Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Uyumsuz yurttaşlık ve Avrupa ile gerilim

Uyumsuz yurttaşlık ve Avrupa ile gerilim

13 Mart 2017, 17:16

İşsizlerine iş, zulümünden kaçırttığı mültecilerine kucak açmaya çalışan Avrupa’yı hiç bir ülke Türkiye kadar yormadı. Etiğinden döktüklerine bir şekilde ev sahipliği yapan Avrupa hukukunu hiç bir ülke Türk devleti kadar zorlamadı. Hasan BİLDİRİCİ

Avrupa yaşamını hiç bir yönetim Türk yönetimi kadar aşağılamadı. Yine hiç bir devlet, Avrupa hukuku ve adaletiyle Türkiye kadar oynamadı. Buna rağmen Avrupa hiç bir ülkeyi Türkiye gibi alttan almadı.

Varılan nokta bir hiç.

2000 yıllarında bir haftalığına Tunus’a gitmiştim. Sturtgarttan havalanan Alman uçağıda dini bütün bir Türk aile vardı. Tunus’ta indik. Uçaktan iner inmez ilahi bir eğrilikle yürüyen Türk adam Almanya’daki yakınlarını aradı ve sağ salim uçağın indiğini bildirmek istedi:

“Kızım mubarek topraklara indik. Gevur elinden bir haftalığına uzaklaşmak iyi gecelecek.”

Elindeki telefon batı malı, bindiği uçak Alman malı, cebindeki para Alman parası... Ama uyumsuz. Sanki onu Almanya’ya çalışmaya zorla göndermişler.

Dönüşte Türk aile ile yine aynı uçaktaydık. Yakın oturduğumuz için karı koca konuşmalarını istemesem de duyuyordum. İkisi de sıcak havadan ve yedikleri gıdalara uyumsuzluktan hastalanmış:

“Ne Şam’ın şekeri ne Arabın yüzü,” diyordu kadın. “Bir daha tövbe diyordu,” koca.

Dünyaya sığmayan ve dünyanın hiç bir parçasına uyum sağlayamayan tipik bir Türk ailesi.

1500 yıl öncenin dinsel değerleriyle kulaktan dolma tanışmış, yüzyıl önce dağıldığı halde hala yine kulaktan dolma Osmanlı düşüyle yaşayan ve her biri kendini hala padişah ve prenses zanneden; dünyadaki hiç bir buluşta imzası olmadığı halde “çelik bilek” ve “demir yumruk” hikayeleriyle uyuşmuş bir toplum.

Nereye ve nasıl sığdıracaksınız?

Bu yurttaşlık haliyle Türkiye’nin bu dünyada bir geleceğinin olmadığını söylediğimizde; hayatı kaba kuvvet ve böbürlenmeden ibaret  sanan eksik yurttaşlık bilinci, yanlış itirazını yöneltiyor hemen:

“Türkiye bölgesinde eskisinden daha etkin. Bu konuda yanlış düşünüyorsunuz.”

O zaman karşı bir soru yöneltmek zorundasınız:

“Hangi hukuk, adalet anlayışı ve yüksek yurttaşlık bilinciyle daha etkin, söyler misiniz.”

O zaman tık yok.

Çünkü ortada insanlara huzur, güven ve adalet taşıyan bir hukuk ve anlayış yok.

AKP iktidarı ile Avrupa arasındaki son gerilimin neyi şaşırtıcı ki? Tepeden tırnağa suça, yolsuzluğa ve kötü yönetime bulaşmış bütün Siyasal İslam yönetimlerinin son hali bu.

Edepsiz, şarlatan ve takkıyeci.

Bazı arkadaşlar dün soru yöneltmişler bana. “Deniyor ki, Avrupa tekrar AKP’nin kazanmasını istediği için gerilim taktiği güdüyor.”

Biz Avrupa hayranı değiliz; ancak hukuk ve adaleti Avrupa’da tanıdık. Geçmişte ağır savaş, açlık ve siyasal gerilim sorunları yaşayan Avrupa bundan güçlü bir hukukla kurtulabildi. Bu hukuk sadece Avrupa’nın malı değil, insanlığın ortak mirası. Bu nedenle Avrupa hukuku üstündür diyoruz. Hukuku ve adaleti üstün olanın ekonomisi ve parası da yüksek değere sahip oluyor.

Kafamızdaki yamuk ve karmaşık adalet ve hukuk ölçüsüyle Avrupa’ya yaklaşırsak, AKP yönetiminin vardığı sonuca ulaşırız.

İşsizlerini ve muhaliflerini sürdükleri Avrupa’da, iktidarda olan partileri lehine Türk diplomasi kimliğiyle siyasi çalışma yürütmelerine Avrupa elbette izin yüz buruşturur. Üstelik Türk yöneticilerinin gelip ırkçı ve dinci faaliyet yürüttüğü Türk toplumu aynı zamanda Avrupa vatandaşı... Peki Avrupa, IŞİD’in yasallaşmış diplomat halini kendi ülkesinde neden kabul etsin?

Nisan ayındaki referandum için gerilimi Erdoğan ve yönetimi Avrupa ile kasıtlı yarattı. Suriye’de çuvallayan, Rus silahının ateşinden kafasını son anda kurtaran radikal Türk İslam yönetimi bu gerilimle Avrupa’ya kafa tutan bir yönetim görünümüne sahip olarak Nisan referandumuna girmek istiyor. Türk yurttaşlığının Hıristiyan ve Batı nefretini kullanıyor. Yolun sonu göründü, Türkiye’yi Siyasal islam’ın yönetemeyeceği anlaşıldı, bu defolarını kapatmak için yıllık değil, artık aylık gerilimlere ihtiyaçları var.

Avrupa-Türk geriliminden Avrupa’nın edeceği bir zarar yok. Aksine sokaktaki Avrupa vatandaşı da dünyanın başına bela olmuş AKP yönetimini ve onun uyumsuz yurttaşlığını dünya için bir çıban başı olarak görüyor. Türkiye’de yandaşları dışında olanların hayatını felç eden AKP yönetimi, Avrupa’daki Türk yurttaşlığın da hayatını felç ediyor.

Cebinde Alman, İsveç, Avusturya, Fransa, Hollanda pasportları taşayan Türk kökenli Avrupa vatandaşlarının AKP’yi desteklemek için Türk bayraklarıyla elçilikler önüne gidip gösteri yapmasının haklı bir mazereti yok. Hollanda Türkiye geriliminde, cebindeki Hollanda vatandaşı kimliğiyle Hollanda polsine saldıran Türkün Avrupa’da bir geleceği bulunmuyor. Böyle insanlar, ırkçı ve erkenci hislerle çocuklarının geleceğini de tehlikeye atıyorlar.

Avrupa ile olan gerilimde çuvallayacak olan yine AKP yönetimidir. Avrupa ne yaptığını biliyor, nasıl davranması gerektiğini de biliyor.

Ülkeler arası ilişkinin oraya varması kötü, ancak Avrupa’ya Türk tehdidi sökmez.

Hollanda başbakanı demişti ya, “Türkler bizi tehdit etmeseydi dışişleri bakanının inişine izin verecektik.”

Bu sabah İstanbul Beyoğlu’ndaki Hollanda baş kosolosluğuna tekbirle Türk bayrağı astılar. Konsolosluk Hollanda devletinin toprağı sayılır ve orada sadece Hollanda bayrağı dalgalanır. Bu olay, Rus elçisi Karlov’un öldürülmesi kadar büyük bir skandaldır. Ve Türk yönetimi altında hayat işte tam da böyledir.

(Rojevakurdistan)

Bu haber 654 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..