Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / AKP'nin kadın sicili: Şiddet Sömürü İstismar

AKP'nin kadın sicili: Şiddet Sömürü İstismar

27 Nisan 2018, 20:36

16 yıllık AKP iktidarında kadınlar aile kurumuna mahkum edilerek, daha fazla şiddet ve cinsiyetçi politikalara maruz kaldı. Çocuk istismarının yüzde 700 arttığı AKP döneminde 14 bin 293 kadın erkek şiddeti sonucu öldürüldü. Kadınlar böyle bir atmosferde sandığa gidecek.

AKP'nin 16 yıllık iktidarı boyunca hayata geçirdiği politikalardan en fazla kadınlar etkilendi. Kadın erkek eşitliğini benimsemeyen iktidar, ilk söylemlerini 2003 yılında Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yapılacak değişiklikler üzerinden çıkan tartışmalarda gün yüzüne çıkardı. Dönemin bakanlarından Cemil Çiçek'in danışmanı Doğan Soyaslan'ın, "Kimse bakire olmayan biriyle evlenmek istemez. Kaçıran kişi ırzına geçtiği kızla evlenince daha iyi olmuyor mu?" diyerek AKP'nin kadın yaklaşımlarının sinyalini verdi.

Bakanlıktan ‘Kadın’ı sildi
Aileyi teşvik eden AKP, bunun en somut halini ilk olarak 13 Kasım 2004'te Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu’nu yürürlüğe koyarak gerçekleştirdi. 8 Haziran 2011'de Kadın ve Aile Bakanlığı'ndan kadın ismi çıkarılarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı şeklinde değiştirildi. İktidarı boyunca sürekli bakan ve başbakanın açıklamalarıyla dile getirilen "kadın erkek eşit değildir" söylemlerini kadının en az 3 çocuk doğurması ve kürtajın yasaklanması gibi açıklamalar takip etti.

Kadını korumayı reddetti
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun 1 Mart 2011 günü sunduğu tasarı, "Şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan; kadınların, çocukların, eşlerin, nişanlıların, yakın ilişki içinde yaşayanların, nişanlılık veya evlilik birliği ya da beraberliği herhangi bir sebeple sona ermiş olan bireylerin veya diğer aile bireylerinin, tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları kapsar" maddesinin "Yakın ilişkidekiler" ibaresi nedeniyle Bakanlar Kurulu'ndan geri döndü.

Kürtaj karşıtı
Kürtaj yasaklanmasının ilk adımını da 2003 yılında atan AKP, bu dönemde Hastanelerde Aile Planlaması Hizmetlerinin Yürütülmesi isimli genelge yayınladı. Genelgede, doktorların uygun gördüğü kürtajlarda kadınların kendi ücretlerini karşılamaları yer aldı. 2012 yılına gelindiğinde ise hükümetin kürtaja yönelik politikaları üst perdeden dile geldi. Her fırsatta "kadın erkek eşitliğine inanmadığını" itiraf eden, kadınlara “üç çocuk doğurun, o da yetmez beş çocuk" talimatı veren dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan 2012 yılında, "Kürtaja karşıyım. Her kürtaj bir Uludere'dir" açıklamaları yıla damgasını vurmuştu. Ardından dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın "Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar" açıklamaları kadına yaklaşımı bir kez daha ortaya koydu.

Sığınma evi oldu konuk evi
Bunlarla da yetinmeyen iktidar, kadına ilişkin her yeni hamlesiyle kadın kazanımlarına yönelik yeni bir saldırı stratejisi geliştirdi. Kadına şiddetin sonlanması için kadın kurumlarının üzerinde durdurduğu sığınma evlerinin durumu iyileştirilmezken, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın hazırladığı sığınma evleri yönetmenlik taslağında sığınma evlerinin ismi "konuk evi" olarak değiştirildi.

Kreşleri kapattı
Kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan kreşlerin kapatılmasından ve Maliye Bakanlığı'nın 21 Ocak 2013'de yayınladığı "Kamu Sosyal Tesislerine İlişkin Tebliğ" ile kreşlere kamu bütçesinden harcama yapılması engellendi.

İmam nikahını teşvik etti
Tüm bunların yanı sıra çocuk yaşta evliliklerin de artmasını sağlayan hükümetin politikalarının yansıması, 2014 yılında 20 bine yakın ailenin 16 yaşından küçük kızlarını evlendirebilmek için dava açmasıyla gündeme geldi. 2015’in Mayıs ayında Anayasa Mahkemesi, resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini ortadan kaldırdı. Önceden çocuk yaşta evlilikleri yasaklayan yasalar, dini nikahla bu evliliklerin meşrulaştırılmasına zemin hazırlayacak şekilde esnetildi. Bunun akabinde 2017 yılında müftülere nikah kıyma yetkisi verildi.

OHAL’le kurumları kapattı
2015 sonrası geliştirilen milliyetçi söylemler ve savaş politikaları ise kadına şiddet, taciz ve tecavüzlerin artması olarak döndü. Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte kadınlar polis şiddetiyle daha fazla yüz yüze kalırken, birçok kadın gözaltında işkence ve tacize maruz bırakıldı. Kürt illerinde kayyumların atanmasıyla birlikte ilk olarak kadın kazanımları hedef alındı. Çok sayıda kadın sığınma evi ve kadın merkezleri kapatıldı.

Çocuk istismarı yüzde 700 arttı
Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirilirken, son 6 yılda 142 bin 298 çocuk dini nikahla evlendirilmesi sonucu doğum yaptı. Türkiye, dünyada çocuk yaşta evliliklerinde ilk onda yerini korurken, kız çocukların evlilik yaşı da 12'ye düştü. Çocuk istismarı vakaları yüzde 700 artarken, istismar edenlerin sadece yüzde 5'inin ortaya çıktığı görüldü. Adalet Bakanlığı verilerine göre yılda ortalama 17 bin çocuk istismarı davası açılırken, bunlardan yüzde 45'i mahkumiyetle sonuçlanıyor.

232 bin 313 çocuk zorla evlendirildi
TÜİK verilerine göre, 2011-2016 yılları arasında 232 bin 313 çocuk evlendirildi. 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yaparken 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 oldu.

OHAL’de 476 kadın katledildi
2016 Temmuz'u ile 2018 Mart ayında 476 kadın öldürüldü. 2016 yılında gerçekleşen kadın cinayetlerinin yüzde 50'si OHAL döneminde gerçekleşti. Kadın örgütlerinin verilerine göre, 2017 Ocak ayı dahil son 15 yılda 14 bin 293 kadın erkek şiddeti sonucu öldürülürken, Cinsiyet Eşitliği Raporu’nda, Türkiye'nin kadın-erkek eşitliğinde 142 ülke arasında 125’inci sırada yer aldığı görüldü.
Kadınlar AKP iktidarında oluşan böylesi bir atmosferde 24 Haziran’da sandığa gidecek.

BERİVAN ALTAN / MA/ANKARA

Bu haber 607 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) Kadın Meclisi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve F..