bir film çekti.

Y.Ö.Politika

Bu haber 584 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) Kadın Meclisi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve F..