ANKARA / DİHA - 1990’lı yıllarda da devlet bütün kurum ve kuruluşları ile Kürtlere karşı saldırıları sürdürürken, esas olarak ordunun başındaki isim, İçişleri Bakanlığı ve konsepti tamamlayan kritik görevlerdeki isimler ön plana çıkıyordu. Özellikle Mehmet Ağar öne çıkan ve dikkat çeken isimlerden biri olarak bu dönemde görev yaptı. Abdulkadir Aksu da kritik dönemlerde İçişleri Bakanlığı’na getirilen isimlerden biri oldu. İlk olarak Anavatan Partisi döneminde 1989 yılında İçişleri Bakanlığı yapan Aksu, daha sonra AKP’nin ilk iktidarında 2002-2007 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı görevini yaptı. Aksu döneminde de Kürtlere karşı birçok saldırı gerçekleştirildi. Yine daha sonra İçişleri Bakanlığına getirilen İdris Naim Şahin döneminde Kürtlere yönelik en büyük siyasi soykırım operasyonu olan “KCK” operasyonları gerçekleştirildi.
Ala’nın katliam silsilesi
Şimdi İçişleri Bakanlığı görevini yapan Efkan Ala da özel olarak görevlendirilmiş isimlerden biri olarak öne çıkıyor. Kürtlere karşı kapsamlı ve sürece yayılan katliamların yapıldığı bir dönemde İçişleri Bakanlığı yapan Ala, daha önce de pek çok katliamda ön plana çıktı. Kaymakamlık ve Valilik gibi görevlerde bulunan Ala’nın devlet içerisindeki “yıldızı” AKP ile birlikte parladı. Kürdistan’da Êlih (Batman) ve Amed gibi illerde Valilik yapan Ala, 2004 yılından 2007 yılına kadar Amed’de görev yaptı. 28 Mart 2006 döneminde yaşanan serhildan sonrasında devlet, bir haftayı bulan protestolara sert bir şekilde saldırdı. Aralarında 3 yaşındaki Fatih Tekin, 6 yaşındaki Enes Ata, 9 yaşındaki Abdullah Duran’ın da bulunduğu 7’si çocuk 11 kişinin katledildiği olaylar yaşandığında Ala Diyarbakır Valiliği’ni yapıyordu.
HDP’liler diri diri yakılıyordu
Kürdistan’daki pratiği ile AKP’nin gözde isimlerinden biri haline gelen Ala, daha sonra Erdoğan tarafından Başbakanlık Müsteşarlığı’na getirildi. 61 ve 62. AKP hükümetlerinde milletvekili olmamasına rağmen İçişleri Bakanı olarak atanan Ala, 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin Erzurum milletvekili adayı olarak seçimlere katıldı. Aynı dönemde HDP’ye yönelik saldırılar da yoğunlaştı. Yasal zorunluluktan dolayı seçim dönemlerinde İçişleri Bakanlığı görevinden ayrılmış olmasına rağmen fiilen bu görevini sürdüren Ala, 7 Haziran seçimleri sürecinde HDP’ye yönelik Erzurum’da yapılan saldırılarda, Erzurum’da “seçim” çalışması yürütüyordu. Ala’nın kentte bulunduğu dönemde HDP’lilerin araçları içinde insanlarla birlikte ateşe verildi.
Nisan 2015 tarihinde Ermenilere karşı “tehcir yapıldığını” kabul eden Ala, henüz Başbakanlık Müsteşarı iken, 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonları sırasında da Bakanları bay-pas ederek, cemaate yönelik operasyonu yürüttü.
Aynı zamanda Çözüm Süreci Koordinasyonu’nda yer almasına rağmen Nisan 2015 tarihinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile İmralı Heyeti’nin görüşmelerinin askıya alınması ve Giyadîn’de (Diyadin) çatışma yaşanması olayında da Ala’nın parmağının olduğu ortaya çıktı. Giyadîn’de 11 Nisan 2015 tarihinde yaşanan çatışmada askerlerin ölüme gönderildiği ve bunun da Ala tarafından verilen talimatla gerçekleştiği öğrenildi. Ortaya çıkan ses kayıtlarında Efkan Ala, daha önce kendi sekreterliğini yapan Ağrı Valisi Musa Işın’a olay bölgesine “öldürülecek” düzeyde asker gönderilmelerini ve bunların Türkiye’nin her bölgesinden seçilmesini emrettiği, Vali’nin de askerlerin bu konuda direnç gösterdiği yönündeki sözleri yansımıştı. Bugün yaşanan katliamların planlandığı “Çöktürme Planı” ve legalleştirilmiş hali olan “Master Eylem Planı” yine Ala’nın İçişleri Bakanlığı yaptığı dönemde gerçekleşti. Ala, şimdi İçişleri Bakanı olarak hem o planın gereğini yapıyor hemde “Nusaybin, Yüksekova ve Şırnak’ta operasyonlar yapılacak” diyerek yeni katliamların işaretini veriyor.
Gündem