Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / ''Türkiye, Rojava işgalinde ‘’Beyaz fosfor’’ içeren silah kullandı''

''Türkiye, Rojava işgalinde ‘’Beyaz fosfor’’ içeren silah kullandı''

23 Ekim 2019, 10:28

Türk devletinin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlattığı işgal operasyonunda ‘’Beyaz fosfor’’ içeren silah kullandığı dünya basının gündeminde. Amerikan Newsweek Dergisi Türk ordusunun kimyasal silah kullanıldığını gösteren fotoğraflara ulaştı.

Türk devletinin işgal saldırısı sırasında Serêkaniyê’de kimyasal silah kullandığına ilişkin yeni kanıtlar ortaya çıktı.

Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 Ekim’de başlattığı işgal operasyonunda ‘’Beyaz fosfor’’ içeren silah kullandığı dünya basının gündeminde. İngiliz The Times gazetesi ardından Amerikan Newsweek Dergisi de kimyasal silahların kullanıldığını gösteren fotoğraflara ulaştı.

Tom O’Connor imzalı haberde, ‘’Türkiye yasaklanmış silahlar kullanmakla suçlanıyor. Bu 10 fotoğraf kanıt olabilir’’ dedi.

Newsweek: Kantılara ulaştık

Newsweek Dergisi’nin haberi şöyle:

‘’Öldürücü kimyasal silahlar ve geceyi aydınlatması amaçlanan ama insan derisini yakma konusunda da trajik biçimde etkili olan yangın çıkaran harp malzemeleri gibi yasaklanmış maddelerin kullanımına dair haberler, Suriye’nin ölümcül, çok taraflı savaşının en gaddar yönleri arasında oldu.

Türkiye şu anda beyaz fosfor kullanmakla suçlanıyor ve Newsweek bunun kanıtı olabilecek fotoğraflara ulaştı.

Beyaz fosfor teknik olarak yasak değil çünkü alevle aydınlatma veya duman perdeleri oluşturma amacıyla yaygın şekilde kullanılıyor ama Belirli Konvansiyonel Silahların Kullanımının Yasaklanmasına Dair Cenevre Konvansiyonunun 3. Protokolü, bunların sivillerin ağırlıklı olarak yaşadığı alanlarda kullanımını kısıtlıyor.

Rengi değişmiş, ölü deri

Kuzeydoğu Suriye’deki hastanelere getirilen ve beyaz fosfor yanığı kurbanı olduğu belirtilen hastaları belgelemiş olan Danimarkalı serbest gazeteci Thea Pedersen, Newsweek’e bu hastalarda, onlarca yıllık deneyimi olan doktorların “daha önce hiç görmediklerini” söyledikleri, rengi değişmiş, ölü deri gözlemlediğini bildirdi.

 

Pedersen, bu sayısız doktor arasından birinin, “uzmanların bunu teyit etmesine ihtiyacımız var, bu normal değil,” dediğini ifade etti.

Pedersen’in çektiği fotoğraflar

Pedersen’in çektiği fotoğraflar, korkunç yanıkları ve yaralanmaları belgeliyor.

Sivil olduğunu söyleyen, zar zor konuşabilen ve şarapnel dolu bacaklarını hareket ettiremeyen 23 yaşındaki Malek Saad Maash, götürüldüğü Qamişlo’daki Rahma Hastanesi’nde, “13 Ekim Pazar günü QSD savaşçılarını desteklemek için katılmak üzereyken, Serêkaniyê’de giden sivil konvoy Türk hava saldırısı ile vuruldu” diyor.

  Abu Hossan, tanınmaz hale gelen 23 yaşındaki Malek Saad Maash’ın yanıklarını, “Bu spesifik yanıklardan, bunun şarapnelden veya başka yaralanmalardan kaynaklı normal savaş yaraları olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Bu safi deri yanığı” diye açıklıyor.

 Kollarının ve yüzünün büyük kısmını kaplayan ciddi yanıklar sebebiyle hareket etmekte zorlanan genç bir adam. Haseke’deki Halk Hastanesi’nde, doktorlar sayısız yaralı kabul etti. Bunların arasında, kimyasal madde ihtiva ettiği iddia edilen Türk hava saldırısı ile bağlantılı yanıklar sebebiyle getirilen üç çocuk da var.

 Hava saldırısında genç bir adamın vücudunun üst kısmı ile yüzündeki derinin büyük kısmı yanmış. Haseke’deki ana hastaneye getirilen sayısız hastadan biri ve şiddetli bombardımana maruz kalan Serêkaniyê’de şehrinde savaş alanından başkaları ile birlikte getirilmiş.

 Dört arkadaşını kaybettiği Eyn İsa’daki bir hava saldırısında yaralanan ve iltihaplı yaralara sahip 30 yaşındaki öğretmen Siban Faisal, “Aslında ölmüş olmam gerekiyordu, hayatta olduğum için şanslıyım. Bu tamamen Erdoğan’ın işi” diyor.

 21 yaşındaki YPG savaşçısı Ali Sheik iki gün önce Serêkaniyê’de cephesine düzenlenen bir hava saldırısında vurulmuş. Derazor’da DAİŞ’le mücadele eden Kürt güçleri ile birlikte savaşan profesyonel bir savaşçı olan Ali’nin bir kolu kesildi ve vücudunda birden fazla yanık var. Ama en kısa zamanda tekrar silah başı yapacağını ve Türklere karşı savaşacağını söylüyor.

 Qamişlo’daki Rahma Hastanesi’nden 51 yaşındaki doktor Abu Hossan, ciddi şekilde yanmış 19 yaşındaki Ahmar Ahmed koridorda zorlukla ayakta dururken, “Tahminim, bu saldırıda garip bir tür madde kullanıldığı yönünde ama burada sadece iki yanık doktorumuz var ve tam olarak ne olduğunu söyleyebilmek için uzmanlara ihtiyacımız var” diyor.

 Serêkaniyê’den bir sivil olan 19 yaşındaki Ahmar Ahmed, Kürt yetkililer ile sayısız doktorun, birbirinden bağımsız şekilde, Türk işgali sırasında kullanılan bir tür kimyasal maddeden kaynaklı olduğundan şüphelendiği akut yanıklarla yaralanmış.

 19 yaşındaki QSD’li savaşçı, Haseke’deki hastane yatağında fısıldayarak “Her yer alev aldı. Hiç şarapnel yoktu. Sadece alev” diyor. Saçlarını da tutuşturmuş ve doktorlara göre hastaneye ulaştırıldığında bedenini simsiyah yapmış olan yangın sebebiyle kritik şekilde yanmış ve konuşmakta ve hareket etmekte zorlanıyor.

    Salgın hastalık uzmanı olan ve 40 yıldan fazla deneyime sahip 65 yaşındaki İranlı-İsveçli Dr. Abas Mansura, hastalarının yaraları gibisini “daha önce hiç görmemiş.”

    19 yaşındaki Hüseyin. Kendisi Haseke’deki hastaneye neredeyse derisi soyulmuş vaziyette getirilmiş: “Derileri simsiyah olmuş, sanki bir madde derilerini yakmış veya bedenlerine yanmış plastik dökülmüş gibi.”

Beyaz fosfor ve napalm kullandı

Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırılarında birçok savaş suçu işlediğine dikkat çeken TEV-DEM Yürütme Kurulu Üyesi Foza Yusif, ”Beyaz fosfor ve napalm kullanılmış, buna yönelik dosyalar hazırlandı ve komisyonlar kuruldu” dedi.

Türk devletinin Rojava’ya yönelik işgal saldırısına ilişkin konuşan Yusif, ateşkes kararının hem yönetim hem de QSD tarafından savaşı ve soykırımı durdurma adımı olarak ele alındığını söyledi. Demokratik Özerk Yönetimin sorunları her zaman diyalog yolu ile halletmeyi tercih ettiğini kaydeden Yusif şöyle dedi: ”Ama Türk devleti, her zaman savaşı tercih eden taraf oldu. Hem Til Abyad’da hem Serêkaniyê’de çok sayıda sivili katletti ve savaş suçları işledi. Bunun durdurması için böyle bir adım atıldı. Türk tarafının buna bağlı kalacağına ilişkin inanç olmadığı halde, bu adıma bağlı kılınarak ne istendiyse yerine getirildi. Her ne kadar QSD ve Özerk yönetim gerekenleri yerine getirdiyse de Türk devleti ve ona bağlı çeteler daha bir iki saat geçmeden saldırıya başladılar ve saldırılar hala durdurulmuş değil.

Türk devleti ateşkes adı altında sivillere karşı saldırıları kamufle etmek istedi. Hem ABD’nin hem de dünya halklarının kamuoyunun Trump’a karşı yarattığı baskıyı da bu şekilde hafifletmek ve boşa çıkarmak istedi. Erdoğan ve Türkiye’ye karşı çok ciddi tepkiler vardı. Uluslararası anlamda bir karara da varılıyordu ama var olan tepkileri dindirmeye yönelik bir yaklaşım gösterildi. Şu ana kadar da savaş durdurulmuş değil” diye konuştu.

Trump’un açıklamaları zemin sunuyor

Yusif, savaştan dolayı halkın göç etmek zorunda kaldığını belirtti ve ekledi: ”Göç eden halk diğer alanlara yerleştirildi. Yüz binlere varan bir sayı olduğu için hem Til Abyad hem de Serêkaniyê’den gelen halk için kamplar oluşturuluyor. Kış mevsimi olmasından kaynaklı ciddi zorluklar da ortaya çıkıyor.

Trump’un açıklamaları Türkiye’nin etnik temizlik yapmasına da zemin sunuyor. Halkımız uluslararası garantörlük temelinde evlerine, yerlerine geri dönebilmeli. Yoksa etnik temizlik, soykırım olacak. Erdoğan’ın kadınlar ve çocuklara karşı kullandığı silahlar ortada. Bu kadar pervasız bir saldırı varsa bu halk, gidip onların denetiminde yaşayacak değil. Bir insanlık felaketi var. Tartışılan maddeler kapsamında çetelerin o bölgelerden çekilmesi lazım. Yoksa halk evine dönemez. DAİŞ orada başka bir isimle faaliyet yürütüyor. Türk ordusu ve oradaki çeteler DAİŞ gibi örgütleniyor. Şu an Serêkaniyê’de DAİŞ başka bir adla orada bulunuyor. Kürtler başta olmak üzere, onlara karşı tutum belirleyen herkesi düşman ilan etmişler. İnsanların evlerini yakıyorlar. Birçok eve de el koymuşlar, oraya yerleşiyorlar.

QSD çekildikten soykırım yapıldı

Soykırım ve etnik temizlik QSD güçleri oradan çekildikten sonra başlamış. Arabuluculuk yapan güçler gitsinler Serêkaniyê’de olup bitenleri kendi gözleriyle görsünler. İlk günden itibaren bir sürü savaş suçu işlendi. Beyaz fosfor ve napalm kullanılmış, infazlar da var. Bunlara yönelik dosyalar hazırlandı ve komisyonlar kuruldu. Bu komisyonlar gerekli yerlere başvuru yapacaklar. Dava açacaklar ve kesinlikle hukuki mücadelemiz de sürdürülecek. Meşru savunma hakkımızı nasıl yapıyorsak, hukuki savunma da mücadele edilecek” dedi.

 

Kaynak: Özgür Politika

Bu haber 432 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Dersim İnşa Kongresi (DİK) dahil Avrupa'daki 8 sivil toplum kurumları, ..