Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Zarrab 7 günde neleri anlattı?

Zarrab 7 günde neleri anlattı?

09 Aralık 2017, 08:15

Erdoğan ve AKP’sinin İran’a yönelik yaptırımları delmek amacıyla kurdukları dolandırıcılık sisteminin aktörlerinden Mehmet Hakan Atilla’nın sanık, sistemin yürütücüsü Reza Zarrab’ın ‘tanık’ olarak ifade verdiği duruşmalar 8 günü geride bıraktı.

Duruşmaların ilk 7 gününde ifade veren Reza Zarrab, Türkiye’de daha önce ortaya çıkan ancak AKP tarafından üzeri örtülen gerçekleri anlatırken, özellikle R. Tayyip Erdoğan’ın talimatına dikkat çekmişti. Zarrab, Türkiye’de rüşvet verdiği kesimleri ve sistemi şemalarla anlatırken, kendisinin federal cezaevindeyken bir mahkum tarafından bıçaklanmak istediğini iddia etmişti.

Zarrab’ın merkezinde yer aldığı uluslararası yaptırımları delmeye yönelik sistemde İran’dan gelen petrol ve doğalgaza karşılık olan para önce Halkbank’a ve diğer bankalara geldikten sonra altına çevriliyordu. Bu altınlar önemli oranda Birleşik Arap Emirlikleri’ne ihraç edildikten sonra nakit olarak İran’a aktarılıyor veya İran’ın uluslararası ödemelerinde kullanılıyordu. Zarrab, altının yanı sıra hayali gıda ticaretiyle de Amerikan mevzuatını delmeyi başardıklarını itiraf etmişti.

Zarrab’ın 7 günlük duruşmalarda kabul ettiği bazı detaylar şöyle:

SADECE ÇAĞLAYAN’A 45-50 MİLYON DOLAR RÜŞVET

Geçen hafta tanık olarak eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın yargılandığı duruşmalarda ifade vermeye başlayan Zarrab, “işbirliği yapmak ve sorumluluğu kabul etmek cezaevinden çıkmak için en hızlı yoldu" demişti.

Jürili duruşmaların ilk günündeki ifadesinde eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon ruro rüşvet verdiğini söyleyen Reza Zarrab, Aktif Bank'ta benzer amaçlı bir hesap açılması için ise, eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'ın yardımcı olduğunu itiraf etmişti. Zarrab’a göre bu hesap ‘günlük 5-10 milyon euro işlem hacmiyle’ açılmıştı.

ERDOĞAN BANKALARA BİZZAT TALİMAT VERDİ

Duruşmaların ikinci gününde Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’a da rüşvet verdiğini açıklayan Zarrab, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın rüşvet çarkına onay verdiğini söylemişti. Zarrab, “dönemin Başbakanı Erdoğan ve (Maliye Bakanı) Ali Babacan, bu ticaretin başlatılması için talimat vermişti... Başbakan Erdoğan ve Babacan İranla işlemlere (altın ticareti) yardım edilmesi için Vakıfbank ve Ziraat Bankasına şahsen talimat verdiler” demişti.

ALTININ YANI SIRA HAYALİ GIDA TİCARETİ YAPILMIŞ

Geçtiğimiz Cuma yapılan duruşmanın üçüncü gününde ise, davanın yargıcı Richard Berman’ın bazı dinlemelere ilişkin ‘kaygılarını’ dile getirmesi damga vurmuştu. Dinlemelerden birinde geçen konuşmaların ‘kapsamının genişliğine’ dikkat çeken yargıç, kaydın doğruluğunun teyidini istemişti. Ancak Türkiye’den böylesi bir konuda işbirliği yapması beklenmezken, Zarrab’ın içeriğini doğrulaması bekleniyor.

Aynı duruşmada Zarrab’ın İran’ın eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’a yazdığı bir mektup gündeme gelmişti. Yine İran’dan alınan petrol ve gazın paralarının ödenmesi için altın ticaretinin yanı sıra göstermelik gıda ticareti yapıldığına dair bilgileri paylaşmıştı Zarrab.

SAHTE EVRAKLARIN NASIL HAZIRLANACAĞINA DAİR BİLGİLERİ ATİLLA VERDİ

Reza Zarrab, davada yargılanan ve tutuklu olan Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın sahte evrakların nasıl gerçek gibi gösterileceği konusundaki ‘kilit bilgileri’ verdiğini söyledi. Zarrab ayrıca, fotoğrafı gösterilen eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’e de 100 bin dolar rüşvet verdiğini ifadesinde belirtmişti.

HALKBANK YÖNETİCİLERİNE YÜZDE 1 KOMİSYON

Altın ve gıda ticareti altında İran’a aktarılan paralar için Halkbank’a ödediği ‘komisyonlardan’ da bahseden Zarrab, bunun ise ‘en fazla yüzde1’ olduğunu savunmuştu. Ancak bu oran bile yapılan ticaretin boyutunu göstermeye yarıyor. Zira sadece Zafer Çağlayan’a ödenen rüşvetin 45-50 milyar dolar olduğunu söylemişti.

Reza Zarrab, mahkemede dinletilen ve yardımcısı Abdullah Happani’yle yaptığı bir telefon kaydını doğrulamış ve görüşmede Halkbank yöneticilerine verilecek rüşvetin konuşulduğunu teyit etmişti.

PARALAR SAHTE GIDA İHRACATIYLA AKLANMIŞ

Zarrab ifadesinde, gerçekte İran’a gönderilen gıda ürününün olmadığını vurgularken, sahte sevkiyatlar için kendilerinden belgelerin istenmesiyle kurdukları sistemin ortaya çıktığını belirtirmişti. Zarrab’a göre, 14 tonluk kapasitesi olan bir yük gemisine 25 ton gıda yüklendiği gibi bir yanlışlık yapılmış ve bu durum alt kademe memurlarca fark edilmişti.

Zarrab, buğday sevkiyatında yaptıkları bir hatanın da ortaya çıktığını ve buğday sevkiyatında menşeinin Dubai olduğunu yazmaları üzerine foyalarının açığa çıktığını, zira bu ülkede buğday ekilmediğini kaydetmişti.

Bu foyanın ortaya çıkmasının ise Halkbank’taki alt düzey çalışanların sahte buğday sevkiyatını fark etmesiyle ortaya çıktığını ve bunun için ise Mehmet Hakan Atilla ile görüştüğünü söyledi.

ALTIN DOLU UÇAK YAKALANINCA RÜŞVET VERİLEREK DUBAİ’YE GÖTÜRÜLEBİLDİ

Duruşmaların beşinci gününde 2013’te Gana’dan getirttikleri ve İstanbul’da havaalanında tutulan altın yüklü uçak olayını doğrulamıştı. Bu olay, Zarrab’ın iş ortağı olan ve İran’ın petrol gelirlerini zimmetine geçirmekten idam cezasına çarptırılan Babek Zencani tarafından da kabul edilmişti. Zencani, uçağın altınların nakite çevrileceği Dubai’ye uçuşunu sağlamak için rüşvet verdiklerini itiraf etmişti.

“AVUKATLARIM SİYASİ YOLLARDAN SERBEST KALMAMA ÇABALADI”

Reza Zarrab, avukatlarından eski New York Belediye Başkanı Rudolph Giuliani ile eski Adalet Bakanı Michael Mukasey’in kendisinin serbest bırakılması için siyasi yollardan çaba sarf ettikleri iddiasını da doğruladı. Giuliani ve Mukasey’in bu yılın ilk aylarında Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştükleri ve pazarlık yaptıkları ortaya çıkmıştı.

İRAN’LA YAPILAN TİCARETTEN GELİRİ 100-150 MİLYON DOLAR

Zarrab, Türkiye’de yıllarca İran’la yaptıkları ticaretten 100 ila 150 milyon dolar arasında kazandığını belirtirken, önceki ifadelerinde de sadece eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon dolar arasında rüşvet verdiğini söylemişti. Zarrab, eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın yanı sıra İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler’e de rüşvet verdiğini beyan etti.

ATİLLA’NIN YAKALANMASI ŞOK ETMİŞ

Duruşmaların 6’ıncı günündeki ifadesinde davadaki tutuklu sanık Hakan Atilla’nın tutuklanmasından dolayı ‘şoke olduğunu’ söylediğini kabul etmişti.

İRAN’LA BAĞLANTILI OLDUĞUNU GİZLEMEYE ÖNEM VERMİŞLER

Halkbank üzerinden hayata geçirdikleri uluslararası dolandırıcılık sisteminin sadece üst düzey yöneticiler tarafından bilindiğini söyleyen Zarrab, “Alt kademediklerin ne yaptığımızdan haberi yoktu” diye konuştu. Zarrab, telefon görüşmelerinde yaptıklarının İran Ulusal Petrol Şirketi (Neft-i İran/NIOC) ile bağlantılı olduğunu gizlemeye önem verdiklerini itiraf etti.

ATİLLA’YI DİĞER BAŞKAN YARDIMCISINA ORANLA SUÇSUZ GÖSTEREME ÇABASI

6’ıncı günde Hakan Atilla’nın avukatları ise, davadaki soruları daha çok müvekkillerinin dolandırıcılık sistemindeki ‘rolünün basitliğini’ ispatlamaya dönük olarak sordular. Atilla’nın avukatları, Halkbank’ın uluslararası işlemlerden sorumlu eski Genel Müdür Yardımcısı Levent Balkan’ın ‘karar verme yetkisine sahip’ olduğu tezini işliyor.

PARAVAN ŞİRKETLERİ GÜLER’LE BAĞLANTILARI SAĞLAYAN BAYAR’LA KURMUŞ

Rıza Zarrab’ın kabul ettiği bir diğer konu ise, eski İçişleri Bakanı Muammer Güler’le de bağını kuran Rüçhan Bayar’la yaptığı görüşmelerdi. Zarrab, bir görüşmede kurmayı planladıkları en az 3 paravan şirketin daha olduğunu ve bunu ele aldıklarını söyledi. Zarrab’a göre Bayar, rüşveti para olarak kabul etmeyen almayan kamu görevlisi ve siyasetçilere kol saati vermesini istiyordu.

KONUŞMAYA BAŞLAYINCA MAL VARLIĞINA EL KONULDU

Tanık olarak katıldığı Perşembe günü yapılan 7’inci duruşmada ABD’de cezaevindeyken başına gelenleri anlatan Zarrab, tanık olarak ifade vermesinin ardından Türkiye’deki tüm mal varlığına el konulduğunu ve cezaevindeyken de bıçak çeken bir mahkumun kendisini öldürmek istediği bilgisini verdi. Zarrab, cezaevindeki bir mahkumun kendisine bıçak çekerek, öldürme girişiminde bulunduğunu söylerken, bu iddia henüz araştırılıyor.

Mahkemede Atilla’nın avukatları tarafından sorulara tabi tutulan Zarrab, Türkiye’deki vatandaşlık işleminin 7 yıl sürdüğünü ve bu konuda kendisinin ‘istisnai statü’ kapsamında vatandaşlık almadığını savunmuştu. Zarrab, AKP’nin yıllarca kendisine gösterilen ilgiden sonra tanık olarak ifade vermesinden sonra yaşananlara ilişkin ise, “Burada sanık (Hakan Atilla) aleyhinde ifade vermeye başladığım tarihten sonra mal varlığıma el konuldu” diye konuşmuştu.

İlginç olanı ise, Zarrab’ın kendisiyle aynı anda mal varlıklarına el konulan ve birlikte ‘casusluk yaptıkları’ iddia edilen bazı kişileri hiç tanımadığını söylemesi olmuştu.

TÜRK YETKİLİLER GELİRİNİN NEREDEN GELDİĞİNİ BİLİYORDU

Reza Zarrab, Türk yetkililerin gelirinin ne olduğu konusunda bilgi sahibi olduğunu söylerken, daha önce İran’la kurdukları dolandırıcılık ve rüşvet sistemi hakkında Türkiye’de kamuoyuna verdiği beyanların ‘Türkiye yasaları çerçevesinde’ olduğunu söylemesi dikkat çekmişti. Zarrab, Türkiye’de hapisten çıkması için birçok ödeme yaptığını ve bu ödemelerin bir kısmının ‘rüşvet’ olduğunu itiraf etmişti.

Zarrab, Türkiye’de tutuklandığı dönemde savcılara ‘yalan söylediğini’ kabul ederken, ABD’de yakalandığı dönemde de FBI soruşturmacılarına da yalan söylediğini belirtti. Zarrab, ‘(ABD) yaptırımlarını ihlal etmediğini’ söylediğini örnek verdi.

Savcının yaptıkları işlemlerin İran Ulusal Petrol Şirketi (Neft-i İran /NIOC) için olduğunun bilinmesi halinde herhangi bir ABD bankasının ne yapacağını sorduğu Zarrab, para transferinin iade edileceğini söylerken, Hakan Atilla’nın yaptıkları işlemlerin farkında olduğunu yinelemişti.

ANF

Bu haber 624 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..