Lütfen bekleyin.. Lütfen bekleyin..
AKP hükümetinin Kürt halkı üzerinde yürüttüğü soykırım operasyonları ile birlikte gözaltı ve tutuklama furyaları devam ederken, cezaevleri ise dolup taştı. Son süreçle birlikte siyasi tutsak sayısı 9 bine yükselirken, gazetecisinden akademisyenine, sanatçısından sağlıkçısına, yaşlısından çocuğuna kadar toplumun her kesimini cezaevinde görmek mümkün. Siyasi soykırım saldırıları sonucu cezaevine girenlerin hikayeleri oldukça ilginç. Bunlardan biri de, Koma Sorxwîn'in genç üyesi Nudem Durak'ın hikayesi.
Kendini müziğe adayan ve Kürt halkının yaşadığı acıları, zulümleri ezgilerinde dile getiren Durak, sadece sahnelerde seslendirdiği Kürtçe ezgilerden dolayı tutuklanarak cezaevine konuldu. Yaklaşık 1 yıldır cezaevinde bulunan Durak, aynı suçlamadan iki ayrı dosyadan daha yargılanıp toplamda 19 yıl ceza aldı.
Hayallerini gerçekleştirdi
Dengbêj bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Durak, Şirnex'in (Şırnak) Dêrgûl (Kumçatı) beldesinde büyür. Ailede hemen hemen herkes kendini Kürt müziğine adarken, Durak'ın da küçük yaşlarda müziğe olan ilgisi başlar ve zamanla bir tutkuya dönüşür. Daha çocuk yaşlarında sanat alanındaki ilk pratiği ise helva kutusuna bir tahta bağlayıp ardından da tel takarak yaptığı saz olur. Yaptığı bu sazla köydeki arkadaşlarını da toplayarak hep birlikte her zaman gittikleri bir inşaat alanında plastik bir mikrofona kablo bağlayarak burada konser de verir. Çocukluğu hep bir gün gerçek sahnede olacağı hayaliyle geçen Durak, Amed'te (Diyarbakır) verilen bir konserde babasıyla birlikte sahneye çıkarak hayalini gerçekleştirir.
Gitarını annesinin yüzüğüyle alır
Durak, 2009 yılında ise Mem û Zîn Kültür Merkezi'de (MKM) çalışmaya başlar. Yine en büyük hayali bir enstrümana sahip olmak olan Durak'ın ailesinin maddi durumu iyi olmamasından kaynaklı annesinin kendisine verdiği yüzüğü satar ve bir gitar alır. Böylelikle tutkuyla bağlı olduğu hayalini gerçekleştiren ve müzik alanında kendini geliştiren Durak, zamanla grup kurmaya başlar.
Sanat hayalleri tutsak oldu
İlk etapta kurduğu grubun dağılmasının ardından Koma Sorxwîn adıyla grup kuran Durak, bu grup adıyla Newroz, 8 Mart ve benzeri etkinliklerde sahnelere çıkarak konserler verir. Sahne alan Durak'a yönelik baskı ve tehditler de gecikmez. Kürtçe şarkı söylediği ve sahnede yaptığı konuşmalardan dolayı hakkında defalarca soruşturma açılan Durak, 4 defa gözaltına alınır. 2 defa da tutuklanan Durak, her iki tutuklamada toplamda 1 buçuk yıl cezaevinde kalır. Ardından tahliye olan Durak'ın yargılamaları ise devam eder. "Örgüt üyeliği"nden açılan her iki dosyanın da Yargıtay'da onanmasının ardından tekrar tutuklanan Durak'a biri 10 yıl, diğeri ise 9 yıl olmak üzere toplamda 19 yıl ceza verilmesiyle, Durak'ın hayalleri kısa sürer.
Kürtçe şarkı söylemenin bedeli 19 yıl oldu
Şimdi sahnelerde olmasa da duvarlar ardında çaldığı sazla ezgilerini seslendiren Durak, müziğe olan tutkusunun hiçbir zaman bitmeyeceğini söylüyor. "Bu duvarlar ardında ne kadar sınırlı da olsam çalışmamı her zaman yürüteceğim" diyen Durak, şöyle devam ediyor: "Bir sanatçının olması gereken yer cezaevi değildir. Sadece Kürtçe şarkı söylediğim için tutuklandım. Hukuksuz bir şekilde yargılandım. Kürtçe şarkı söylememin bedeli 19 yıl oldu. Akademisyenlerin, gazetecilerin, sanatçıların tutuklandığı bir ülkede yaşıyoruz. Ben başka bir ülkede böyle bir şeyin yaşandığına veya yaşanabileceğime ihtimal vermiyorum. Düşünün ki şarkı söylemek, barış için imza atmak bile 'suç' haline gelmiş durumda. Ben tüm stranlarımı barış üzerine söyledim ve öyle yapmaya devam edeceğim. Bu halkın artık gerçekten barışa, huzura ihtiyacı var."
'Barış stranlarını seslendirmeye devam edeceğim'
İyi ve güzel olan şeylerin ve yine toplumsallığı var eden şeylerin yok edilmek istendiğini ifade eden Durak, "Tüm bunlar karşısında ben asla müzik yapmaktan vazgeçmeyeceğim. Her insanın bir hayali vardır. Ben hayalimin peşinden gittim. Tam hayalime kavuştuğum anda tutuklandım. Hukuksuz bir şekilde yargılandım ve ceza aldım. Gitarımı bile cezaevine almadılar. Ama ne olursa olsun çalışmama burada da devam ediyorum. Besteler yazıyorum, bu besteleri ileride seslendirmeyi düşünüyorum. Ne olursa olsun ve nerede olursa olsun müzikten, sanattan ve üretimden uzak tutmak isteyenlere karşı üretmeye ve barış stranlarını seslendirmeye devam edeceğim" diyor.
Diha
