Pülümür’de ‘90’lı yıllara dönüş' mesajı

Kürt coğrafyasında 1980 darbesinin ardından ve çatışmaların alevlendiği 1990’lı yıllarda askeri birliklerin konuşlandırıldığı bölgelerin dağları ya da karakolların yamaçlarına “Ne mutlu Türküm diyene”, “Türk öğün, çalış, güven” ve “Önce vatan” gibi yazılar yeniden yazılmaya başlandı. Varlıklarını 2005 yılına kadar koruyan ve Kürtlere yönelik psikolojik savaş argümanı olarak değerlendirilen bu yazılamalar, artan tepkiler üzerine 2010 yılında kademeli olarak kaldırılmıştı. 

 

Aradan 10 yıl geçtikten sonra Dersim’in Pülümür ilçesinde askerler tarafından bir dağa yeniden "Ne mutlu Türküm diyene" yazısı yazıldı. Yazının çalışması yine askerlerce havadan görüntülenerek basına servis edilirken, Tunceli Valisi Tuncay Sonel de sosyal medya hesabından fotoğrafı paylaştı.

 

 

Konuya ilişkin konuşan HDP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı ve Dersim Milletvekili Alican Önlü, geçmişten bu yana dağlara, taşlara ırkçı ve tekçi söylemlerin belirterek, bunun sistem zihniyetlerinin, yüzyıldır Kürtlerin coğrafyasına yansıması olduğunu söyledi.  90’lı yıllarda bunların en bariz şekilde yaşandığını dile getiren Önlü, bugün yaşananın kendini tekrarladığını ifade etti. Devlet zihniyetinin her dönem değiştiğini söyleyen Önlü, “Bu zihniyet bazen fulü, bazen de en sert şekilde belirginleşti. Yazılmış bir yazının yıllarca kalıp tekrar silinmesi değildir. 90’lı yıllarda halk diline, kimliğine, mücadelesine en kitlesel bir şekilde sahiplendi. 20 yıllık Kürt mücadelesi toplumsallaşmıştı. İktidar kitlesel katliamlar, faili meçhul cinayetler, köylerin yakılması ve boşaltılmasıyla bastırmaya çalıştı. Neydi dağa yazılan ‘ne mutlu Türküm”, onun dışında her şey mutsuz olacak, yoksun, teslim olacaksın, öleceksin ya biat edeceksin ya da yaşama şansın olmayacak” dedi.

 

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçmiş dönemlerdeki açıklamalarını hatırlatan Önlü, “2002’den sonra bu yazılar ifade edilirken de AKP Genel Başkanıydı. ‘Bunlar tekçi söylemler’ diyerek hepsinin silineceğini söylemişti. Dağa, taşa yazılan ret  ve inkar eden söylemler kesinlikle silineceğini, aynı şekilde okul, cadde isimleri, bu toplumda kötü izlenim bırakmış isimleri, 80 darbesinde rol almış kişilerin isimleri, söylemleri kaldırılacak demişti. Bu umut yarattı. Sonra baktık ki bu AKP’nin bir politika karakteridir. Tam tersine kendisinden önceki 90 yıllık retçi, tekçi, asimilasyoncu politikanın daha katmerli halini getirdi” şeklinde konuştu.

 

 

Yeni bir politikanın devreye konulmaya çalışıldığını söyleyen Önlü, mezarların talan edilmesi, PTT yoluyla cenazenin yollanması birbirinin takibi olduğunu belirtti. Yerel ayağının da aynı şekilde hazırlığını yaptığını dile getiren Önlü, "Nedir yerel hazırlığı? Demiştim ya bir AKP partisi yok artık. İttifak güçleridir. AKP, MHP ve Ergenekon herkes bir ayağını oluşturuyor. Süleyman Soylu da dikkat edin Diyarbakır ilçesi Kulp için ‘karanlık güçler’ diye söylemde bulundu. Tamda süreç olumlu gelişirken, mecliste infaz yasası tartışılırken, Kulp’ta siviller katledildi. Onların katledilmesi boşuna bir şey değildi. İki defadır Kulp’ta böyle şeyler yaşanıyor. Süleyman Soylu’nun sivillerin katliamındaki payı araştırılmalıdır. Tam da hassas süreçte kamuoyunda kesinlikle siyasilere, muhalefet kesimine bir infazın düzenlemesinin yansımamasının arifesinde bu düşüncüdür. O olaydan hemen sonra ‘Biz bütün valilerimize güvelik güçlerine talimat vermişiz bunu bütün herkese ibret olabilecek şekilde parçalayın’ diye bir açıklama yaptı” diye konuştu.

 

 

Bunun bir savaş suçu, katliamın talimatını vermek olduğunu vurgulayan Önlü, Tunceli Valisinin sıfatını kaybettiğini ifade etti. Pülümür’de dağa yazı yazılmasının, valilik tarafından propagandasının yapılmasının bir sürecin başlatılma durumu olduğunu vurgulayan Önlü, “Peşinen de biz burayı temizleyeceğiz. Bu kente mezarlar yakıldı, yıkıldı, siviller katledildi. Valinin katlederken ilk açıklaması ‘silahıyla beraber terörist ele geçirildi’ söylemlerinde bulunduktan iki saat sonra ya minibüs şoförü, ya da vadiye gezmeye giden çobandı. Fakat peşin hiçbir açıklama yapılmadı. Valinin Pülümür’de dağa yazı yazması, propaganda yapması kaygı vericidir.  ‘90’ları yeniden yaşatacağız’ mesajıdır” şeklinde konuştu.

 

 

Dersim’de valinin bütün uygulamalarının Bakan Soylu ile eş güdümlü olduğuna dikkat çeken Önlü, üslubunun, dilinin, yaklaşımının sanki talimat üzerine, Soylu’nun söylemlerinin kente yansıtıldığını dile getirdi. Bunun iktidarın kararnamesiyle atanmış biri olmadığını belirten Önlü, MHP’nin çok açık sahiplenmesi olduğunu ifade etti. Önlü, “’Buranın valisi için ‘tek kadromuzdur, yedirmeyiz’ açıklaması vardı. Artık açığa çıkmıştır. Son olarak da Süleyman Soylu’nun istifası üzerine, ona bağlı mülki amirleri listesi de dolaştı. Kendi kontenjanıdır. Tüm bunlar deşifre edilmelidir” diye konuştu.

(MA)