Halkların Demokratik Partisi (HDP) Basın Bürosu, “4 Kasım 2016 Siyasi Darbesi” sonucu tutuklanan HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş, milletvekilleri Çağlar Demirel, İdris Baluken, Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel ve Abdullah Zeydan’ın cezaevinde 4 Kasım'ın yıl dönümüne ilişkin kaleme aldıkları mesajları paylaştı.
Tutuklu eski eş genel başkanları ve milletvekillerinin kaleme aldığı mesajlar şöyle:
YÜKSEKDAĞ: DAYANIŞMAYI GÜÇLENDİRME GÜNÜ
Figen Yüksekdağ: “Değerli halkımız; halkların, kadınların, insanlığın umudu ve direncini temsil eden partimize yönelik saldırılar her gün daha kirli ve hoyrat bir hal kazanarak sürüyor. Ama elbette bizim hakikatimiz ne olursa olsun umudun ve direncin yolundan ayrılmamaktır. Bundan 4 yıl önce 4 Kasım günü bizleri yenebileceğini, yok edebileceğini sananlar yanıldılar, başaramadılar, yine başaramayacaklar. Gün HDP’ye ve tarihsel haklılığımıza dört elle sarılma ve birliğimizi, dayanışmamızı güçlendirme günüdür.”
DEMİRTAŞ: DEMİR LEBLEBİYİZ
Selahattin Demirtaş: “4 Kasım 2016 gecesi evlerimizde baskın yapılarak bizi kaçırıp, hapse attırıp, rehin alanlar bugün tükenme noktasına geldiler. Tam bir çözülüş ve dağılış sürecindeler. HDP’yi yıkma hayalleri kabusa dönüştü. Ne demiştik; ‘biz demir leblebiyiz, bizi çiğnedikçe dişleriniz dökülecek’ ve o gün bu gündür. Bunun için direniyoruz, başarıyoruz, kazanıyoruz.”
ZEYDAN: HDP DİMDİK AYAKTA
Abdullah Zeydan: “Uzun yıllardır HDP’ye yönelik saldırılar halkımızın fedakarca duruşu sayesinde boşa çıkarılmaktadır. Tüm bu amansız baskılara rağmen HDP dimdik ayakta durabilmiştir. Başta Kürt halkı olmak üzere tüm halkların onurlu ve özgür yaşama kavuşması için halkımızla ve tüm arkadaşlarımızla mücadelemizi her zamankinden daha yüksek bir gururla sürdürmeye devam edeceğiz ve tüm halklara onurlu özgür yaşamı mutlaka armağan edeceğiz.”
DEMİREL: SİYASİ DARBE DEVAM EDİYOR
Çağlar Demirel: “4 yıl oldu! Türkiye’de ne değişti? Baskı, asimilasyon, tutuklamalar gittikçe arttı. Aslında 4 Kasım’ın siyasi bir darbe olduğunu o zaman söylemiştik. Bu siyasi darbe devam ediyor. Özelde kadınlara, Kürtlere ve demokrasi güçlerine yönelik bir tasfiye süreciyle sorunların çözüme kavuşmadığını bir kez daha gördük. Açıktır ki çözüm, demokratik siyasetle, halkların, kimliklerin, düşüncelerin özgürce ifade edilmesiyle sağlanır. Bu iktidarın artık ülkeyi yönetemediği ortadadır. Pandemi süreciyle Türkiye halkları bunu daha net görmüştür. İktidar, kovidi bahane ederek ömrünü uzatmaya çalışıyor. Bu çaba dahi AKP-MHP iktidarını kurtaramayacaktır.
Halklar gittikçe yoksullaştı. İç ve dış siyasette düşmanlaştırıcı politikalar arttı. Biz 4 Kasım öncesi bunları söylediğimiz için HDP olarak siyasi darbeye maruz kaldık. Bizlere yapılan bu siyasi darbeyi tüm Türkiye halkları gördü ve yaşıyor. Tutuklamalar ve rehin almalarla sorun çözülemeyecektir. Ancak ve ancak halkların demokratik iradesini tanımak ve çözüm süreciyle bu sorunun çözümü mümkündür. Bizi bu günlere getiren mücadele ve direniş ruhu devam edecektir. Haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı sözümüzü söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Özelde kadınlara ve tüm halklara selam, sevgi ve saygılarımla.”
KIŞANAK: FAŞİZME BOYUN EĞMEDİK
Gültan Kışanak: “4 Kasım operasyonu, özellikle Kürt Halkının demokratik yollarla siyasete katılmasının önünü tamamen kapatmaya yönelik gerçekleşmiştir. Kürtler yaşadıkları bütün haksızlıklara ve hukuksuzluğa rağmen demokratik siyasette ısrar etmek için yoğun bir çaba gösteriyorlar. Fakat son 4 yılda kesintisiz bir şekilde hem yerel hem de genel siyasete katılmalar faşist uygulamalarla engelleniyor. Bu durum açıktır ki sadece Kürt halkının sorunu değil Türkiye’de yaşayan ve demokratik bir yönetim arzulayan herkesin sorunudur. Demokratik siyasete inandığını söyleyen tüm siyasi partilerin bu konuda net bir tutum alması ve güçlü bir mücadele hattı kurması gerekir. Bizler siyasi rehin olarak tutuluyoruz. Ama şunu bir kez daha net olarak ifade etmek isterim ki faşizme boyun eğmedik, eğmeyeceğiz!”
BALUKEN: MÜCADELE SÖZÜNÜ VERİYORUZ
İdris Baluken: “Halkımızın iradesine yönelik yapılan 4 Kasım darbesinin 4. yılını geride bırakmaktayız. Bu süre içerisinde barış, demokrasi, özgürlük ve adalet mücadelemizden tek bir geri adım atmamanın onurunu yaşıyoruz. Bu anlamda halklarımızın gösterdiği kararlı duruş ve sağlam irade en büyük dayanağımız, moral ve güç kaynağımız olmuştur. Bu iradenin ve inancın bizleri aydınlık ve özgür yarınlara yakınlaştırdığına yürekten inanıyoruz. 4 Kasım halk iradesine yapılan darbe bugün ülkenin içinden geçtiği siyasi, toplumsal, hukuksal ve ekonomik çöküşün yolunu döşeyen mihenk taşlarından biridir. Bu anlamda halklarımızı ve ülkemizi çöküşten kurtaracak çözüm, halk iradesine yapılan darbe anlayışının içerdiği bütün hukuksuzlukların alt edilmesinden geçmektedir. Sarsılmaz inancımızla, bütün halklarımıza ve yoldaşlarımıza kararlı mücadelemizin sözünü veriyor; bu onurlu yolda herkese başarılar diliyoruz. Aydınlık yarınlarda buluşacağımıza olan inancımla.”
TUNCEL: DAHA GÜÇLÜ HALE GELDİK
Sebahat Tuncel: “HDP'ye yönelik siyasi soykırım operasyonları üzerinden dört yıl geçti bu süreç içerisinde Türkiye siyasi, ekonomik kriz derinleşti. Hukuk mekanizması AKP-MHP faşist iktidarının iktidarının bastırma aracına dönüştü. Barolar yasasından, sosyal medya yasasına işçilerin emekçilerin hak gasplarına, özgürlük mücadelesi veren kadınların İstanbul sözleşmesine yönelik saldırılar arttı. Kürt halk iradesine karşı uygulanan kayyım siyaseti iktidar için temel bir politika haline geldi. Doğa talan edilmeye, toplum nefessiz bırakılarak baskı altına alınmaya devam edildi. Ama tüm bu baskı zor ve zulüm politikaları devlet şiddeti bizi mücadeleden alıkoymak bir yana bizi daha güçlü, iradeli, dirençli hale getirdi.
HDP halkların, inançların, kadınların umudunu diri tutan başka bir yaşamın mümkün olduğuna inanan herkesin öncü partisidir. Baskılar, saldırılar, gözaltılar, tutuklamalar HDP’nin haklı mücadelesinden ve faşist iktidara karşı tek alternatif olmasından kaynaklanıyor. HDP radikal demokrasi çizgisini esas alarak demokratik, eşit, özgür, ekolojik bir yaşamı kurmak için yaşamın her alanında örgütleniyor ve direniyor. Bu mücadelemiz mutlaka başarıya ulaşacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Şimdi özgürlük zamanı ve özgürlüğü örgütleyerek geleceği kurmak her zamankinden daha önemlidir. 4 Kasım siyasi darbesini yapanlar kaybetmeye mahkumdur. Onlar yolun sonuna geldiler. Bizler ise daha yolun başındayız. Bu daha başlangıç mücadeleye devam. İçeride, dışarıda, tarlada, fabrikada, sokakta direneceğiz, örgütleneceğiz ve kazanacağız.”