Lütfen bekleyin..
Munzur Haber / Besê Hozat: Dersim'de tecavüzler, Dersim Tertelesi’nin bir devamıdır

Besê Hozat: Dersim'de tecavüzler, Dersim Tertelesi’nin bir devamıdır

28 Ocak 2020, 20:50

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat: AKP-MHP iktidarı, bir kontrgerilla koalisyonudur. Amacı; Kürtlere yüzyıldır uygulanan soykırım planını sonuca götürmektir. Hiçbir meşruiyeti kalmadı.

Soykırımcı faşizme karşı en büyük mücadelenin ana dil mücadelesi olduğunu belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Kürdistan özgürlük mücadelesinin özünün de ana dil ve kimlik mücadelesi olduğunu söyledi. Kürtlerin, farklı etnik ve kültürel toplulukların, inkarına-imhasına dayanan tekçi Türk ulus devlet sisteminin, sürekli olarak faşizm ürettiğini; bunun da tüm adaletsizliklerin, hukuksuzlukların ve ahlaksızlıkların ana kaynağı olduğunu vurgulayan Hozat, Türkiye’nin temel sorununun demokratik muhalefet, birleşik toplumsal mücadele sorunu olduğunu kaydetti. AKP-MHP faşist kliği bundan güç alarak ayakta kaldığını belirten Hozat, faşizm; tutarlı, ilkeli, kararlı, cesur ve sağlam bir duruşla, birlik ve ittifak içinde topyekün bir direnişle yenilgiye uğratılır… Demokrasi ittifakı, anti faşist tüm kesimleri içerisine alarak muazzam bir gelişme sağlayabilir. Bunun imkanı gerçekten vardır. Demokrasi, özgürlük, adalet ve hukuk ortak paydası bu ittifakı kurmaya gerçekten yeterlidir” dedi.

DERSİM TERTELESİ’NİN DEVAMI

Son zamanlarda özellikle Dersim’de birçok tecavüz saldırısı gerçekleştirildi. Dersim’de devlet eliyle tecavüz saldırılarının yapılması için bir çeteleşme oluşturulduğu da söyleniyor. Sizce Dersim’in bu konuda özel olarak hedeflenmesinin asıl amacı nedir, gösterilen tepkileri yeterli buluyor musunuz?

Dersim’in Kürdistan tarihinde özel bir yeri ve önemi var. Dersim, toplumsal direnişin, geleneksel doğal toplum kültürünün kök saldığı kadim bir coğrafyadır. Kürtlüğün ve Alevi inanç kültürünün halen büyük oranda en doğal ve özüne uygun yaşandığı yerdir. Bu kültürü ve tarihi ortadan kaldırmak için gerçekleştirilen 1938 Dersim Tertelesi bile bu direnişçi, doğal toplum kültür geleneğini tam olarak yok edemedi. Dersim Tertelesi, kabuk tutmayan ve sürekli kanayan bir yara olarak hep kendi içinde yeni direniş damarları yarattı. Dersim’in toplumsal direniş damarları güçlüdür, soykırımdan sonra da tüm devrimci, direnişçi hareketlere kucak açmış, mekan olmuştur. Mazlum Doğan ve Sakine Cansız yoldaşlar gibi çok sayıda büyük devrimciyi bağrından çıkarmıştır. Dersimin direnişçi kültürü, devrimci hareketlere ve direnen halklara her zaman ilham kaynağı olmuştur. Bundan kaynaklı soykırımcı faşist Türk devletinin Dersim’e karşı sürekli bir özel savaş politikası olmuştur. Dersim Tertelesi’ni bin bir türlü yöntemle sürdürmek istemiştir. Bugün yapılan da budur. Pertek’te yaşanan çocuk tecavüzleri, Dersim Tertelesi’nin bir devamıdır. Bir devlet politikasıdır. Tecavüzleri yapan, yaptıran devletin kendisidir. Eğitilmiş, örgütlendirilmiş birçok özel savaş çetesiyle, toplumu yozlaştırmak, temel değerlerinden koparmak için 24 saat çalışıyor. Dersim’de görev yapan askerler, polisler ve devlet memurları, özel savaş merkezlerine bağlı çalışıyor; toplumu çürütmek, toplumsallığı dağıtmak için tecavüzü, fuhuşu, uyuşturucu ve ajanlaştırmayı geliştiriyor. Dersim, devletin yoz kültürüne karşı, devlet dışı özgür ahlaka dayalı insanlık kültürünün mayalandığı ve geliştiği yerdir. Soykırımcı devlet, kaynağında bu doğal toplumsal kültürü yozlaştırıp tasfiye etmeye çalışıyor.

DEVLETİN KENDİSİ TECAVÜZCÜDÜR

Pertek’te devletin örgütlediği asker, polis ve ajan çeteler tarafından bu tecavüzler yapılıyor. Buna karşı Pertek’te halkın belli düzeyde tepkisi gelişti. Protesto yürüyüşünde konuşan Pertekli bir kadın, devletin tecavüzcüye en ağır cezayı vermesini istedi. Tabii üzülerek izledim. Bu düzeyde bir gaflet ve düşman gerçeğinden uzak bir yaklaşım olabilir mi, dedim. Zaten devletin kendisi tecavüzcüdür. Fail, devletin kendisidir. Bu tecavüzleri devlet yapıyor, yaptırıyor. Tecavüzü yapandan, yaptırandan sen nasıl adalet beklersin? Halkımız düşmanını iyi tanımalıdır; Dersim Tertelesi’ni yapan bu devlettir, İttihat Terakki zihniyetidir ve bugün de iktidarda Türkiye’yi yönetiyor. Bugünün İttihat Terakkicileri, Dersim’e ve Kürdistan geneline Şarkı Islahat Planı’nı güncelleyerek uygulamaya çalışıyor.

NE YAZIK Kİ TEPKİLER YETERSİZ

Bu açıdan Pertek’te yaşanan olay duyulur duyulmaz Pertek’te ve Dersim genelinde halkımız sokakları doldurmalıydı, Kürdistan’da halkımız ayağa kalkmalıydı. Türkiye demokratik toplumu bu çirkin saldırıları her yerde protesto etmeliydi. Ne yazık ki tepkiler oldukça yetersizdi. Bu da kuşkusuz toplumun ahlaki olarak ne kadar geriye düştüğünü gösteriyor. Bir toplumun ahlakı ve vicdanı sağlam olursa örgütlü direnişi ve mücadelesi de bir o kadar güçlü olur. Bu konuda bir geriye düşüşün olduğu açıktır. Demek ki özel savaş politikaları toplum üzerinde etkili oluyor. Halka öncülük yapan güçlerin bu gerçeği görerek, dünden iki kat daha fazla çalışması ve toplumu örgütlemesi gerekiyor. Dersim alanında halkın öncüleri rolünü oynamaz, toplumu tecavüzcü devletin her türlü saldırılarına açık bırakırlarsa sonuçları da vahim oluyor. Aslında halkımız da önemli bir bilinç ve irade kazanmış durumdadır. Devletin her türlü saldırısına karşı kendiliğinden ayağa kalkarak onurluca karşı koyabilmelidir.

DERSİM TOPLUMU DÜŞÜRÜLMEYE ÇALIŞILIYOR

Gülistan Doru olayında da tepkiler zayıf kaldı, kalıyor. Dersim’de devlet odaklı kadına karşı saldırılar artıyor. Kadın yoluyla Dersim toplumu düşürülmeye ve teslim alınmaya çalışılıyor. Dersim kültürünün öznesi kadındır. Dersim’in doğal toplum kültürü ve direniş geleneği en çok da kadının şahsında hayat buluyor. Yüzyıldır aralıksız süre gelen soykırım saldırılarına rağmen Dersim kadınının özgürlüğe yakın, onurlu ve direnişçi duruşu soykırımcı devletin hazmedemediği bir durumdur. Tunceli Üniversitesi bu amaçla kuruldu. Tunceli Üniversitesi genç kızları erkekleri düşürmek için kurulan bir özel savaş merkezidir. Bu bir üniversite değildir, kırım merkezidir. Bir asimilasyon, katliam ve yozlaştırma merkezidir. Nitekim yaşanan olaylar bu yerin nasıl bir özel savaş, kırım merkezi olarak çalıştırıldığını çok açık şekilde ortaya koyuyor.

ANF

Bu haber 383 kere okundu
  • Bu haberi paylaşın:
UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik ve tamamı büyük harfle yazılan yorumlar onaylanmamaktadır.
Kategorisindeki Diğer Haberler
Etnik, dini, sosyo-politik kimliği ve doğasıyla tarihsel özgünlüğü olan Der..