DERSİM (DİHA)- Dersim Tertelesi'ne ilişkin yapılan ilk kazıda çıkartılan 11 kişiye ait kemikler tek tabutta 78 yıl sonra torunlarının gözyaşları ve ağıtlarıyla toprağa verildi. Törende aileler adına konuşan Suat Baran, "Bu kemikler Dersim Katliamı'nın bir parçasıdır" derken, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Kürdistan topraklarının her tarafında kemiklerin fışkırdığını hatırlattı.
Dersim'de 1937-38 yılında gerçekleştirilen Tertele'nin (Soykırım) anması Xozat (Hozat) ilçesine bağlı Sera Suke Mezrası'nda 14 Ağustos 1938 yılında katledilen Baran ve Canan ailelerine ait kemikler 78 yıl aradan sonra toprağa verildi. 14-15 Nisan 2015'te gerçekleştirilen ilk kazıda çıkartılan ve sonuçları DNA testiyle kesinleşen 11 cenazeye ait kemikler, torunlarına kargo ile teslim edildi. Katledilenlerin kemikleri tek tabutta toplanarak, üzerlerine kızıl bir bez ve Dersim puşisi örtüldü. Dersim halkı, beyaz çiçekler ve çelenklerle tabutun başında yas tuttu. Tören boyunca yaşlı kadın ve erkekler ağıtla yakarak ölülerine gözyaşı döktü. Canan ve Baran ailelerinin defnedildiği mezarlık Seyit Turabi Baran'ın fotoğrafı ve çelenklerle süslendi, çılalar yakıldı.
Yapılan törende aileler tarafından oluşturulan Sera Suke İnisiyatifi adına konuşan Suat Baran, yaşanan katliamlarda büyüklerinin ardından kaldıklarını, onlardan geriye dilleri ve kültürleri kendilerini miras kaldığını ifade etti.
Üç yıldır Baran ve Canan aileleri tarafından oluşturulan inisiyatif olarak kemiklerin bulunması için mücadele ettiklerini hatırlatan Baran, "Bugün 4 Mayıs bizim için bugün daha da ağır 24 büyüğümüzün kemiklerini kaldırıyoruz. Ve 1938'de katledilenleri anıyoruz. Buradan diyoruz bu 24 kişinin kemiği dersim katliamının bir parçasıdır. Diğer katledilen ocakların bir parçasıdır" dedi.
O günü yaşatanların torunları aynı zihniyette!
Yıllarca herkesin "Bu pirlerin niye katledildi?" diye sorduğunu ifade eden Baran, "Bu devletin bir planı mecliste alınan kararla bu milletin inancını, Kızılbaş Alevilerini, katletmek ve bu çeşmeyi kurutmak istediler. Dersim'in yok edilmesi tüm Kürdistan'ın yok edilmesidir. Dersimin yok edilmesi Kürtcinin, Dimilînin yok edilmesidir. O zihniyet sadece fiziki bir yok etmeyi değil düşünceyi yok etmek istediler. Dersimin tüm renklerini yok etmek istediler. Ağuçan Pirleri şahsında hak ve adaleti yok etmek istediler. Seyit Rıza Elazığ'da yürürken 'Biz Kerbela'nın evlatlarıyız. Biz günahsızız' demişti. Bu mağaralarda katledilenlerde aynı şeyi söylediler. Bugün de Dersim'de yaptıkları Kerbela'yı dört parça vatanımıza getirdiler. O Kerbela her yerde yaşatanları, o zihniyetin tohumlarını kınıyoruz" diye ifade etti.
Dersim olmaz Tunceli olur
Bugün yaşananların Dersim Katliamı'ndan farksız olduğunu da dile getiren Baran, şöyle devam etti: "Dersim sadece kendi Kerbelasına sahip çıkmamalı, Kobanê'den başlayıp Kürdistan'ın tüm Kerbelasına sahip çıkmalı. Eğer siz bugün bunlara sahip çıkmazsanız o dil size uzak düşerse o ocak da size uzak düşer. Eğer dilimize kültürümüze inancımıza sahip çıkacağız diyorsanız bu hak, adalet mücadelesine sahip çıkın onlara sahip çıkmak her şeye sahip çıkmak anlamına gelir. Dersim inançsız, dilsiz, adaletsiz Dersim olmaz Tunceli olur. Dersimin tamamı için mücadelemizi sürdüreceğiz."
Çoğu kemik çocuklara ait
Süreci hukuki olarak yürüten Avukat Cihan Söylemez de, Adli Tıp kazısında çıkan sonuçları şu şekilde açıkladı: "2 cenaze 13-14 yaşlarında, 1 dört beş yaşlarında 1 inin 5-6 yaşlarında olduğu, birinin 6-7 yaşlarında olduğu, 7'si çocuk 11 cenaze çıkartıldı. Söylemez, sonuçlara göre katliamın en az 50 yıl önce gerçekleştiği ve olay yerinden çıkan kovan ve mermilere göre de katliamda bu kişilerin sadece yakılmadığı aynı zamanda kurşunlandığı kanıtlıyor."
İsim isim tespitli
Söylemez, raporlar ve kişisel eşyalar ışığında bakıldığında çıkan kemiklerin şu isimlere ait olduğunun ortaya çıktığını da söyledi: "1925 doğumlu Seyit İbrahim, 1925 doğumlu Seyit Halil, 1930 doğumlu Seyid Ali, 1928 doğumlu Seyid Hıdır 1930 doğumlu Seyid Ahmet, 1931 doğumlu Seyid Besime, 1934 doğumlu Seyide Sultan, 1925 doğumlu Seyide Kevser, 1894 Doğumlu Seyit Hasan". Söylemez kemiklerine ulaşılamayan 13 kişinin kemiklerinin bulunması için de ikinci bir kazı başlatılması için mücadele edeceklerini belirtti.
Kürdistan toprakları kemik fışkırıyor
Daha sonra konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek da, Kürdistan toprağının her tarafından kemiklerin çıktığına dikkat çekerek, "Dersim katliamı Kemalist anlayışının sonucudur. 50 bine yakın insanımız Kürt Alevi oldukları için katledildi. Devlet anlayışını kabul etmedikleri için, kendi topraklarında ana dillerini yaşatmak istedikleri için katledildiler. Kemalizmin anlayışı ile Erdoğanizmin anlayışı arasında hiç bir fark yoktur. Biri Dersim'de katliam yaptı öbürü Cizre'de... Devlet anlayışında doksan yıldır hiç bir şey değişmedi. Kemalizmin katliamcı zihniyeti bugün Erdoğan temsil ediyor. Değişen tek şey var o da bu zulümlere karşı verilen mücadelenin büyümüş olması ve daha da büyüyeceği... Artık birlikte direniyoruz ve inanıyorum ki birlikte zaferi getireceğiz. Biz dedelerimizin kemikleri önünde saygıyla eğiliyor direnişi büyüyeceğimize söz veriyoruz" diye konuştu.
Mücadele sürecek
Yüksek'in ardından HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Amed Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak da birer konuşma yaparak yaşamını yitirenlerin mücadelesini sürdürme sözü verdi.
Konuşmaların ardından Gülbeng eşliğinde sanatçıların seslendirdiği ağıtlar yakıldı. Tek tabutta toplanan kemikler omuzlara alınarak toprağa verildi. Yaşlı kadınların mezar topraklarını öperek ağıtlar yakması duygusal anlar yaştı. Tabut dersim puşisi ve karanfillerle defnedildi.
Mezar üzerinde çılalar yakıldıktan sonra karanfillerle bezendi ve törene katılanlara niyaz dağıtıldı.
Ardından kent merkezinde Seyit Rıza Meydanı'nda da katliamda yaşamını yitirenler anıldı. Dönemin fotoğraflarının olduğu sergiyi gezen yurttaşlar sonra pirlerin okuduğu ağıtlara eşlik etti. Anmada son olarak Mehmet Tunç'un annesi Cizre için yaktığı ağıtı okudu.