Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Pir Hüseyin’in vasiyeti

Pir Hüseyin’in vasiyeti

14 Mayıs 2016, 08:03

Sanatçı Baran canından çok sevdiği Dersim’i terk edip Avrupa’ya giderken, hayatını değiştirecek olan Piriyle vedalaşmış.

Uzunca bir sohbetten sonra ayrılık anında Pir Hüseyin’in ona söylediği son sözleri anlatıyor: “Gidiyorsun ama unutma sorman gereken bir hesabın var, sen Dersimin dervişlerinden itikadını almışsın, musahibliğini, rayberliğini kazanmak için toprağına geri gelmen gerekiyor. Bu zulmü ortadan kaldırmak için kutsal dağlarına geri gelmen gerekiyor!”

Baran Avrupa’ya ısınamamış, hasretini şarkılara yakmış; neredeyse her şarkısında “Zalım zulüm kerdo…” diye isyan ederken sahnelere çıkmaya başlamış. Köln, Stuttgart, Hamburg, Bremen ve Frankfurt konserlerinde Dersim Klamlarını dillendirmiş. “Ne yapsam içimdeki acı ve hüzün dinmiyordu. Pir’in sözü kulaklarımdaydı. Toprağımdan uzaktaydım ve her karışı gözümde tütüyordu.”

Hiçbir yere ait olmamakla övünen liberal köksüzlüğün sahte özgürlük anlayışına karşı Dersim bir hakikat sembolüdür. Nereye gidersen git, nasıl yaşarsan yaşa Dersim’den esen rüzgâr seni geri çağırır; bir gün küçücük bir işaret bile öze dönüş yürüyüşünü başlatır.

“Dersim’den uzak kalmanın nasıl bir acı olduğunu en çok sürgün hayatı yaşayanlar bilir” diyor. Sağ elinin üstündeki dövme dikkatimi çekiyor: “SÜRGÜN!”

Sana Pir’in vasiyetini hatırlatan, seni yeniden ülkeye çeken neydi dediğimde, “Hakikat savaşçılarının korkusuz direnişi” diye cevaplıyor genç Baran.

Adeta yeniden doğmuş gibi hissediyor kendisini: “Ülkeye geldim ve gördüm ki hakikat savaşçıları Pir’in vasiyetini yerine getiriyor…”

 

Dersim’de soykırım üzerine konferans yapmak

Şarkılar susunca, anılar ve diller unutulunca, soykırımı hatırlayan ve direnen kimse kalmayınca soykırım amacına ulaşır.

Munzur’un ap-ak suları gibi temiz yüreği ve insana olan sonsuz inancıyla zalime baş eğmeyen Seyit Rıza tüm heybetiyle, soykırım’ın hesabını soran torunlarının yanı başında oturuyor.

Dersim’de soykırım konferansının yapılıp yapılmaması bir yana bunun karar altına alınması bile tek başına hesap sorma anlamına geliyor. Soykırım mutlak sessizlik isterken, soykırım bir daha Dersim adının anılmamasını isterken, Soykırım kendimizi inkâr etmemizi isterken şimdi Dersim’de tüm yitikler canlanmış, tüm değerlerimiz direnişe geçmiş ve soykırımdan hesap soruyor. Hem de sadece geçmişte yaşanan soykırımlardan değil günümüzde devam eden vahşetten hesap soruluyor.

Zaten Dersim soykırımının hesabını sormak bugünkü soykırıma başkaldırmaktan geçiyor. Dersim konferansının böyle bir anlamı vardır. Dersim’in intikamı öz güven, öz irade, öz kültür, öz yönetim direnişiyle gerçekleşiyor. 

Barışı ve demokrasiyi inşa etmek bir başka intikam yolu oluyor? Güdüsel-ilkel öç duygularıyla değil insanlığın en yüce erdemleriyle yaşamak dışında bir yaşamı kabul etmeyen Dersim’in intikamı günümüzde MHP yol göstericiliğiyle yürüyen AKP-DAİŞ vahşetine ve onların en büyük destekçisi olan CHP içindeki gericiliğe karşı birleşik mücadele cephesini oluşturmaktan geçiyor. 

Çünkü barış, kardeşlik, birlikte yaşam ancak soykırım rejimini alaşağı edince mümkün olur.

Şimdi soykırım rejimini alaşağı etme zamanıdır. İşte şimdi bunun için Kürdistan’ın dört parçasında ve dünyanın dört bir köşesine yayılmış tüm Kürdistanlıların yüreğindeki özgürlük ateşi soykırım kıskacını parçalamak için gürleşiyor.

Baran’lar Pirlerinin vasiyetine sahip çıkıyor.

Dersim direniyor, Kürdistan direniyor…

 

Hepimiz Soykırımın Tanıklarıyız

Soykırımın, inancı, umudu ve her türlü insani değeri yok ettiği ve bu nedenle felsefik anlamda geride hiç tanık bırakmayan bir rejim olduğu söylenir.

Soykırımı yaşayanlar, tüm dünyada insanlığın bittiğini sanacak kadar derin bir umutsuzluğa sürüklenmek istenirler. Soykırıma tanıklık etmek bir yana kendi kendilerinin varlığına bile tanık olamayacak duruma gelirler. Kendi varlığından şüpheye düşmenin nasıl bir trajedi olduğunu Kürtlerden daha iyi kim bilebilir?

O şüphe soykırımın en büyük, en utanılası eseriydi.

Kürtler artık var mıyız-yok muyuz tartışmasını yapmıyor. Bu tartışmalara sebep olan soykırımdan hesap soruyor.

Soykırımı görmek istemeyenler de vardır. Onlar soykırımın çöplüğünde beslenenlerdir. Onlara hiçbir zaman huzur yoktur. 

İnsanı insan yapan toplumsallığıdır. Toplumuyla özgürce yaşamayanların insanlığı araf işkencesindedir. Yaşadıklarını sanırlar ama nasıl öldüklerini bile bilmezler.

Soykırımdan önce yanılgılar insanı öldürür. “Abartma ve yalan öldürür!”

Dersim hakikat kapısıdır. Bu kapıdan geçmek isteyenler yalanlarından, maskelerinden, abartılarından ve tüm maddi ağırlıklarından arınmalıdır. 

Bir Alevi annenin oğluna verdiği kutsal nasihatin kaynağıdır Dersim: “Zalime boyun eğersen sütümü helal etmem!”

Dersim küllerinden yeniden dirilen ve yenilmeyen özgür ruhumuzdur.

Dersim hepimizin ortak acısı ve öfkesi olduğu kadar kutsal sevdamız ve geleceğimizdir. 

 

Dersim hesap soruyor. Seyit Rıza’nın torunları hesap soruyor. Baran hesap soruyor…

Hep beraber her yerde hesap soralım!

 

 

Nurettin Demirtaş


73

YENİ ÖZGÜR POLİTİKA

Bu haber 698 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..