Sanatçı Zülfü Livaneli, UNESCO'dan istifasını ve devlet güçlerinin Kürdistan'daki saldırılarını ANF'den Ali Barış Kurt'a değerlendirdi. UNESCO ile 20 yıl çalıştığına dikkat çeken Livaneli istifa nedenini şu şekilde anlattı: Türkiye'de insan hakları ihlalleri başını almış giderken, Güneydoğu'da kentlerimiz kasabalarımız tahrip edilirken, tarihi eserler yok edilirken, sivil halk cehennem acıları çekerken bunlara hiç değinmeden İstanbul'da bir 'İnsanlık Zirvesi' düzenlenmesi yanlıştı. Bunun sorumluluğunu taşıyamazdım. Bu yüzden çok sevdiğim bu kurumdan istifa ettim. BM pasaportumu geri verdim.
Darbe dönemi...
Darbe dönemlerine hem yaşı, hem de muhalif temayülü sayesinde hakim olan Livaneli, halihazırda yaşananların, bilindik darbe uygulamalarını aştığını belirtti. Livaneli, "Bu ülkede her dönem haksızlıklara, zulümlere tanık olduk. Askeri cezaevlerinde ve işkencehanelerde insanlıkla bağdaşmayacak muameleler gördük. Özellikle '80 Darbesi'ndeki Diyarbakır Cezaevi zulümleri, insan aklını zorlar nitelikteydi. Ne yazık ki bunlar ve hukuk ihlalleri, biçim değiştirerek devam ediyor. Ama hiç olmazsa onlar demokrasi iddiasında değillerdi!" dedi.
Özyönetim bahane...
Devlet güçlerinin silaha sarılmak için özyönetimleri bahane ettiğini dile getiren Livaneli, "Hukuki sorumluluktan kurtulan güçler, daha da sertleşecek ve daha büyük katliamlar yaşayacağız" şeklinde konuştu.
7 Haziran'da yenilenler silaha sarıldı...
HDP'nin 7 Haziran başarısına yanıt olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Çözüm Süreci'ni bitirdiğini belirten Livaneli, "Çözüm Süreci'nin dünyada ve ülkede kendilerine kredi sağlayacağını düşünenler, 7 Haziran yenilgisinden sonra bir anda strateji değiştirip en koyu milliyetçi tavırla silaha sarıldılar. Bu yöntemle oylarını artırmış olmaları, çok acı bir şey. Barışla oy yitirmek, savaşla oy kazanmak bir toplum için yüz karası." dedi.
Çözüm masası yeniden kurulmalı...
Çözüm Süreci görüşmelerinin tekrar başlaması gerektiğini kaydeden Livaneli, "Şu anda ister Türk, ister Kürt; yüz binlerce aile çocuklarından dolayı korku içinde. Oğlunu askere göndermek zorunda kalan Kürt aile de kaygılanıyor. Bu acılar çekilmemeli, çözüm masası yeniden kurulmalı" ifadelerinde bulundu.
Sanatçıların sesi daha çok çıkmalı...
Son olarak sanatçılara çağrı yapan Livaneli, "Sanat ve kültür, özünde barışçıdır ve bu alanda verilen her çaba bir barış eylemidir. Hayatım boyunca, sanat yoluyla ezilenlerin, haksızlığa uğrayanların, zulüm görenlerin yanında olmaya çalıştım. Bunu çok önemsiyorum ve barıştan yana sanatçıların sesinin daha çok çıkmasını arzuluyorum."